ATO'da Ankara İli Telif Sertifika Töreni ve Bilgilendirme Toplantısı düzenlendi

MESAM, MSG ve Etkinlik-Sen iş birliğinde ATO Congresium'da düzenlenen Ankara İli Telif Sertifika Töreni ve Bilgilendirme Toplantısında Onur Şener anıldı. Böyle bir olayın bir daha yaşanmaması için önemlerin alınacağı belirtilen toplantıda müzikte telif hakları içinde gerekenin yapılacağı aktarıldı.
Ecem Çetin
|
03 Ekim 2022, Pazartesi - 17:00
ATO'da Ankara İli Telif Sertifika Töreni ve Bilgilendirme Toplantısı düzenlendi

Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM), Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG) ve Tüm Etkinlik Sektörü İşveren Sendikası (Etkinlik-Sen) iş birliği ile Ankara Ticaret Odası (ATO) ev sahipliğinde 'Müzik Dolu Başkent' temalı  Ankara İli Telif Sertifika Töreni ve Bilgilendirme Toplantısı düzenlendi. 

ATO Congresium'un Duatepe Salonu'nda düzenlenen toplantıda öncelik olarak bir eğlence mekanında istekte bulunulan şarkıyı bilmediği gerekçesiyle öldürülen müzisyen Onur Şener anıldı ve öldürülmesi protesto edildi.

MESAM Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ergül, Onur Şener'in acısını paylaşmak, ailesiyle dayanışma içerisinde olmak ve benzer acı olayların yaşanmaması için bir dizi önlem paketini yetkililere sunmak amacıyla bir araya geldiklerini söyledi.

Sanatçıların ve müzisyenlerin sosyal güvenceye sahip olmadığını belirten Ergül, "Kovid19 Salgını döneminde bunu çok net bir şekilde gördük. Bu süreçte canına kıyanlar oldu, yüzlerce sanatçısının yuvası dağıldı. Binlerce müzisyen kutsal saydıkları, yaşam biçimi haline getirdikleri müziği bırakıp, başka işlere yöneldi." ifadelerini kullandı.

"Düzenlemelerle, güvenli atmosfer oluşturulmalı"

Müzisyenlerin can güvenliğinden yoksun yaşadığını ifade eden Ergül, şöyle konuştu:

"İsteyen silah ya da kesici bir aletle müzik yapılan bir işletmeye giriyor. Kapıda bir kontrol olmuyor, çünkü işletmelerin müşteri kaybetmek gibi kaygıları var. Bunun artık düzene girmesi lazım. Sadece müzisyenler için değil, oraya gelen insanların güvenliğini sağlamak için de bunu yapmalıyız. Aksi takdirde eğlence mekanlarına bakış, sürekli olayların yaşandığı bir ortammış şekline dönüşür. Böyle olunca da insanlar müzik dinlemeye, eğlence mekanlarına gitmeye korkar olur. Bu mekanlarla ilgili önlemlerin başında da bir sertifika sistemi geliyor. Hükümetimize çağrıda bulunuyorum; lütfen buralar meslek birliği eliyle lisanslı yerler olsun. Birtakım düzenlemelerle oralarda güvenli atmosfer oluşturalım ki bir daha bunlar yaşanmasın. Sadece ailenin yanında yer almak ve hukuki mücadele vermekle kalmayacağız, bu konuda hükümetimize çözüm olarak bir dizi önlem sunacağız."

Etkinlik- Sen Başkanı Ali Koray Özandaç da, Onur Şener'in vefatından büyük üzüntü duyduklarını ifade ederek, "Benzer olayların bir daha yaşanmaması gerekiyor, bunun için elimizden geleni yapacağız. Müzik piyasasının çatı örgütleri MESAM ve MSG ile bu konuda neler yapabileceğimizi konuşacağız. Tüm sanat camiasının başı sağ olsun." dedi.

"Bu tarz olayların yaşanmaması adına önlem alınmalı"

Toplantı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan MESAM Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ergül, "Çok üzgünüz. onun için geldik. Aile ile dayanışma içinde olmak, maddi ve manevi destek vermek, için geldik. Bundan sonra bu tarz olayların yaşanmaması adına da bir dizi önlem almak, bunu hükümetimize de aktarmak için geldik. Son derece üzgünüz. Son derece vahşet denilebilecek bu olaydan sonra gencecik kardeşimiz Onur Şener'i kaybettik. Artık son olmasını diliyoruz. Gece yarılarına kadar evine ekmek götürmek için çalışan bu arkadaşlarımızın pek çoğunun bir sosyal güvencesi bile yok. O mekanlar telif de ödemiyorlar çoğunlukla ve güvenlik önlemlerini de yeteri kadar almıyorlar. Ankara Cumhuriyetimizin başkenti medeni bir şehir Ankara'ya, Ankaralıya mal edilmemesi gerekir bunun. Her yerde ruhunda şiddet barındıran insanlar çıkar, çıkmıştır. İnsanların tabii ki davranışlarını kontrol altına alamayız belki ama gerek güvenlik önlemlerini alarak gerek toplumsal bir bilinçlenme ve mekanların kendi içlerinde koyacağı kurallarla bu olayların önüne geçilebilir. Ama müzisyenlerin yaşadığı büyük bir dram var. Pandemi de iyice belirginleşti. Yüzün üzerinde arkadaşımızı kaybettik, canına kıyanlar oldu. Yüzlercesinin ailesi yuvası dağıldı ve pek çoğu mesleği bırakıp başka işlere yöneldi. Şimdi bir de güvenlik önlemi almadan can güvenliğinin olmadığı mekânlarda geçim derdine düşmesi, haliyle camiada çok büyük bir paniğe de yol açıyor. Öbür yandan aslında tabii tüketici akşam müzik dinlemek, biraz ruhunu dinlendirmek veya eğlenmek için giden insanlarda da bir paniğe yol açacak bir durumla karşı karşıyayız. Biz MESAM olarak bunun hem sosyolojik, hem kültürel, hem ekonomik hem güvenlik boyutlarıyla ilgili devletimize bir dizi öneri sunacağız. Onun için Ankara'dayız." ifadelerini kullandı.

Alınabilecek önlemlerden bazıları 

Ergül, Ankara Masası'nın 'hangi önlemler alınacak?' sorusuna ise ise şu yanıtı verdi: 

"Bir, sanatçının ve müzisyenin tanınırlığının yapılması, iki, sosyal güvenceye kavuşturulması mutlak suretle. Üç, mekanın kayıt altına alınması ki, mesela çoğu mekan telif ödemiyor, lisansı yok yani mekanın lisanslanması. Bugün burada bir sertifika töreni de var. Aynı zamanda lisanslı olan mekan anlamına gelir. Müzik dostu mekan anlamına gelir ve o mekanlarla da işbirliği içerisinde gerekirse girişte insanların üzerinin aranması üzerinde kesici alet, silah gibi bir şeyler varsa bunların alınması başlıca önlemlerden bir tanesi.

Daha sonra Ankara İli Telif Sertifika Töreni ve Bilgilendirme Toplantısı için salona geçildi ve burada da basın toplantısı gerçekleştirildi.

Etkinlik- Sen Ankara İl Başkanı Emrah Hacıoğlu, "Evet değerli başkanlarım, bakanım, MÜZIKSEN Başkanımız, Etkinlik -Sen başkanımız, MESAM başkanımız, Kent Konseyi başkanımız aynı zamanda Ankara Ticaret Odası Başkan Yardımcı ve Ankara Ticaret Odası başkanımız hepiniz hoş geldiniz. Çok teşekkür ederiz. Bugün burada çok farklı konular konuşacakken. Arkadaşımızın dün katledilmesinden sonra buradaki konuda birazcık değişti ve biz Etkinlik- Sen,  MESAM,  MSG işbirliğini Ankara'da bir yıldır yürütüp bir yıldır bu aradaki denklemi kurmaya çalışıyoruz. Bugün gelen bütün mekânlar, organizatörler, işletme sahiplerinde geldikleri için çok teşekkür ederim." şeklinde konuştu. 

"Üzücü durumların ardından konuşmamız gereken bazı hakikatler olduğunu görüyoruz "

Recep Ergül ise şu ifadeleri kullandı: 

"Üzücü bir güne denk gelindi ama belki bazen üzücü durumların ardından konuşmamız gereken bazı hakikatler olduğunu da görüyoruz. Örneğin Pandemi döneminde belki yaşadığımız koşullar,  müzisyenlerin yaşadığı koşular biraz daha gün yüzüne çıktı ve toplumumuz onların dramlarına tanıklık etti. Canına kıyanlar oldu, enstrümanı satanlar oldu, ailesi yuvası dağılanlar oldu, mesleği bırakıp başka mesleklere yönelenler oldu ve böylece aslında Türkiye'de milyonlarla ifade edilebilecek bir parçası olarak görmeliyiz. Müzisyenlerin dramlarını da görmüş olduk. Şimdi şu saatten sonra yapılması gerekenleri belki bir dizi önlem olarak ticaret odamızın kıymetli başkanına da hazır aramızdayken söylemek istiyorum. Bugünkü sertifika gibi aslında bütün etkinlik mekânlarının bir sertifikasının olması gerekir. Batı dünyası böyle yapıyor bu işi. Sertifikası varsa, gerekli güvenlik önlemlerini de almışsa ve girişte işte silah kesici maddelere bir kontrol getirmişse sadece müzisyenlerimizin değil aslında o mekanlara giden insanlarımızın da bir şekilde can güvenliğini garantiye almış olacağız."

"Herkesin kanuna uyarak telifini ödemesi gerekir"

Telif konusu ile ilgilide konuşan Ergül, müziğin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: 

Şimdi gelelim telif konusuna. Sevgili dostlar, telifi sadece müzik çalındı, telifini ödeyeceğiz gibi düşünmemek lazım. Müziği de sadece şarkıdan türküden ibaret görmemek lazım. Kültür insanoğlunun yaşama stratejisi ise eğer müzik bir toplumun kalbidir müziksiz bir hayat düşünebilir miyiz? Hiçbirimiz hayatın hiçbir yerinde düşünemeyiz müziksiz olmaz zaten. Öyleyse, milletimize ait olan değerlerin yüceltilmesi için önce müziğimizi de müzisyenimiz de yüceltmemiz gerekiyor. Çünkü dilimize hizmet eden yegâne sanat eseridir. Sanat unsurudur, sanat dalıdır müzik. O yüzden biz bazen özellikle MESAM ve MSG olarak 181 ülkeyi temsil ediyoruz. Dünyanın 181 ülkesinin sanatçılarının telifini toplayıp Türkiye'de onlara gönderen iki meslek birliğiz. İkisinin adına konuşuyorum. Sunu görüyoruz: Türk dizileri Brezilya'da, Şili'de, Venezüella'da, İspanya’da, İtalya’da yayınlanıyor ve içinde Türkçe müzik var ve bizim müziğimizi öğreniyorlar. Böylece bir kültür ihraç ediyoruz. Bacasız sanayi dediğimiz kreatif endüstri dediğimiz bu müzik bu sanat dalının, müziğin yaşayabilmesi için sanatçıların hak ettiği telifi alması gerekiyor. O telif aslında genel giderleri ile kıyaslanmayacak kadar son derece düşük ve sembolik bir giderdir. Ama bunu verdiklerinde ne olur? Vermediklerinde ne olur? Verdiklerinde sanatçıyı teşvik etmiş oluyorlar. Müzisyen arkadaşlarımızı teşvik etmiş oluyorlar. Vermediklerinde de belki müzisyen başka bir iş bulup besteci, söz yazarı aranjör başka bir iş bulup hayatını sürdürebilir. Ama bu ülke insanı topyekun  geleneksel müziğinden kopmuş olur. Ondan sonra çok ahlanırız çok vahlanırız. Eyvah gençlerimiz elimizden kayıp gidiyor sürekli başka kültürlerin, başka yaşam biçimlerinin dayatmaları altında çocuğumuzu tanıyamıyoruz demek için çok geç kalmış oluruz. Kısacası biz MESAM ve MSG olarak müziğin özellikle parasal kısmına değil bir de manevi boyutuna bakıyoruz. Yüzyıllardan beri bu topraklarda müzik üreten, bugün hepimizin toplumumuzun ortak değerleri haline gelmiş, Itri'den, Dede Efendi'den, Pir Sultan Abdal'dan, Karacaoğlan'dan, Yunus Emre'den, Dadaloğlu'ndan, Aşık Veysel’e uzanan köklü bir gelenekten bahsediyoruz. Bu geleneğin gelecek kuşaklara da birlik ve beraberliğimizin yegâne sembolü olarak ortak değerlerimizin gelecek kuşaklara da taşınması için herkesin ama herkesin kanunda belirtilmiş olan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uyarak telifini ödemesi gerekir.

" Türk halkının müziksiz olmayacağına yürekten inananlardanım "

Son olarak Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Gürsel Baran bir konuşma gerçekleştirdi. 

Baran , "Aslında farklı bir konu konuşulacaktı, konu biraz dağıldı. Ben de inanın çok üzüldüm. Belki sizlerden fazla üzüldüm, özellikle şehrimize yakışmadı. Ankaramıza yakışmadı. Ben Onur kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. Böyle bir olayın bir daha yaşanmaması ile ilgili inşallah gerekli adımlar atılır. Bununla ilgili atılacak adımlara Ankara Ticaret Odası olarak bize düşen her ne varsa biz bu işlerin içinde oluruz. Bunlar bir daha yaşanmaması ile ilgili sıkıntılı bir durum. Bu tarz olaylar özellikle şehrimizde de ülkemizde de inşallah bir daha yaşanmaz. Hepinize baş sağlığı diliyorum. Özellikle sektör olarak. Sektörün sıkıntıları, problemleri var onlarla ilgili bugün buradasınız. Telif hakları yıllardan beri belki bir seviyeye getirildi ama aksaklıkları mutlaka vardır. Sizler burada Ankara Ticaret Odası’nda temsil ediliyorsunuz. 67 tane meslek komitesi var. 160 bin üyenin temsilcisiyiz. Ankara Ticaret Odası olarak Türkiye'nin en büyük 2’nci sivil toplum kuruluşuyuz. Sizler de burada 59’nolu komite ile temsil ediyorsunuz. 59’nolu komitedeki kardeşlerimiz arkadaşlar buradalar. Bir seçim sürecine girdik. Bir ay sonra bizde de seçim var arkadaşlar. Geçirdiğimiz dört yıl içinde ellerinden gelen desteği sektör için verdiklerine yürekten inanıyorum. Ben şahidim bu kardeşlerimiz bu sektörün daha ilerlerde de olmasıyla ilgili bir mücadelenin içindeydiler. Bundan sonraki süreçte yeni seçim süreci ne olur? Hepimiz için bir belirsizlik var bundan sonrası ile ilgili. Ama şuna inanıyorum ki, olur da bu koltukları işgal edersek bundan sonraki süreçte de 67 tane sektörün olduğu gibi 59’ nolu kültür ve sanat etkinlikleri komitemizin de yani  sizlerin de sıkıntılarını, dertlerini, problemlerini gündeme taşımakla ilgili, ilgili yerlere iletmekle ilgili ,çözümleri ile ilgili, elimizden gelen her adımı atacağımızdan şüpheniz olmasın. Böyle bir toplantıya ev sahipliği yaptığımız için de çok mutluyum. Her zaman bekleriz. Çok kıymetli misafirler bu mekanlar, bu salonlar bunun için var. Dertlerinizi, sıkıntılarınızı, problemlerinizi, konuşacağınız önemli mekânlar bunlar. Bugün bu toplantının sonucunda buradan çıkacak her ne olursa bir yol haritası mutlaka olacak. Onu taşımakla ilgili çözümü ile ilgili biz bir gayretin içinde olacağız. Tekrar baş sağlığı diliyorum tüm camiaya, müziği belki de bu şehirde en çok sevenlerden birisi olarak söylüyorum. Türk halkının müziksiz olmayacağına yürekten inananlardanım ve bu müziğin karşılığında da hak ettiğini alması gerektiğine yürekten inananlardanım. Buradan çıkacak sonucun takipçisi olacağız." dedi. 

Konuşmaların ardından gerçekleştirilen sertifika dağıtımının ardından düzenlenen soru- cevap kısmında telif hakları için 2023 yılından itibaren birliklerin tek bir çatı altında toplanılacağının altı çizildi. 

http://www.ankaramasasi.com/haber/1815437/atoda-ankara-ili-telif-sertifika-toreni-ve-bilgilendirme-toplantisi-duzenlendi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.