Abbas Güçlü'den LGS analizi

Milliyet Gazetesi Yazarı Abbas Güçlü, 8. sınıf öğrencilerinin katıldığı LGS'ye yönelik "Bu sınavda bir başarısız varsa ne öğretmendir, ne öğrencidir, ne de velilerdir. Bu sınavın başarısızı Milli Eğitim Bakanlığı'dır." dedi.
Ankara Masası
|
07 Haziran 2021, Pazartesi - 17:01
Abbas Güçlü'den LGS analizi

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında 8. sınıf öğrencilerinin katıldığı merkezi sınav 973 yurt içi ve 4 yurt dışı sınav merkezinde, 17 bin 793 okulda ve 82 bin 355 salonda gerçekleştirildi. Sınav sonrası özellikle matematik sorularının çok zor olduğu yönünde yorumlar yapıldı. 

Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Gökyıldırım'ın sorularını yanıtlayan Milliyet Gazetesi Yazarı Abbas Güçlü, sınavla ilgili dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. 

"Matematik gerçekten zordu." diyen Güçlü, "Sadece matematiğe yüklenmemek gerekirdi, diğer derslerde de zorluk derecesi yüksek soruların olması gerekirdi. Türkiye’ye şu dayatılmaya çalışılıyor; eğer matematik zekân yoksa, matematiği bilmiyorsan sen gerizekalısın. Sen hiçbir şey olmayı hak etmiyorsun intibası yaratmaya çalışılıyor ki bu hiç doğru değil." ifadesini kullandı.

Bütün derslerin önemli hala getirilmesi gerektiğini belirten Güçlü, "Zorluk derecesi 8-10 tane soru değil, birkaç tane olması gerekirken, çok daha yoğun olunca en iyi çocuklar bile sınavdan ağlayarak çıktılar." değerlendirmesinde bulundu.


"Futbol antrenmanı alıp basketbol maçına çıktılar"

Futbol  antrenmanı verilen çocukların basketbol maçına çıkarıldığını savunan Güçlü, "Yıl içerisinde bütün sınavlarınızı yazılı olarak yapıyorsunuz sonra test sorduğunuz zaman o çocuklar sınavda bocalıyorlar. Dershaneye gidenleri daha avantajlı duruma getiriyorsunuz. Eğitimde müthiş bir adaletsizlik, sosyal dengesizlik varken sınavlarla aradaki makası açıyor olmak doğru değil." şeklinde konuştu.

Pandemi nedeniyle bir çok öğrencinin yüz yüze eğitim olanağı bulamadığını söyleyen Güçlü, internet ve bilgisayar erişimi gibi çeşitli nedenlerle çocukların uzaktan eğitim olanaklarına ulaşamadığına da dikkat çekti.

Güçlü şu şekilde konuştu:

"Çok büyük haksızlıklar vardı, matematik sorularıyla bu haksızlık daha da pekiştirildi. Takdir almayan öğrencilerin, normal okulda okuyan öğrencilerin bu soruları başarıyla cevaplamasını beklemek biraz yanıltıcı olabilir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın şu saate kadar bir açıklama yapmamış olması da, yaptıkları işin ne kadar hatalı olduğunun bir göstergesi olarak dikkat çekiyor."


"Matematik öğretmenleri bile çelişkili cevaplar verdi"

Matematik sorularına  matematik öğretmenlerinin bile çok çelişkili cevaplar verdiğini kaydeden Güçlü, "Bir anne babanın bu matematik sorularını çözebilecek bir noktada destek sağlaması mümkün değil. Herhangi bir devlet okulunda okuyan çocukların da bu soruların çözüm noktasına gidebileceği mümkün değil. Örneğin geçen yıllardan dershanelerden ya da okullardan 'Bizden şu kadar full çeken öğrenci çıktı' deniyordu. Şuana kadar çok fazla öğrenci yok, bizim tespit edebildiğimiz 3-4 tane öğrenci var." dedi.

Sınavların adil olması için herkese verilen eğitim doğrultusunda bir sınavın yapılması gerektiğini vurgulayan Güçlü, "Milli Eğitim Bakanlığı son 2 yılda matematik adına ne öğretti de öğrencilere karşılığında böylesine ağır sorulara cevap bekliyor. Bu konunun değerlendirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Bu sınavlara girecek olanlar arasında eleme yapılması gerektiğini belirterek 
geçmişteki fen lisesi sınavlarını hatırlatan Güçlü, not ortalaması istendiğine dikkat çekti. 

"Neden bu kadar öğrenciyi yarıştırıyorsunuz?" 

LGS'ye  1 milyon öğrenci girdiğini ancak Anadolu Lisesi, Fen Lisesi, Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerinin toplam kontenjanın 25-30 bin olduğuna işaret eden Güçlü, bu kadar öğrenciyi yarıştırmanın anlamsız olduğu ekledi. 

Asıl panik ve çelişkinin sınav yerine diploma notuyla öğrenci alımında yaşanacağını savunan Güçlü, "Son 2 yıldaki diploma notlarını, karne notlarını veliler verdi, hepsi 5. Nasıl bir sıralama yapılacak, hangi öğrenci alınacak? Erken giden öğrenciyi mi alacaklar ya da daha önce doğan öğrenciyi mi alacaklar? Kural şuydu; puanlar aynıysa, diploma notları aynıysa önce matematik dersi, fen dersi, Türkçe dersi hepsinin 5 olmasına bakıyoruz. Hepsi 5 olduğuna göre kayıtlar nasıl olacak? Gerçekten işin içinden çıkılması zor." şeklinde konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu tür sorunlara muhatap olmadığını söyleyen Güçlü, "Bu yıl 10 binlerce öğrenci hatta 100 binlerce öğrenci açık liseye yönelirse bu da Türkiye’nin ayıbı olur. Çünkü zorunlu temel eğitimi biz 12 yıla çıkarırken, çocuklara yüz yüze eğitim sözü verdik. Ama yüz yüze eğitimi onlara sunamazsanız çocukların açık öğretimden ya da açık liseden başka alternatifleri kalmaz. Böylece tarihe de geçmiş oluruz. Yani zorunlu eğitimi, açık öğretim üzerinden, açık lise üzerinden yapan bir ülke konumuna düşmüş oluruz. Bu çok övünülecek bir durum değil." açıklamasını yaptı. 

"Bu sınavın başarısızı Milli Eğitim Bakanlığı'dır"

Eğitim sisteminin adaletsiz olduğunu kaydeden Güçlü, "Bunu uzaktan eğitimde erişebilirlik açısından çok gördük. Diğer yüz yüze sistemde de adalet yoktu, bir hakkaniyet yoktu. Şimdi bu uzaktan eğitimle, sınavlarla aradaki makas daha da açıldı. Adalet kavramı daha da yıpranır hale geldi." dedi.

LGS'den sonra çocuklara matematiğin sevdirelemeyeceğini belirten Güçlü, "Devlete güveni adeta sarsan bir sınavdı. Çocuklar, 'Elimizden geleni yapmamıza rağmen bu konuda hala hiçbir şeyin yapılmamasını kabul edemeyiz.' diyor. Burada da çocuklar haklı." şeklinde konuştu.

Devletle ilk kez karşı karşıya kalan çocukların, emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşündüklerini söyleyen Güçlü, "Çocukları 'Ben 2 yıldır çalışıyorum. Günde 500 tane test çözüyorum. Çocukluğumu hiç yaşamadım, sokağa hiç çıkmadım ama buna rağmen ben matematik sorularını yapamıyorsam o zaman demek ki çalışmam bir işe yaramıyor. Benden bir şey olmaz demek ki' noktasına getirdiler. Buna hiç kimsenin hakkının olmaması gerekiyor. Çocuklarımızı hiç kimsenin değersiz hale getirmeye hakkı yok. Bu sınavda bir başarısız varsa ne öğretmendir, ne öğrencidir, ne de velilerdir. Bu sınavın başarısızı Milli Eğitim Bakanlığı'dır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın kendisini sorgulaması gerekir. Sistem baştan aşağı yanlıştı, bu yanlış hala devam ediyor maalesef." diye ekledi. 

"Pandemi ile doğa katliamı ile ilgili soruların olması gerekiyordu"

"Çok çalışarak LGS'de başarılı olunabilirsi ama dün neden olmadı?" sorusuna yanıt veren Güçlü, şunları söyledi:

"Dün olmadı çünkü bu sınav baştan belliydi. Eğer öğrenciler matematik sorularını yapmış olsalardı, ki önceki yıllarda biliyorsunuz 17 bin tane full çeken olmuştu. Yine de yüzde 90’ı elenmiş olacaktı. Bu sınava giren herkes yüzde 90’ının eleneceğini ve istediği yere giremeyeceğini biliyordu. Ama öğrencileri değersizleştirmeden yapılabilirdi bu. Ayırt edici sorular sadece matematikte değil, tüm derslerde olabilirdi. Böylece öğrenci 'Matematiği yapamadım, bilmiyorum.' diyerek demoralize olup çıkmazdı. Milli Eğitim Bakanlığı, ölçme değerlendirme tekniğini biraz biliyor olsaydı, bu yayılmayı daha iyi yapabilirdi. Öğrencinin moral ve motivasyonu göz önünde bulundurabilirdi ve Türkiye’deki tüm öğrencilerin matematikçi kafaya sahip olmadığını ve matematiğin sınavlar için değil de hayat için olduğunu göstermemiz gerekiyor. Türkiye günlerdir pandemi ile uğraşıyor. Türkiye günlerdir deniz salyası ile doğa katliamıyla uğraşıyor. Bu sınavda pandemi ile doğa katliamı ile ilgili soruların olması gerekiyordu. Biz çocuklarımıza ne matematiği ne doğaya saygıyı ne de yaşam kalitesini yükseltmeyi öğretebiliyoruz. Bütün bunların yeniden gözden geçirilmesinde yarar var."

"Siyasetçilerin bu işi ciddiye alması gerekiyor"

"Deli saçması" diyerek yorumladığı  KPSS'de, geçen yıllarda Türkiye birincisi olan bir adayın alım yapılmadığı için atanamadığını kaydeden Güçlü, şöyle devam etti:

"O zaman öğrenci 'Benden ne istediyseniz, anne baba olarak, devlet olarak, okul olarak, öğretmen olarak ben hepsini yaptım ama siz benim istediğimi vermiyorsunuz' diyor. Çocuk okulda birinci olmuş, sınavlara girmiş birinci olmuş, üniversiteyi birincilikle bitirmiş ondan sonra yapılan sınavda birinci oluyor ondan sonra kusura bakma benim yerim yok deme lüksüne sahip değiliz. Çocuk sosyal bilimlere yönelmek istiyor, matematik bilmiyor diye, matematik zekası yok diye, sosyal bilimleri yok edebilir misin? Dünyanın en büyük sorunları hep sosyal bilimle ilgili. Sokağa çıktığınız zaman insanların yüzü gülmüyor diyorlar. Neden gülmüyor, bundan gülmüyor. Yılda sınavlara 10 milyondan fazla aday giriyor. Bunlara aileleri de dahil ettiğimiz de 30-40 milyon insanı ilgilendiriyor. Bu sınavlardan 30-40 milyon insanın ağzının yandığı bir ülkede, yüzlerin gülmesi mümkün değil. Siyasetçilerin bu işi ciddiye alması gerekiyor. Bana soruyorlar 'Eğitim ne zaman düzelir?' diye. Ne zaman anne babalar, gençler sandığa giderken A ya da B partisi, hangi parti geleceğim konusunda, eğitim konusunda, millet konusunda ne yaptı, ne üretti diye belirlerse siyasetçiler de o zaman eğitimi ciddiye alırlar."


http://www.ankaramasasi.com/haber/824326/abbas-gucluden-lgs-analizi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.