Fatih Öztek Ankara Masası Gündem programında Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik’in konuğu oldu.
Ak Parti’nin ekonomik gidişatı değiştiremeyeceğini vurgulayan Öztek, iddialı büyüme hedeflerinin bile beklentileri karşılamaktan uzak kaldığına işaret etti.
Öztek, iktidar hedeflerini tuttursa bile ancak 2025’te ekonominin 1 trilyon dolarlık büyüklüğe kavuşacağını, bunun da 10 yılın kaybedilmesi anlamına geldiğini ifade etti.
Avrupa’nın negatif faizde bekleyen 1 trilyon dolarlık sermayesini 2019'dan beri Türkiye’ye akmasının beklendiğini anlatan Öztek, “Ekonomi hedef değil hayal satmaya döndü” değerlendirmesinde bulundu.
Öztek, gerek ekonomik verilerin gerekse hukuki alt yapının bir güven bunalımına yol açtığını, bunun da riski artırarak borçlanma maliyetlerini yukarı çektiğini dile getirdi.
Ekonomi yönetiminde değişim yaşanmazsa ödemeler krizine girilebileceği uyarısında bulunan Öztek, OECD nüfusunun ortalama yüzde 71’i çalışırken Türkiye’de nüfusun yarısının iş bulabildiğinin altını çizdi.
Öztek, Türkiye’nin borcunu düzenli ödemek ve yeni borç bulabilmek için daha çok insanı üretim sürecine katması, inşaata dayalı bir büyüme modeliyle bunu başaramayacağını görerek üretimi artırması gerektiğini söyledi.
Fatih öztek şöyle devam etti:
“Yetişmiş insan gücü üretime dahil edilemiyor”
“Şimdi reel sektör açısından bakarsak elinizin altında yetişmiş insan gücü var ama üretime sevk edemiyorsunuz üretime dahil edemiyorsunuz. Dolayısıyla reel sektör açısından durum hiç iç açıcı değil dünya karşılaştırmasından bahsediyorum”
“AK Parti'nin hala tüketebileceği bir kredisi kaldı”
“Ama merkezi hükümet bütçesi olarak düşünürsek AK Partinin hala tüketebileceği bir kredisi kaldı. Yani ilk göreve geldiklerinde bütçe açığının gayri safi milli hasılaya oranı dünya ortalamasına göre hala şu anki 2022 Türkiye'sinin de hala opsiyonu var, evet düşük. Birçok gelişmiş ülkenin 3’te biri mertebesinde.Türkiye’nin kendi ligindeki ülkelerin yarısı mertebesinde. Yani az önce sizin bahsetmiş olduğunuz kesenin ağzını açmış olsa bile çalışanların hak etmiş olduğu ücreti vermiş olsa bile hala bir şeyleri var, harcayabileceği ülkeye bıraktıkları kazanımları var.”
“Enflasyon 20 yıl öncesine döndü”
“ Sonuç olarak sizin dediğinize gelecek gibi. Enflasyon noktasında Türkiye 2002’lere 2003’lere geri dönmüş oldu. Dış borcun milli gelire oranı olarak düşünürsek yine aynı şekilde ilk yıllara geri dönmüş oldu. Tek şey mali göstergeler, devlet bütçesindeki şeyler.”
“2023 Haziran’da ben böyle almıştım böyle bırakıyorum diyecekler”
“ Herhalde 2022'nin sonuna kadar 2023’te seçim olursa orayı da tüketecekler ve 2023 Haziran’a geldiklerinde ben böyle almıştım böyle bırakıyorum diyecekler. Dünya karşılaştırmasında kaybettiğimiz yıllara üzüleceğiz ekim ayında hazırlamış olduğumuz slaytlar Türkiye de konferanslarla anlatmaya çıkacağız. Başlığı da orada “kaybettiğimiz yılların resmi” yani kayıp yıllar.
