Çağdaş Yavuz: "Tam kapanmada motoru bozulan kurye nereye gidecek?"

Tüm Anadolu Motosikletli Kuryeler Federasyon (TAMKFED) Genel Başkanı Çağdaş Yavuz, 17 günlük tam kapanma süreciyle ilgili, “paket servisi devam edecekse, bu kuryelerin motorunun zinciri koptuğu zaman yaptıracak usta nerede? Malzeme temin edeceği dükkan nerede? Hepsi kapalı” siteminde bulundu. Konunun, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz tarafından Ankara Valisi Vasip Şahin’e iletildiğini ve reddedildiğini söyleyen Yavuz, Şahin’e çağrıda bulunarak meselenin çözümünü istedi.
Zeliha Demirci
|
29 Nisan 2021, Perşembe - 21:10
Çağdaş Yavuz: "Tam kapanmada motoru bozulan kurye nereye gidecek?"

Pandemi sürecinde en yoğun çalışan meslek grupları arasında yer alan kuryelerin, gün geçtikçe iş yüküyle birlikte sorunları da artmaya devam ediyor.

Son olarak şiddet olayları ve yüksek maaş iddialarıyla gündeme gelen kuryelik mesleği hakkında Ankara Masası’na konuşan Tüm Anadolu Motosikletli Kuryeler Federasyon Genel Başkanı Çağdaş Yavuz, “Bizim yasal haklarımız da değişiklik olmazken tam aksine bazı mağduriyetlerimiz de ısrarla devam ettiriliyor. Kuryeye şiddet, alıkoyma gibi sorunlarımız var. Hatta bugün haberini aldım. Ünlü sosyete İpek Hattat ve sevgilisi bir kurye arkadaşımıza şiddette bulunmuştu. Arkadaşımız 4 buçuk saat boyunca istismara maruz kalmıştı. Mahkeme karşı tarafa bir buçuk ay kelepçeli ev hapsi vermişti. Bugün cezaları sonlandı ama böyle insanlar için ev hapsini ben bir ceza olarak görmüyorum. Bir buçuk ay hapiste, ranzalarda yatmaları, oradaki insanların durumunu anlamaları aslında onlar için en büyük cezaydı. 15 milyon dolarlık evinde rahat rahat her istediğini yiyip içerek durmasının bir ceza olduğunu düşünmüyorum. Bu konuyla alakalı da sosyal medyada kamu vicdanına dokunacak çalışmalarımız olacak. Türkiye genelinde 25 derneğimiz var. Biz hukuk mücadelemizi sürdürüyoruz. Daha dün Adana'da hareket halindeki bir motorcunun kaskla suratına vurularak durdurulmaya çalışıldı. Biz bu insanların haklarını savunmak için kurulmuş bir STK’yız ve sonuna kadar da mücadelemizi devam ettireceğiz. Bizler çok tehlikeli meslekler sınıfına girmek için uğraşırken, kuryelik mesleğini takip edilebilir ve hesap sorulabilir bir sistem haline getirmeye çalışırken, meslek odamızı kurmaya çalışırken, bir standart, bir kanun ve kural getirmeye çalışırken böyle şeyler bizi mahvediyor.” ifadelerini kullandı.

Neden bizim geleceğimizden çalınıyor?

Son dönemde farklı meslek gruplarının kuryelik yapmaya başlaması ve yüksek maaşla çalıştıklarını yönünde çıkan haberler ile ilgili açıklamalarda bulunan Yavuz, “Bazı haber ajansları, kanallar bizim yüzümüzden esnafların kepenk kapattığını, 7 bin 500 liraya, 9 bin 500 liraya kurye bulunamadığından dolayı restoranların işlerini bitirmek zorunda kaldığını söylediler. Biz de buna tepki gösterdik hala da devam ediyor. Eğer 7 bin 500 liraya kurye bulamıyorsanız, ben çalışırım. Madem bu kadar yüksek para alıyoruz, evet alanlar da var. Esnaf kuryeleri özellikle fazla alıyor. Peki bizim sigortalarımız neden asgari ücretten gösteriliyor? Biz Alo 170’e, Çalışma Bakanlığına şikayet ettiğimiz zaman, neden denetçi gelip patronun dediklerine göre raporunu tutup gidiyor? Neden oradaki çalışanların maaşlarını, SSK dökümlerini neden sormuyor? Neden bizim geleceğimizden çalınıyor? Bizim hakkımızı devlet değil kendimiz savunacaksak o zaman burada kanunsuzluk ortaya çıkar. Bizim hakkımızı yiyen kişiden hesap soracak da bizim yargımızdır. Çalışma Bakanlığının bunlara ceza kesmesi gerekiyor. İş Kanununa göre çalışanın aldığı ücret üzerinden sigortasının yapılması gerekiyor. Bu yapılmayacaksa o zaman insan hayatının yine bir değeri yok. Çünkü biz her an kaza atlatıyoruz. Bir bacağımızın, kolumuzun kırılması bizim 6 ayımıza mal oluyor. Peki biz 6 ay boyunca neden asgari ücretten yatırılmış SSK’dan rapor parası alalım? Bir 6 bin lira üzerinden almak var bir de asgari ücret üzerinden almak var. Otomatik olarak gelirimiz düşüyor ve işverenimiz bizi aramıyor bile. Herkesi empatiye davet ediyorum.” şeklinde konuştu.

“Kuryelikte takip edilebilir bir sistem yok, hesap soran yok”

“Mesleki yeterlilik belgesini, bu meslek dalında zorunlu hale getirebilmek için elimizden geleni yapıyoruz” diyen Yavuz, “Son zamanlarda Türkiye'nin ekonomik yapısından kaynaklı işsizlik oranı inanılmaz derecede arttı. Bizim mesleğimiz takip edilebilir ve hesap sorulabilir bir sistemde değil. Önüne gelen bir motor alıp, sigortasız, evraksız, ruhsatsız bu işi yapabiliyor. Biz bununla mücadelemizi veriyoruz. Daha önce Balyoz, Ergenekon davaları vardı, daha sonra FETÖ ortaya çıkınca bazı meslek gruplarında çıkarılmalar oldu. Bazıları mağdur oldu. İşe dönüş davaları olduğu için sigortalı bir yerlerde çalışamıyorlar ama bu insanlar geçimlerini de idame ettirmek zorundalar. Memur olduğu için asgari ücretin neredeyse iki katı maaş alan insanlar. Bu yüzden kuryeliğe yöneldiler. Daha kolay ve günlük para veriliyor. Sigorta da istemediklerini için işverenlerin işine geliyor. Zaten takip edilebilir bir sistem yok, hesap soran yok. Biz de bunun önüne geçmek için mesleki yeterlilik belgesini çıkardık. Bütün devlet kurumlarına da bu konuyla alakalı dilekçelerimizi veriyoruz. Mesleki yeterlilik belgesini, bu meslek dalında zorunlu hale getirebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Motosikletli kurye trafikte ücret karşılığı götürdüğü ürünün aldığı parayı belgelendirmesi gerekiyor. Hem de trafik uygulamalarında ehliyeti, ruhsatı nasıl soruyorsa memur, mesleki yeterlik belgen var mı diye de sorması gerekiyor. Ayrıca çalışma bakanlığı denetçileri işletmeye geldiği zaman personelin özlük dosyasına baktığı zaman motosikletli kuryenin mesleki yeterlik belgesi var mı diye kontrolünü yapılacak.” dedi.

Vasip Şahin'e çağrı

Tam kapanma konusunda sitemini dile getiren Başkan Yavuz, “17 gün her yer kapalı, küçük esnafların hepsi kapalı. Eğer restoranlar 7/24 çalışıyorsa, eğer paket servisi de devam edecekse bu kuryelerin motorunun zinciri koptuğu zaman yaptıracak usta nerede? Malzeme temin edeceği dükkan nerede? Hepsi kapalı. Bu esnaf ne yapsın, bu kurye ne yapsın? 17 gün boyunca bu motorlar hiç mi arıza yapmayacak? Bunların düşünülmesi gerekiyor. Biz Ankara Kent Konseyi bileşeniyiz. Halil İbrahim Yılmaz başkanımıza da biz bu konuyu ilettik. O da valiliğe bildirdi ama olumsuz cevap geldi. Sayın Vasip Şahin'e sesleniyorum: ‘Sayın valim lütfen kapsamlı bir şekilde bu meseleye dikkat edilirse sevinirim’.” ifadelerini kullandı.

"Zorunda olduğum bir şey için neden özel tüketim vergisine maruz kalıyorum"

Motosiklet kullanıcılarının koruyucu ekipmanlarına konulan ÖTV konusuna da değinen Yavuz, "Ben motosiklete biniyorsam ve trafik polisi bana, ‘kafana kask takmak zorundasın’ diyorsa, zorunda olduğum bir şey için neden özel tüketim vergisine maruz kalıyorum?  Ayrıca neden yüzde 10 ek gümrük vergilerine maruz kalıyoruz. Bu kasklar döviz bazıyla geliyor. Koruyucu ekipmanlarımız çok pahalı. Türkiye olarak kendi koruyucu ekipmanımızı üretemiyor muyuz? Biz bu mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz. Canımızı koruyacak, bizi hayatta tutacak malzemelerimizi ucuza almak istiyoruz. Beyaz eşyaya ÖTV indirimi geliyorsa ÖTV sıfırlanıyorsa, motosiklet ekipmanlarında neden olmasın? " dedi.

"Başımıza bir iş geldiği zaman ailemizin sahipsiz olmadığını bilmemiz gerekiyor"

Kuryelerin talep ve isteklerinden bahseden Çağdaş Yavuz, "Federasyon olarak, dernek başkanları olarak biz bir hayal kurduk ve bu hayal için yola çıktık. Sabah evden çıktığımızda başımıza bir iş geldiği zaman; arkamızda bırakacağımız çocuğumuzun, annemizin ve kardeşimizin sahipsiz olmadığını, devlet tarafından destek verildiğini, kurye olarak bağlı bulunduğu STK merkezinin desteğini alacağını bilerek gözümüzün arkada gitmemesi gerekiyor. Çünkü bizler evimizden ailemizle vedalaşarak çıkıyoruz. Birbirimizi birbirimize emanet ederek çıkıyoruz. Bu gerçekten çok acı bir durum. Biz günde 10 kez kaza atlatan insanlarız, bizim kaportamız vücudumuz. Biz, 60 kilometre hızla giderek düştüğünüz zaman 700 santigrat derece asfalt sıcaklığına maruz kalan insanlarız. Bu riske girmemiz için değmesi gerekiyor. Biz de değecek sistemin getirilmesini istiyoruz.  Bazı ajansların haberine göre; ben günlük 250 liraya çalışıyorsam buna değecek bir risk almam gerektiğini düşünüyorum. Yani aldığım parayla riskin eş değerde olması gerekiyor." şeklinde konuştu.

"Kurye ve motosiklet sürücüsü diye ayırt edilmesi gereken bir sistem olması gerekiyor"

Yavuz şöyle devam etti: "Trafikte insanların karşıdan baktığı zaman, bu kurye bu da normal motosiklet sürücüsü diye ayırt etmesi gereken bir sistem olması gerekiyor. Biz de federasyon ve derneklerimiz olarak mavi yelek giyiyoruz. Mavi temizlik demektir. Biz temiz bir iş yapıyoruz ve evimize helal ekmek götürüyoruz. Biz bunun için mavi yeleği seçtik. Trafik polisi artık şunu diyor: Bu kurye federasyona bağlı, bunun evrakları tamamdır. Şu an kurumsal firmaların kuryeleri trafik uygulamalarında nasıl rahat ediyorsa, biz de kuryeler olarak federasyon olarak kuryelerin her şeyini takip etmeye çalışıyoruz. Muayenesi bittiği zaman mesaj atmaya çalışıyoruz. Sigortası bittiği zaman uyarıyoruz."

Yavuz son olarak şu çağrıda bulundu: "Trafikte araç kullanan şoförlerin, Instagram'dan, Facebook'tan canlı yayın açmadan, oradaki yorumları okumadan araç kullanmasını istiyorum. Dikiz aynasını, sinyali kullanmasını istiyorum. Siz kullanmazsanız biz çocuğumuzdan oluyoruz, çocuğumuz babasız kalıyor, eşimiz kocasız kalıyor, bir ana evlatsız kalıyor."

http://www.ankaramasasi.com/haber/742328/cagdas-yavuz-tam-kapanmada-motoru-bozulan-kurye-nereye-gidecek
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.