Mustafa Destici, Ankara Masası Gündem Özel Programında Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in konuğu oldu.

Destici, Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kimyasal silah kullandığı yönündeki sözleri sonrası muhalefetten gelen açıklamaları değerlendirdi.

"Babacan Fincancı'nın sözlerinin mi Türk Silahlı Kuvvetlerinin mi yanında?"

Deva Partisi Ali Babacan’ın “Türkiye’nin itibarı Şebnem Korur Fincancı’nın bir konuşmasıyla zedelenmez. Fakat siyasetçilerin verdiği talimatla hareket eden yargının verdiği zararın telafisi imkansız” sözlerini eleştiren Destici, “Hangi siyasetçinin talimatıyla? Anayasanın maddesi açık. Yasa açık. Dolayısıyla da savcılık açıklama yapmış hangi yasaya göre hangi hukuk maddesine göre, hangi ceza maddesine göre Fincancı hakkında soruşturma başlatıldığını, takibat yapıldığını ve gözaltına alındığını açıklamış” dedi.

Destici, Babacan’ın daha açık konuşmasını istedi.

“Yani Fincancı’nın sözlerinin yanında mı? Türk Silahlı Kuvvetlerinin yanında mı? Kahraman Mehmetçiğimizin,polisimizin mi yanında yoksa PKK sevicilerinin mi yanında? “ diye soran Destici herkesin duruşunu net şekilde ortaya koyması gerektiğini vurguladı.

"Yasalarını uygulaması mı dünyaya Türkiye’yi rezil ediyor, daha zor bir pozisyona sokuyor?”

Destici, Fincancı ya da CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun sözlerinin iç kamuoyuna değil yurtsşına yönelik olduğunun altını çizdi.

Mustafa Destici, “Onların mesajı AB ülkelerine, onların mesajı ABD’ye. Dünyaya mesaj veriyorlar. Yani Türk Silahlı Kuvvetleri PKK ile terörle mücadelesinde kimyasal silah kullandı, hatta daha da ileri giderek yani Kürtlerle PKK’yı özdeşleştirip Kürt kardeşlerimize karşı kimyasal silah kullandı demek yani Türkiye’yi itibarsızlaştırmıyor, öyle mi? Yani Türkiye’nin mevcut yasalarını, hukuk kurallarını, cezai müeyyidelerini uygulamaları mı dünyaya Türkiye’yi rezil ediyor, daha zor bir pozisyona sokuyor” şeklinde konuştu.

ABD ya da Avrupa ülkelerinde bir sivil toplum kuruluşu başkanının bunları söyleyemeyeceğini ifade etti.

"CHP'lilerin sözleri takiyye yapmaktır"

CHP’den gelen “sözlerine katılmıyoruz ama gözaltına alınmamalıydı” şeklindeki açıklamalara da karşı çıkan Destici, bu tavrı “takiyye yapmak” olarak niteledi.

Mustafa Destici şunları söyledi:

 "Bence bu takiyye yapmaktır. Eğer, siz Fincan'cının sözlerine katılmıyorsanız, peki, Fincan'cıyı sert bir şekilde eleştirdiklerini duyduk mu? CHP'nin içinden bir kaç milletvekili ses yükselti. Sayın Kılıçdaroğlu, Özgür Özel gibi Grup başkanvekili ya da Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde eleştiri duyduk mu? Cumhuriyet Halk Partisi'nin sözcüsü ne dedi, 'boş boğazlık' gibi bir şeyle geçiştirmeye çalıştı."

"Ne boşboğazlığı? Her açıklamasında PKK'nın, PYD'nin yanında"

" Ne boşboğazlığı ya! Bu o milletvekilinin yaptığı ilk bir şey değil ki. Her açıklamasında PKK'nın, PYD'nin yanında. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Türk askerinin karşısında. Bir kere biz o ve benzeri milletvekillerinden ya da Fincan'cı gibi benzerlerinden hendek hadiseleri yaşandığında, öz yönetim hadiseleri yaşandığında, 6-7 Ekim olaylarında, onlarca insan PKK teröristlerinin Demirtaş'ın talimatıyla öldürüldüğünde bir kınama gördük mü? Görmedik."

"CHP yöneticileri, kendi milletvekilleri hakkında disiplin soruşturması niye başlatmıyorlar?"

" Şimdi, şunu yapsa Kılıçdaroğlu ya da CHP yöneticileri, kendi milletvekilleri hakkında disiplin soruşturması niye başlatmıyorlar? Türk Silahlı Kuvvetlerine açıkça kimyasal silah kullandı diyor. Bu mesaj da dünyaya veriliyor, Avrupa Birliği'ne veriliyor, Türkiye iç kamuoyuna değil. Türkiye İç Kamuoyu'nda bunu satın alacak hiç kimse yok. HDP'liler, PKK'lılar ve onun dostları dışında bunu satın alacak kimse yok. Çünkü, herkes biliyor ki Türk askeri ve Türk Devleti'nin Devlet geleneğinde, kim olursa olsun kimyasal silah kullanılmamıştır. Bir de Türkiye Cumhuriyeti Devleti, o kadar güçlü bir devlet ki, niye kimyasal silah kullansın 17 tane terörist için. Zaten istediği anda etkisiz hale getiriyor İHA'larla, SİHA'larla başka konvesyonel güçleriyle, buna ihtiyaç yok ki. Dolayısıyla sadece arka çıkmak adına bunu yapıyorlar. Avrupa'ya şirin gözükmek adına yapıyorlar."