Gürkan Zengin son dönem siyasetini ve liderlik arayışını değerlendirdi

Gazeteci Gürkan Zengin, 2001 yılında yaşanan siyasi boşluğun bu dönemde de oluştuğunu söylerken "Hani nerede bunu değerlendirebilen muhalefet" dedi. Zengin yeni bir lider arayışı olduğunu sözlerine ekledi.
Ankara Masası
|
07 Mayıs 2021, Cuma - 21:01
Gürkan Zengin son dönem siyasetini ve liderlik arayışını değerlendirdi

Gazeteci Gürkan Zengin, siyasi gündemi ve Anayasa çalışmalarını Ankara Masası özel yayınında değerlendirdi.

Siyasi tartışmalarla ilgili konuşan Zengin, 2001 yılındaki siyasi boşluğun bu dönemde de ortaya çıktığını söyledi.

Zengin, Türkiye'de yeni bir lider arayışı olduğunu söylerken "Şu anda Türkiye'de 2001 ortamı var. 2001’de biliyorsunuz  MHP'nin, Anavatan’ın, DSP'nin koalisyonunun yarattığı tahribat, yolsuzluklar ve beceriksizlikler var.  Depremin altında kalma durumları vardı, ekonomik kriz vardı. Bunun üzerine AK Parti sular seller gibi geldi. Farklı bir arayış, farklı alternatif olarak. Neredeyse hepsini parlamento dışında bıraktı seçmen.  Böyle bir arayış ve boşluk ortamı bugünlerde de var gibi duruyor, görünüyor, Ama hani nerede bunu değerlendirebilen bir muhalefet. Yeni lider arayışı var. Ortam bir lider yaratmak durumunda bir hareket yaratmak durumunda. Daha o liderin ya da o hareketin o kadronun ortaya çıktığını söylemek mümkün değil." dedi.

"Çok temel meselelere farklı bakıyorlar"

Türkiye'de uzlaşma ortamı olmadığı için yeni Anayasa yapmanın zor olduğunu belirten Zengin "Yeni Anayasa mevzusu tam bir muamma. Anayasa demek, toplumsal mutabakat metni demek, toplumsal uzlaşma demek. Siyasi partilerin, STK’ların, halkın genelinde, böyle bir ortam yok. Dahası şöyle bir durum var.  İktidar blokuyla, muhalefet bloku, Millet ve Cumhur ittifakları çok temel bir meseleye farklı gözlerden bakıyorlar; nedir o, sistem ne olacak?  Bir tanesi Parlamenter Sistem’de ısrar ediyor ve burada mutlak bir pozisyon almış vaziyette. Ötekilerde AK Parti ve MHP’de Türk tipi Başkanlık Sistemi’nde ısrar ediyorlar ve onların da orada mutlak bir pozisyonu var. Böyle bir ortamda yeni Anayasa yaparak, yeni Anayasa da ne yazacaksınız. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı daha önce açıkladı. Biz Başkanlık Sistemi’ni baz alarak bir Anayasa taslağı hazırlıyoruz dedi. Devlet Bey’in 100 maddesinde de bu yaklaşım hakim, görüyoruz. Dolayısıyla CHP’nin İYİ Parti’nin HDP’nin ötekilerin yeni gelen partilerin hepsinin temelden karşı oldukları bir Başkanlık Sistemi, Yarı Başkanlık Sistemi, Türk Tipi Başkanlık Sistemi ortadayken Anayasa’ya bunu yazmakta kararlıysanız nasıl olacakta yeni Anayasa yapacaksınız. Dolayısıyla muamma. Bu sorunun cevabını da veremediler" ifadelerini kullandı.

Zengin sözlerini şöyle sürdürdü;

Eğer yeni Anayasa arayışları bir siyasi taktik değilse; bir  ‘biz hala yaratıcı, yapıcı reformist bir siyasi hareketiz, siyasi blokuz, yeni Anayasa Türkiye’nin demokratikleşmesi görüntüsü vermek derdinde değilseniz, iki Anayasa değişikliklerini Parlamenter Sisteme dönüşün manevrası olarak düşünmüyorsanız. Yani oy oranlarındaki gerilemenin ve bir sonraki seçimi kazanamayacağınızı düşünüyorsanız. Parlamenter Sistem’de yeniden iktidar olma şansınız olacağı için bu Anayasa değişikliklerini, Anayasa arayışlarını, bir manevra olarak kullanma niyetinde değilseniz, o zaman nasıl yeni bir Anayasa olacak. Bunu iktidar için söylüyorum. Seçimde eğer yüzde 50 artı biri alamayacaklarına kesin kez emin olurlarsa, o zaman iktidarda kalmanın aracı Parlamenter Sistem’e geçiştir.

"Kutuplaşmış bir siyasal ortam var"

Türkiye şu anda kutuplaşmış bir ortam olduğuna dikkat çeken Zengin "AK Parti hala birinci partidir. MHP ile kuracağı bir koalisyonla yeniden Parlamenter Sistem’de de olsa Türkiye'nin yönetiminde kalma ihtimalleri vardır. Ama bir şartla söylüyorum yüzde 50 artı 1'i asla alamayacaklarına ikna olurlarsa kanaat getirirlerse. İki partinin anlaşmasıyla anayasa değişmiyor, referanduma götürecek çoğunluğunuz yok. Hem muhalefet blokunda hem kitleler bazında kutuplaşmış bir siyasal ortam var. Mutabakat yok. Dolayısıyla bu konuda mutabakata varmadan ben anayasa hazırlıyorum, iktidar ortağımla anayasa konuşacağım, muhalefetle de konuşacağım demenin pek bir karşılığı yok. İYİ Partililer, CHP’liler bu parlamenter sistem, güçlendirilmiş veya iyileştirilmiş Parlamenter Sistem konusundaki ev ödevleri nasıl bir ödev ise aylardır getiremediler gitti.  Yani yayınlarda da hep konuşuyoruz ya ne getirecekseniz getirin ondan sonra da metinleri buluşturun. Bakın Gelecek Partisi bir metin çıkarttı, anladığım kadarıyla Ali Babacan'ın Deva Partisi'nde de bir metin ortaya çıktı. Muhatapları belli ama İYİ Parti’nin ne getireceği, nasıl bir şey getireceğini anlayamadık. Sistematik bir şey getireceğini söylüyor. Aylardır bekliyoruz ha bugün ha yarın diye. Gelecek sonra Millet İttifakı bloku içinde bu konuda bir mutabakata varacaklar, ince ayarlar yapılacak ve ortak bir metin çıkacak." diye konuştu.

"Siyasi hiciv yok oldu"

Ak Parti'nin yayımladığı animasyonu başarılı bulmadığını ifade eden Zengin, animasyonun siyasette mizah yolunu açabileceğini söyledi.

Zengin, Türkiye'nin mizah geleneği olan bir kültürü olduğunun altını çizerken "Animasyon meselesini; AK Parti’nin gençlere ulaşamama sorununu çözme arayışı olarak görüyorum doğrusunu isterseniz. Şu sevindirici, sevindirici olan şu siyasi rekabette mizah unsurunun karikatür unsurunun işte animasyonla, şununla bununla yöntemi değişebilir ama mizah unsurunun siyasette bir rekabet alanı olarak devreye girmesi güzel, Niye? Çünkü  AK Partililer  siyasi mizahı kaybetti. Gazetelerde siyasi karikatürler yok oldu. Siyasi hiciv yok oldu. Bakın Türkiye böyle bir kaç ülke vardır. Rusya bunlardan bir tanesidir, Türkiye bunlardan bir tanesi. Dünyada birkaç ülke bu siyasi hiciv konusunda siyasi mizah konusunda çok öndedir. Karikatür dergileri, mizah dergileri, yüz binler satmıştır. Böyle bir gelenek vardır. Biz Nasrettin Hoca'nın çocuklarıyız. Espri, mizah, kuvvetli otoriter yönetimlerin hüküm sürdüğü dönemlerde bile ifade yolu olarak devreye girmiş, kullanılmış bir alandır. AK Partili yıllarda bu kalktı, yani karikatüre siyasi mizaha tahammülsüzlük ortaya çıktı. İnşallah animasyon üzerinden başlayan rekabet bu yolu yeniden açar. Bu animasyona gelince doğrusunu istersen hani dedim ya siyasi mizahın siyasi rekabet alanına girmesi iyi oldu ama bu animasyonun çok da başarılı olmadığını düşünüyorum. İnşallah daha yenileri, daha yaratıcı olanları, daha zekice olanları da devreye sokulur diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Siyasette son haftanın gündemleri

Siyasi gündeminin Ak Parti'yi sıkıştırdığını ifade eden Zengin, sözlerine şöyle devam etti;

Siyaset uzun zamandır sıkışık, bu yüzde 50 artı 1’in getirdiği zemin, bu siyasi kutuplaşma ortamında çok küçük partiler bile hayati önem arz etmeye başladı.

Böyle marjinal gruplar radikal unsurlar bile önem arz etmeye başladılar. Ana akım medyanın ana akım siyasi hareketlerin gözünde medyanın da öyle. O tür şeyler özellikle bu Ekrem İmamoğlu üzerinden yürüyen kampanyalar AK Parti'deki ne diyelim genel oy kaybının zemin kaybının birer tezahürleri gibi duruyor. Son birkaç haftaya sığan başlıklara bir bakın.

Mesela 1;  Bu lebaleb kongreler meselesi. Pandemi ortamında kendi partilerinin yaptığı kongrelerde insanların rahatça gitmesi gelmesinin toplumda yarattığı bir rahatsızlık.

Arkasından bu 128 milyar dolar aynı günlere denk geldi. İşte nasıl eridi, nereye gitti bu para nasıl satıldı, hangi kurdan alındı, kim aldı? Bu soruların cevaplandırılamamış olmasının yarattığı sıkışma.

Ardından o günlerde bir pudra şekeri meselesi çıktı. AK Parti Genel Merkezindeki bir çalışanın işleri, ilişkileri.

Arkasından bir bakanın kendi şirketinden bakanlığa devlete dezenfektan sattığının ortaya çıkmış olmasının yarattığı sıkışıklık, sıkıntılar.

Düşünün bunları böyle üst üste koyduğunuz zaman bir ne yapalım, nasıl kurtulalım, nasıl çıkalım, çıkış arayan bir parti ve bunun üzerine bir de işte böyle kamera genelgesi geldi.

Arkasından bakıyorum Ekrem İmamoğlu işte türbede elleri arkada yürüdü falan gibi.

Bunlar biraz siyasetsizliğin, biraz siyaset üretememenin, biraz kitlelere ulaşamamanın veya yapılan yanlışların, toplumda yarattığı rahatsızlıkları atabilmenin başka yollara, başka yönlere kaydırabilmenin arayışları.

" Bu kriz böyle çözülmeyecek"

"Türk-Amerikan ilişkileri diplomasiyle çözülemeyecek kadar mutlak bir pozisyon sertliğinde gelmiş durumda" diyen Zengin "Amerika'nın S-400 tavrı, Suriye'nin kuzeyinde, PKK’ya devlet kurdurma stratejik hedefi, FETÖ çetesine ev sahipliği yapma ve onu koruma, himaye etme kararlılığı devam ediyor.  Bu kararlılık devam ettiği sürece efendim F-35 şöyle olur, işte şurada bu olur böyle güzel sözlerle, diplomatik hareketlerle diplomatik hamlelerle bir gün, bir adım ileri iki adım geri ile Ankara-Washington ilişkileri çözülemez. Burada bir mutlak pozisyonlar var iki taraf açısından da bunlar diplomatik ifadeler. Bir yere varacağını da düşünmüyorum. Bu kriz böyle çözülmeyecek." dedi.

"Patronaj ilişkisini sürdürme peşindeler"

İki tarafında net çizgileri olduğunu belirten Gürkan Zengin, açıklamalarına şunları ekledi;

Türkiye kendi coğrafyasında asla alternatifsiz bir ülke değildir, Nüfusuyla değildir, ekonomik gücüyle değildir, askeri gücüyle değildir, stratejik konumuyla değildir. Onlar 50 yıldır sürdüre geldikleri o patronaj ilişkisinin devam etmesini istiyorlar. Meseleyi Tayyip Erdoğan olarak görüyorlar. Tayyip Erdoğan otoriter bir yönetici, bize karşı, İslamcı, otoriter, bilmem ne yani bu tür suçlamalarla Türkiye'nin meselesinin bu olduğunu düşünüyorlar.

Hayır, yeni bir Türkiye oluştu. Yani milli gelir itibariyle toplumsal özgüven itibariyle askeri yapı, askeri savunma sanayi itibariyle. Böyle dayatmalarla siz Türkiye’nin elinden ne S-400 alabilirsiniz ne de böyle işte Kuzey Suriye politikasını değiştirebilirsiniz ne Türkiye'nin askeri harekâtlarını durdurabilirsiniz.

Ekonomik olarak Türkiye yanlış bir takım hamlelerle yanlış bir takım ne diyelim ekonomi politikalarıyla finansal politikalarla biraz hovardalıkla hoyratlıkla ekonomisini savunmasız bir hale getirdi Amerikalılar. Bunu istismar ediyorlar, buradan vuruyorlar.

Çünkü bu yönetim, Temmuz 2016, 15 Temmuz darbesini yapan yönetimdir.

Çünkü Bu yönetim, PKK’ya silah veren yönetimdir. Biden’dan bahsediyorum. PKK’yı silahlandırmaya başlayan 2014 Ekim yönetimidir.

Türkiye kendi gücünün sınırlarını gördüğü gibi Amerika'da, Türkiye’ye hangi alanlarda, nerede, ne dereceye kadar baskı yapabileceğini görecek.  Buna emin olduktan sonra ne bileyim darbelerle, şununla bununla Türkiye'de iktidar karar organlarını değiştiremeyeceğini görecek.

Tekrar oturulacak masaya ve konuşulacak, adam gibi konuşulacak.

Şu anda böyle bir yukarıdan konuşma var. Ben söylerim, sen yaparsın. Zaten 50 yıldır böyleydi, 60 yıldır böyleydi. Bundan sonra da böyle olacak dayatması var. Türkiye de dediğim gibi finansal açıdan sıkıntılı bir durumda olduğu için bir alttan almaya çalışıyor ama politikalarına yansıtmıyor, yansıtamaz da zaten. Hani böyle bir toplum da yok, böyle bir ülke de yok. Dolayısıyla bu ilişki böyle diplomatik ifadelerle nezaket cümleleri ile halledilebilir bir ilişki biçimi değil artık.


http://www.ankaramasasi.com/haber/763236/gurkan-zengin-son-donem-siyasetini-ve-liderlik-arayisini-degerlendirdi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.