Mimar ve Cin Ali Müzesi kurucusu Nevin Kaygusuz Apaydın ile özel röportaj

Ankara Masası Kültür-Sanat Özel programımıza Mimar ve Cin Ali Müzesi kurucularından Nevin Kaygusuz Apaydın konuk oldu.
Zeliha Demirci
|
16 Nisan 2021, Cuma - 17:56
Mimar ve Cin Ali Müzesi kurucusu Nevin Kaygusuz Apaydın ile özel röportaj

Mimar ve Cin Ali Müzesi kurucularından Nevin Kaygusuz Apaydın, babası öğretmen Rasim Kaygusuz’un yarattığı, birçok kuşağa okumayı öğreten “Cin Ali”nin kültürünü yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla kurdukları Cin Ali Müzesi’ni Ankara Masası’nda anlattı. Ayrıca Cin Ali Vakfının da kurucularından olan Kaygusuz, müzenin yapısı, burada düzenlenen etkinlikler ve kuruluş aşamasında çekilen "Cin Ali'nin Peşinde" belgeseli hakkında konuştu.

Keyifli okumalar…

Cin Ali Müzesi'ni kurma fikri nasıl gelişti? 

"Cin Ali'nin arkasındaki hikayeleri anlatmak bizim borcumuz"

Cin Ali sadece hikaye kitabı değil. Herkes onu 10 serilik ve birinci sınıfta okumayı öğrendiklerinde okudukları ilk kitap olarak hatırlıyor. Cin Ali, babam öğretmen Rasim Kaygusuz'un kitabı. Ben de dolayısıyla Cin Ali’nin ablası oluyorum. İki tane ablası var diğeri de ablam Nesrin Kalaycıoğlu. Cin Ali’nin arkasında çok büyük, Cumhuriyet ile başlayan bir hikaye var. Annemin, babamın öyküsü ve onların okuma serüvenleri… Çünkü biri Karadeniz'in bir köyünden, diğeri Ankara'nın bir köyünden... Babamın geliştirdiği bir de oyunla okuma yöntemi var onun da hikayesi var. Biz aslında bunları anlatmak istedik. Bunun için de müzeyi kurduk. Cin Ali, tek başına kültürel miras haline gelmiş bir değer. Ama arkasındaki öyküleri de anlatmak bizim boynumuzun borcu ve bunu da zaten herkes merak etti. Müzemiz mekan olarak çok büyük müze değil ama arkasında çok fazla hikaye var. Hatta bizim oraya koyduğumuz her nesnenin bir hikayesi var.

Cin Ali Müzesi'nden bahseder misiniz? Ne gibi etkinlikleriniz var?

"Bizim müzemiz etkileşimli bir müze..."

Sadece müze değil, kütüphanemiz var, vakfımız var. Eş zamanlı olarak çok çeşitli ve her yaştan insanla etkinlikler yapıyoruz. Müzemize okul grupları geliyordu. Yaş gruplarına göre Cin Ali ve oyunlu okuma yönteminin araçlarından çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Müzeyi aslında oynayarak geziyorlar. Bizim müzemiz etkileşimli bir müze. Dokunabildiğiniz, oynayabildiğiniz, kara önlük giyip fotoğraf çektirebildiğiniz bir sınıflar var. Her hafta sonu seminerlerimiz vardı. Biz bunları şimdi bir online olarak yapmak zorunda kaldık. Her çarşamba film gösteriyorduk. 4 yıldır devam eden müze buluşmalarımız var. Her ayın ikinci perşembesi biz müze buluşmaları düzenliyoruz ve müzeyle ilgili herkesin gelebileceği bir toplantı yapıyoruz ve müzeleri konuşuyoruz. Bunun dışında tek oturumlu konferans dizilerimiz var. Sözlü tarih çalışmalarımız devam ediyor. Onun dışında da birkaç tane projemize hibe aldık onları devam ettiriyoruz.

"Cin Ali'nin Peşinde" adlı bir belgeseliniz var. Biraz anlatabilir misiniz?

Cin Ali kitaplarını 2013 yılında basmaya başladık. Ondan sonra vakıf, ardından müze kurma fikri ortaya çıkınca bir yer bulduk. O yerde onarımlara başladık. Ama bizi iki bölümde yaptık. Normalde müzelerin önce sergi salonları yapılır, sonra dinlenme alanı, eğitim odaları planlanır. Biz önce genel mekanlardan başladık. Müzeyi kurmaya başladığımız, düşüncemizi olgunlaştırmaya başladığımız zaman belgelemenin aslında ne kadar önemli olduğunu gördük. Toplum olarak geçmişten gelen şeyleri bir sonraki kuşağa aktarma görevini yerine getirmiyoruz. İstediğimiz belgelere çok kolay ulaşamadık. Bu yüzden müzenin sergi alanı yapılmaya başlandığında, 'biz bunu belgeleyelim' diye başladık belgesele. İnşaat sürecini çekelim dedik ama iş aslında Cin Ali’nin bütün hikayesini anlatmaya döndü. Sadece müze yapım süreci değil; Rasim-Remziye Kaygusuz’un hayat hikayeleri, Cin Ali'nin toplumda edindiği yeri anlattık. Fuarlara katılıyoruz herkes bize o kadar sıcak yaklaşıyor ki benim Cin Alim diye geliyor. Bütün bunları belgelediğimizde 30 dakika iyidir derken biz 85 dakikalık bir belgesel yaptık. Birkaç tane de yan belgeseli çıktı. Pandemiden hemen önce bunları bitirdik ve galasını yapmıştık. Daha fazla göstermek istiyorduk ama pandemi yüzünden durdu.

"Cin Ali Çocuk Şarkıları Yarışması" düzenlediniz. Bu her sene tekrarlanan bir yarışma mı?

Birincisini yaptık. Devamı olacak mı, olmayacak mı henüz bilmiyoruz. Devamı olacaksa da her sene tekrarlanacak bir şeyin olması gerekmiyor. "Cin Ali Çocuk Şarkıları Yarışması" fikri bizim yaptığımız seminerlerin birinden çıktı. 1 buçuk yıl boyunca müzik tarihi ile ilgili bir seminer dizisi yaptık. Müziğin temel bilgileri diye bir program da yapmıştık. Orada şunu gördük; biz müzikle ilgili birçok şeyi aslında ilkokul çağında öğrenebiliriz. Biraz cahil bir şekilde yetişiyoruz ya da çok kolay unutuyoruz. Biz onları öğrenmekten bu kadar zevk alırken niye bunları çocuklara öğretmeyelim diye düşündük. Ve elimizde bir havuz olsun diye "Cin Ali Çocuk Şarkıları Yarışması" düzenledik. 76 eser katıldı, 8 tanesine ödül verdik. Şimdi kitabının hazırlığı içindeyiz.

http://www.ankaramasasi.com/haber/713411/mimar-ve-cin-ali-muzesi-kurucusu-nevin-kaygusuz-apaydin-ile-ozel-roportaj
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.