Gazeteci Sedat Bozkurt, Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in sorularını yanıtladı.
Programın başında kaldığı yurtta intihar eden Enes Kara'nın ölümüne ilişkin konuşan Bozkurt, Türkiye'de üniversite öğrencileri için bir barınma sorunun olduğunu öğrencilerin cemaat ve tarikat yurtlarında kalmaya zorlandığını söyledi.
Tarikatların ülkeye katkısının olmadığını iddia eden Bozkurt " Tarikat ve cemaat örgütlenmelerine Türkiye genelinde baktığınız zaman hemen hemen muhtelif kimlikli insanların ılımlı baktığı yapılar. Karşı çıkan çok azdır. Bu bir ezberdir. Net, iddialı bir cümle kuruyum, Tarikat ve cemaatlerin bugüne kadar temsil ettikleri dine ya da içinde altıkları ülkeye hiçbir katkıları yoktur. Kimse kusura bakmasın. Burada sadece tarikat ve cemaatlerin dini kendilerine göre eğip bükerek salladıkları bir avantaj var. BU avantajdan da yararlanan tarikat ve cemaatin yönetici kadrolarıdır. Adnan Oktar'ın dini başka, Nakşibendi farklı, Cübbeli Ahmet Hoca'nın ki farklı. Din günün konjektöründe kullanılacak bir şey değil." dedi.
"AK Parti bu tarikat ve cemaatlerin tamamının çatı örgütüdür"
AK Parti'nin politik olarak cemaat ve tarikatlardan beslediğinin altını çizen Bozkurt sözlerini şöyle sürdürdü;
Karpuz gibi ikiye bölünmüş bir toplumdan söz ediyoruz. Ömer Çelik'in açıklaması daha çok kurumsal olarak oraları korumaya yönelik bir açıklama. Politik olarak oralardan besleniyorlar. Siyasetin normalleşmesi yönündeki en büyük engel budur. Oralar AK Partinin konforlu bir siyaset yapma alanı. Ak Partiyi tarif ederken herkes yanlış tarif ediyor. Ben burada net bir tarif yapıyım. AK Parti bu tarikat ve cemaatlerin tamamının çatı örgütüdür. Ciddi bir konforlu alan sağladığı için AK Parti buralarda o yüzden halen onların hoşuna gidecek cümleler kullanıyor. Şu cümle bir siyasetçinin kullanacağı cümle değildir, " Onların doları varsa bizim de Allah'ımız var". Bu bir siyasi ve ekonomik cümle değildir. Bunu birisi niye kurar orası için kurar. Oranın ihtiyacı vardır bir siyasetçinin o cümleleri kurmasına. İçinde din ,kitap, Allah geçtim mi oraları konsolde ediyorsunuz. Buralarda mükemmel konforlu alan yaratıyor.
"HDP ile PKK'nın tabanı aynı zemine dayanıyor"
HDP milletvekili Semra Güzel'in teröristlerle fotoğrafı çıkmasına ilişkin konuşan Bozkurt, sürecin çözüm süreciyle birlikte başladığını belirtti. Bozkurt o süreçte resmi olarak dağa gidenlere kimsenin dokunmadığını ifade etti.
"HDP de milletvekillerini doğru seçmeli." diyen Bozkurt, HDP'nin kapatılma ihtimaline ilişkin "Şu bir gerçek HDP ile PKK'nın aynı tabana dayanıyor. Eğer Devlet Bahçeli'nin söylediği gibi HDP kapatılırsa sivil siyaset gider geriye silahlı kişiler kalır." şeklinde konuştu.
İBB'ye başlatılan teftiş
Sedat Bozkurt, CHP'li belediyelere yönetilen suçlamalara da değinirken "İstanbul seçimleri Ak Parti için bir travma. İstanbul Büyükşehir Belediyesine teftiş başlatılması doğru değildi. Ak Parti'de bu durumu sürdüremedi. Bir terörist varsa gidip alırsan. Aynı şekilde Mansur Yavaş'a her türlü eleştirebilirsin ama teröristleri işe alıyor demek yanlış olur. " ifadelerini kullandı.
Kasımda erken seçim
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir krizi yöneticisi olduğunu hatta kriz olmadığını zaman bir kriz oluşturarak durumu yönettiğini ifade eden Bozkurt, ekonomide gelinen durumun yönetilemez olduğunu dile getirdi.
Bozkurt "Zaruriyet halinde bir erken seçim olabilir. Kasım ayında bir erken seçim bekliyorum. Bu durumu daha fazla götürebileceklerini düşünmüyorum. Dünya konjektörü de bu uygun değil artık."dedi.
Muhalefet adayını belirleme süreci
Millet İttifakı'nın adayının belki bir oylama sürecinin arkasından belli olacağını vurgulayan Bozkurt "6 parti bir araya gelecek bir aday belirleyecek. Belki bir oylama sonucu aday belirlenecek. Kılıçdaroğlu adayım dediğinde oylama yapılacak kim olduğu belli olacak. Kimse de oylama sonucunda çıkan adaya itiraz etmez." ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun ziyaretleri
Bozkurt, Kılıçdaroğlu'nun kurum ziyaretlerine ilişkin ise "Kemal Kılıçdaoğlu'nun TÜİK'e gitmesi doğru bir hamleydi. Benim inanmadığım sayıları yetkili kuruma sormaya gitti. Ama kapılar kilitlendi. Açarsın kapıyı enflasyon verilerinin nasıl hesaplandığını açıklarsın muhalefet mahcup ayrılı oradan ama öyle yapmıyorsun. Milli Eğitim Bakanlığında aynı şey yaşandı. Muhalefetin devleti denetlemek gibi görevi var." diye konuştu.
"Millet İttifakı'na herhangi bir operasyon çekmeleri mümkün değil"
Millet İttifakı'nın dağılabileceği iddialarına ilişkin de görüşlerini paylaşan Bozkurt şunları söyledi;
İktidarın bütün cephanesini tükettiğini varsayıyorum. Çünkü Saadet Partisi için Oğuzhan Asiltürk hamlesi o süreç devam etseydi Milli Görüş 2'ye bölünebilirdi. O artık bitti. Akşener partisini kurmadan önce Metin Külünk'ü gönderdi Erdoğan. Başkanlık sistemine geçeceğiz, güçlü bir başkan yardımcısı olarak seni istiyorum dedi. İlk reddi oradan yedi. O günden bu güne kadar Meral Akşener'e doğrudan veya dolaylı operasyon çekemediği için PKK'yı HDP ile HDP'yi CHP ile eşitleyerek Millet İttifakı'nda İYİ Parti'yi rahatsız etmek istiyor. Bunda çok başarılı olmadığını gördük. İYİ Parti refleks itibariyle o milliyetçi hassasiyetini muhafaza ediyor. MHP'lilerin kurduğu bir parti şuan rotasını merkeze çevirmiş olsa da. En son "HDP meşru bir partidir Parlamento zemininde de vardır" dediği zaman Kılıçdaroğlu İYİ Parti'den en büyük destek Müsavat Dervişoğlu'ndan geldi. En önemli ülkücü figürdür. Orada bu cephanenin tüketildiğini bu nedenle İYİ Parti ve CHP ile aralarında bir sorun yaratamayacaklarını... Millet ittifakı belediye başkanları var şuan. Bir faaliyet, etkinlik olduğunda bir Kılıçdaroğlu, bir Akşener oluyor. ikisi birden oralarda yer alıyor. Artık politik birlikteliğin dışında işleyiş olarak da iç içe geçmiş bir yapıdan bahsediyoruz. Buralarda CHP ve İYİ Parti fiziki birlikteliklerini muhafaza ettikleri sürece Millet İttifakı'na herhangi bir operasyon çekmeleri mümkün değil.
