Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer, Ankara Masası canlı yayınında Gökhan Gökyıldırım’ın sorularını yanıtladı.
Güçlüer, sabah saatlerinde Milli İstihbarat Teşkilatı(MİT) tarafından yakalanan Birleşik Arap Emirlikleri ajanıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ajanın yakalanmasının normal olduğunu belirten Güçlüer, BAE’nin kabile devleti olduğunu, Türkiye’nin ise bin yıllık bir devlet geleneğine sahip olduğunu söyledi.
“Yani kıyaslama mümkün değil”
Güçlüer, BAE istihbaratının Türkiye ile kıyaslanamaz olduğunu belirtirken “Yani bir tarafta devasa Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun Milli İstihbarat Teşkilatı, diğer tarafta işte bir kabilenin ailenin o da ele geçirilmiş İsrail tarafından yönetimi ele geçirilmiş elde edilmiş kabilenin işte kendisini istihbarat servisi dedikleri bir grup bir yapılanma yani. Dolayısıyla Türkiye binlerce yıllık devlet geleneğine sahip Türkiye Cumhuriyeti devletinin istihbarat teşkilatıyla kıyaslanamazlar bile. Yani kıyaslama mümkün değil. Ama tabii bazı çıkan şeyler var, biraz onlara bakalım. Bir kere Milli İstihbarat Teşkilatımız Türkiye'yi merkeze alıp bütün civardaki coğrafyadaki etki ve ilgin sahası içerisindeki bütün alanları takip ediyor. Onu da söyleyeyim. Yani sadece bu Birleşik Arap Emirlikleri değil.” Diye konuştu.
“ABD'nin derin yapısı vardı”
15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimine de değinen Güçlüer, darbe girişiminin arkasında ABD ve dış istihbarat servislerinin olduğunun altını çizdi.
İlerleyen dönemde darbe girişimiyle ilgili daha çok bilginin ortaya çıkacağını belirten Güçlüer “Yani kim olduğu çok net Pentagon vardı yani. ABD'nin derin yapısı vardı. Yani Avrupa ülkelerinin istihbarat servisleri vardı. Bakınız o gece işte FETÖ'cüleri özellikle harekete geçiren belli yerlerde konuşlandıran daha bu detaylar ortaya çıkacak. 15 Temmuz'la ilgili daha özellikle dışarıda istihbarat servislerinin Türkiye'ye yönelik yıkıcı bölücü faaliyetlerine ilişkin detaylar daha önümüzdeki günlerde önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak.” Şeklinde konuştu.
Eray Güçlüer ile gerçekleştirilen röportajın tamamı;
Gökhan Bey: Birleşik Arap Emirliklerinin Türkiye karşıtlığı artık tüm dünyanın bildiği bir konu. Tel Aviv adına üstlendikleri misyon da her geçen gün artıyor. Aynı safta buluşanların ortak düşmanı ise Türkiye hedefleri diyelim. Bu bağlamda Birleşik Arap Emirliklerinin adına casusluk yaptığı ortaya çıkan bir ajan söz konusu bugün ortaya çıktı. Öncelikle bu yapılanları diplomatik açıdan değerlendirdiğimizde en hafif tabirle skandal diyebilir miyiz?
Eray Güçlüer: Bu skandal ötesi aslında bunu tarif edecek bir şey bulamıyorum. Yani aleni, yıkıcı bölücü casusluk faaliyetine teşebbüs, yani bunun aslında uluslararası hukukta da bir karşılığı var. Yani ülkeler birbirlerine karşı yıkıcı bölücü casusluk faaliyetlerinde bulunamazlar. Şimdi baktığımızda bu bileşik Arap emirliklerinin ilk olayı değil, daha önceden de biliyorsunuz benzer casuslar yakalandı, yakalanmaya da devam ediyor. Ancak tabii burada Birleşik Arap Emirlikleri İstihbarat Servisi diyerek onları da yüceltmemek lazım. Yani Birleşik Arap Emirlikleri neticede biraz önce sizin de belirttiğiniz gibi küresel emperyal güçlerin tetikçi taşeronluğunu yapıyor ve özellikle hani Türkiye'nin Türk toplumunun Ortadoğu tarihi, kültürel ve dini bağları olan Ortadoğu toplumları içerisinde yer alması, Birleşik Arap Emirlikleri'nin işte birtakım benzer özellikler de ajanları Türkiye'ye sokarak yıkıcı bölücü faaliyetlerde bulunmak için bir zemin oluşturma noktasında arayışa itiyor.
Tabii baktığımızda şunu söyleyelim şu an işte o birkaç, 2 kişi özellikle görünen yüzü işin görünen yüzü. Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatımızı bu kapsamda gerçekten tebrik ediyoruz. Yani gurur duyuyoruz. Demek ki MIT'imiz, Milli İstihbarat Teşkilatımız, eski Milli İstihbarat Teşkilatı ve bizim özlediğimiz beklediğimiz güç ve kabiliyette ülkemizi koruyacak kuvvet ve kabiliyette bir istihbarat teşkilatımız olduğunu görüyoruz.
Ben biraz daha teknik olarak söyleyeyim: Ortadoğu, Kafkaslar, Avrupa, Asya'nın tam yani dünyanın kalbi durumundaki bölgede en güçlü istihbarat teşkilatı bizim teşkilatımız, Milli İstihbarat Teşkilatı. Hiç bunun hilafı yok yani. Ve o yüzden işte bu şey bu tür provakatif işte ajanvari faaliyetler MIT tarafından takip ediliyor. İkinci olarak göreceğim şeyde yani bu bize gösterilen yani bizim kamuoyuyla paylaşılan ama şunu çok net söyleyeyim size kamuoyuyla paylaşılmayan da çok daha başka detaylar çok daha başka hususlar var. Onu da size söyleyeyim yani, bunu bilmek lazım.
Milli İstihbarat Teşkilatımız sürekli takipte ve sürekli yakalıyor. Yani bunların Milli İstihbarat Teşkilatı'mızın ağından geçebilmeleri imkansız. Zaten aynı kalibrede değiller. yani çok farklılar. Yani bir tarafta devasa Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun Milli İstihbarat Teşkilatı, diğer tarafta işte bir kabilenin ailenin o da ele geçirilmiş Israil tarafından yönetimi ele geçirilmiş elde edilmiş kabilenin işte kendisini istihbarat servisi dedikleri bir grup bir yapılanma yani. Dolayısıyla Türkiye binlerce yıllık devlet geleneğine sahip Türkiye Cumhuriyeti devletinin istihbarat teşkilatıyla kıyaslanamazlar bile.
Yani kıyaslama mümkün değil. Ama tabii bazı çıkan şeyler var, biraz onlara bakalım. Bir kere Milli İstihbarat Teşkilatımız Türkiye'yi merkeze alıp bütün civardaki coğrafyadaki etki ve ilgin sahası içerisindeki bütün alanları takip ediyor. Onu da söyleyeyim. Yani sadece bu Birleşik Arap Emirlikleri değil. Bu kapsamda başka grup, servisleri vesaireyi de aynı şekilde takip ediyor. Bir de tabii bu anlamda şunu da söyleyebiliriz: Aslında Israil, Rusya ve Avrupa’yla ABD istihbaratı örgüt üyelerinin bu bölgede Milli İstihbarat Teşkilatımızın bu örgütlerle çok kıyasıya bir mücadelesi.
Yani inanılmaz bir mücadelesi var ve şöyle söyleyelim bu anlamda bizim coğrafyanın jeopolitik konumundaki bizim coğrafyamızda durum üstünlüğü istihbarat açısından durum üstünlüğü Milli İstihbarat Teşkilatımızın. Dolayısıyla bu da çok büyük bir artı ve diğer bir boyutuyla bakarsanız. Suud adına Suudi Arabistan adına Birleşik Arap Emirlikleri'ni eleman devşirerek Türkiye’ye casusluk faaliyetleri için eleman göndermeye çalıştıklarını görüyoruz. Yani sadece küresel güçlerin değil aynı zamanda bölgedeki işte Arabistan'ın da bu anlamda kullandığını Birleşik Arap Emirlikleri'ni kullandığını çok rahat söyleyebiliriz.
Gökhan Bey: Bağlantılarını biraz şöyle bir irdelediğimizde çok enteresan bağlantıları var zaten bu yakalanan ajanın özellikle Israil ile ve kim tarafından görevlendirildiği çok net anlaşılabilir. Doğru mu?
Eray Güçlüer: Kesinlikle. Yani bakınız bu tabii kimde değil kimler tarafından demek lazım. Bunlar yani bu tetikçi aparat diyeceğiniz Birleşik Arap Emirlikleri birden fazla aktör tarafından kullanılıyor ve bunların tetikçiliğini yapıyorlar. Tabii şöyle de bir şey var. Bakınız daha enteresan bir şey söyleyeyim. Bu şey de açıklanmadı ama bu adamların aynı zamanda Yemen de Yemen’in parçalayıcı bir yani Yemen’e ayrıştırıcı, Yemen’i Yemen üzerinde olumsuz etkiler yaratacak faaliyetlerle de ilgileri var. Yani tek yönlü değiller.
Dolayısıyla Milli İstihbarat Teşkilatı gerçekten çok yönlü bir mücadele veriyor ve bu anlamda da bu adamların görevleri nasıl diyelim Türkiye'de işte yok Müslüman Kardeşler grubunu takip etmek vesaire. Evet, onlar da var ama asıl mesele Türkiye'nin toplumsal fay hattını, siyasal fay hattını hassas noktalarına yönelik Türkiye aleyhine oluşumlar oluşturmak, oluşumlar ortaya çıkarmak ve devletimizi parçalayacak zor durumda bırakacak, Özellikle uluslararası arenada zor durumda bırakacak faaliyetlerin başlamasını sağlamak.
Bu faaliyetleri yönetmek, bu faaliyetler üzerinden Türkiye'yi parçalayarak adeta müstemleke bir yani küresel güçlerin kontrol edebileceği bir hale getirmek. Bunların stratejik hedefleri bu. O yüzden tabii böyle bir şey olmayacak. Yani Türkiye Ortadoğu'nun en güçlü deminki saydığım Ortadoğu, Avrupa ve Asya'nın kesişim noktasında en güçlü devlettir. Gereken yapılıyor gördüğümüz kadarıyla. Bizde oturup izliyoruz tabii sonradan haberimiz oluyor ama demek ki birileri birilerini çok yakinen izliyor, çok yakınen biliyor ve çok yakinen gereğini yapıyor diye söyleyebiliriz.
Gökhan Bey: Evet siz 15 Temmuz’la ilgili enteresan bilgiler ortaya çıkıyor. Özellikle yurtdışına bu konularla ilgili kaynak aktardığı bilgi aktardığı söyleniyor. Siz bunu nasıl değerlendirirsiniz? Yani özellikle istihbarat ajanlarının 15 Temmuz’la da ilgili bu kadar ilgili olmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir de FETÖ ile bağlantılarını değerlendirmenizi rica edeceğim.
Eray Güçlüer: İşte şöyle matruşka politiği bunlar iç içe geçmiş bir şeyi açıyorsunuz içinde bir şey daha çıkıyor. Bir şeyi açıyorsun içinden bir şey daha çıkıyor. Dolayısıyla tek bir aktör tarafından yönlendirilmiyor. Onu bir kere bilmemiz lazım. İşte burada özellikle diğer aktörler açısından yani işte bugün 15 Temmuz'un arkasında kim var değil mi? Yani kim olduğu çok net Pentagon vardı yani. ABD'nin derin yapısı vardı.
Yani Avrupa ülkelerinin istihbarat servisleri vardı. Bakınız o gece işte FETÖ'cüleri özellikle harekete geçiren belli yerlerde konuşlandıran daha bu detaylar ortaya çıkacak. 15 Temmuz'la ilgili daha özellikle dışarıda istihbarat servislerinin Türkiye'ye yönelik yıkıcı bölücü faaliyetlerine ilişkin detaylar daha önümüzdeki günlerde önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak.
Dolayısıyla FETÖ bir aktör. İşte bu tetikçi aktörlerini de bir araya getirip kullanan işte 15 Temmuz'da ilgili bilgiler, 15 Temmuz'un hazırlanması yeni bir 15 Temmuz nasıl hazırlanırı düşünen bu ajanlar işte. Ajan işte bunlar. Ajan demek şeytan işte. Devletimiz aleyhine faaliyet gösteren, bizi yok etmek, yıkmak isteyen elemanlar ve bunlar birbiriyle matruşka politiğini de o yüzden söyledim. Birbirlerine çok kuvvetli, çok yakın işbirliği içerisindeler ya bu işbirliği bundan sonra da sürecek.
Bu büyük bir mücadele sonsuza kadar sürecek bir mücadele ve bu mücadelede Allaha şükür şuan gurur duyduğumuz bir istihbarat teşkilatımız bu hainlere, bu hain işbirlikçi nin onu da söyleyeyim arkasındakilere de gereken cevabı dünyanın her yerinde bakın sadece bu coğrafya da da değil. Etki alanı belli bir mesafeyi kapsar ama ilgi alanı artık bir istihbarat teşkilatımızın ilgi alanı bütün dünyadır. Her yerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli çıkarlarını koruyacak, Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı her türlü oluşumu önceden tespit edip, etkisiz hale getirecek bir istihbarat gücümüz var. İstihbarat teşkilatımız var. Başta Sayın Fidan olmak üzere bu konuda emeği geçen herkese Sayın Cumhurbaşkanımıza canı gönülden şükranlarımızı sunuyoruz.
