Mustafa Destici, Irak’ın Dohuk vilayeti Zaho ilçesinde, 20 Temmuz günü gerçekleşen terör saldırısına ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.
Destici, saldırının PKK-KCK terör örgütü mensuplarınca düzenlenmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu vurguladı.
Saldırıda hayatını kaybeden Irak vatandaşlarına Allah’tan rahmet, ailelerine ve Irak halkına sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileyen Destici,
"40 yılı aşkın süredir terörün hedefi olan, bütün imkanlarıyla terörle mücadele eden, terörün tüm acılarını yaşamış Büyük Türk milletin bir ferdi olarak, bu ve benzeri terör saldırılarının tam karşısındayız ve ayrım gözetmeden tüm terör eylemlerini lanetliyoruz." dedi.
Destici, başta Irak sınırları içinde konuşlanmış terör örgütleri olmak üzere, terör eylemlerinin, Türkiye Irak ilişkilerine ve bölge istikrarına önemli zararlar vermeyi hedef aldığına işaret etti.
Bu saldırının tüm dünya ülkelerinin terörle mücadele konusunda iş birliği içinde bulunmalarının zaruretini ortaya koyduğuna dikkati çeken Destici, Irak devlet ve hükümet yetkililerine, sınırları içerisinde faaliyetlerini devam ettiren terör örgütleriyle mücadele konusunda önemli görevler düştüğünü bildirdi.
Destici açıklamsında şunları söyledi:
“Önce kendi ülke topraklarını teröristlerden temizlesinler.”
"Türkiye’yi, kahraman Türk Ordusunu PKK uzantılarının-destekçilerinin provakatif amaçlı açıklamalarına itibar edip peşinen suçlamaya kalkarak, kardeş Irak halkını Türkiye’ye karşı kışkırtmaya yeltenenlere cevabımız, “Önce kendi ülke topraklarını teröristlerden temizlesinler.” olacaktır. Onlar bunu yaparsa zaten Türk Ordusu söz konusu bölgede harekat yapmayacaktır.
Bunu kendi imkanları ve güçleri ile yapamıyorlarsa Türkiye ile samimi ve tam bir iş birliği içinde olsunlar yeter."
"Kara propaganda çalışmaları, terör eylemi kapsamında değerlendirilmeli "
"Görüyoruz ki, terör örgütleri, artık cinayetlerini sadece silahlarla işlemiyorlar. Dezenformasyon, diplomasi ve ekonomik araçlar, terör örgütleri, terör örgütlerinin uzantıları, onların içeride STK maskesi takan ve dışarıda uluslararası destekçileri tarafından, terör örgütlerinin amaçlarına paralel olarak, aktif bir biçimde kullanılıyor.
Bu hadise üzerinden, PKK’nın, onun siyasi uzantıları olan HDP’nin ve onun sevicilerinin, hassaten de Diyarbakır Barosu’nun peşin açıklamaları; ülkemize karşı yürütülen terör eylemlerinden ayrı düşünülmemesi gereken parçalarıdır.
Türkiye’yi uluslararası alanda zor duruma düşürmeyi hedefleyen bu kara propaganda çalışmaları, terör eylemi kapsamında değerlendirilmeli ve kat’a cezasız bırakılmamalıdır."
"İbret vesikası"
"Yine bir süredir, ülkemize yönelik yayın yapan, yayınladıkları her satırdan Türkiye’de siyaseti, dolayısıyla yönetimi dizayn etmeyi hedefledikleri anlaşılan, esas itibarıyla bunu gizleme gereği duymayan ve 6+1’li masanın organizatörü ve destekçileri konumunda olan yabancı basın kuruluşlarına ait internet siteleriyle, Türkiye’de bir istikrarsızlaştırma projesinin tetikçileri olan sosyal medya trollerinin organize saldırıları, Türkiye aleyhine kullandıkları argümanların birbirinin kopyaları olmalarıyla da hepimiz için birer ibret vesikası olmuştur."
Vatandaşlarımız kara propagandaya itibar etmemeli
"Vatandaşlarımızdan, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milletini hedef alan bu kara propaganda kampanyasında, terör örgütlerine, onların satılmış ya da beyni yıkanmış destekçilerine itibar etmemelerini önemle rica ediyorum.
Türkiye’yi hedef alan bu iftira ve itibarsızlaştırma kampanyasında, PKK’nın yalanlarını, Türkiye Cumhuriyeti adına, Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı açıklamalara tercih edenlerin, bazı parti genel başkan ve sözcülerinin ifadelerinin de ifade sahiplerinin de nezdimizde hiçbir değeri olmadığının tekrar altını çizmek istiyorum.
Muhakkak ki gerçekler en kısa zamanda ortaya çıkacak ve Türkiye Cumhuriyeti, konuyla ilgili üzerine düşeni hiçbir eksik bırakmadan yapacaktır."
