Kültürden sanata, edebiyattan tarihe, sinemadan müziğe, söyleşiden felsefeye kadar hayatın tüm renklerinin ekranlara geldiği TRT 2'de her çarşamba saat 21.00'de yayınlanan ve Türk sinemasının usta yapımcı, yönetmen ve senaristlerinin tecrübe, hikaye ve anılarını paylaştığı "Yerli Sinema" isimli programının bu haftaki konuğu Yönetmen Tolga Örnek idi.
Aralarında "Devrim Arabaları (2008)", "Kaybedenler Kulübü (2011)" ve "Labirent (2011)" gibi filmlerin bulunduğu çok sayıda sinema ve belgesel filminin yönetmenlik koltuğunda oturan ve Türk sinema tarihine kaynak niteliğinde eserler kazandıran yönetmen, çektiği filmlerin arka planında yaşanan ancak şimdiye kadar hiç bilinmeyenleri "Yerli Sinema" programında TRT 2 izleyicileri ile paylaştı.
Devrim Arabaları
"Devrim Arabaları" filminin; Türkiye'ye ait bir hikâye, bir insan hikayesi, bir başarı öyküsü ve Türkleri çok güzel yansıtan bir hikaye olduğunun altını çizen Tolga Örnek, başarıda bile başarısızlığı arayan bir toplum olduğu için hiçbir zaman kendi potansiyeline tam ulaşamadığını, "Devrim Arabaları"nın da bu anlamda güzel bir ders, uyarı ve öğüt olduğunu belirtti.
Tolga Örnek, "Filmdeki 'Ya yaparsak' bir umut lafı ve yani Türkiye'nin çok bence ihtiyacı olan ve kullanabileceği ve yapabileceği ve hayata geçirebileceği bir söz. 'Ya yaparsak' biz hep bunu kendimize sorsak yaparız aslında o sahne Taner Birsel'in dönüp arkasına doğru 'ya yaparsak diye meydan okuması benim tüylerimi diken diken ediyor. Ve hani filmcilikte de böyle. Çünkü filmcilikte çok zor bir iş. Hani filmi yapmamak için binlerce neden var. Ya yaparsan filmi, ya güzel olursa ya seyirciyle buluşursa. Bütün bütün kariyerime o prensip aslında yön veriyor." diye konuştu.
Kaybedenler Kulübü
"Kaybedenler Kulübü" filminin kendini en özgür hissettiği film süreci olduğunu belirten Yönetmen Örnek, "Yani kafamıza ne esiyorsa yapalım. Film diliyle sınırlanmayalım, kurgu ile sınırlamayalım beklenti ile sınırlamayalım sınırla sınırlamayalım. Eğer bir şey yapmak istiyorsak yapalım bakalım ne olacak kafasıyla yazıldı ve çekildi ve kurgulandı film." dedi.
Tolga Örnek, filmdeki metinlerin başarısına ilişkin ise şunları söyledi:
"Filmin metinleri bence filmi kült yapan unsurlardan bir tanesi. Ve çoğu da gerçek radyo programında konuşulmuş sözlerdi. Eski programlardan aldığımız bizim eklemeler yaptığımız birazcık dokunduğumuz ama çoğu yani yüzde 80’i onların programlarda konuştuğu sözlerdi referanslardı. Zaten programı da zamanında bu
kadar popüler kılan kült haline getiren şey de o metinlerdi. Sağlam bir metin üstüne sağlam bir görsellik eklendiğinde çok güçlü bir film ortaya çıkıyor."
Labirent
Global terör eylemleri sayıldığında uluslararası kanallarda Türkiye'deki eylemlerin hiç dahil edilmediğini söyleyen Tolga Örnek, "Labirent" filmini neden yaptıklarını ise şöyle açıkladı:
"Sanki Türkiye bundan muzdarip değilmiş gibi, Türk halkı bununla ilgili acı çekmiyormuş gibi Türkiye'de bu eylemler olmuyormuş gibi görülüyor yurtdışında. Bu boşluğu doldurmak için ve bu batının aslında terörle mücadelede Türkiye gibi bir ülkeye çok ihtiyacı olduğunu ve Türkiye gibi bir ülkenin ön saflarda aslında mücadele veren bir ülke olduğunu göstermek amacıyla yaptık filmi. Ağırlıklı Müslüman olan ülkelerin de terörden çok çektiklerini anlatıyor film. Çünkübatıdaki filmlerde sanki Müslüman ülkelerde terör yokmuş gibi sadece terör eylemlerini Müslümanlar yapıyormuş gibi ve sadece batılıları öldürüyormuş gibi bir kanı var. Çok böyle yüzeysel, çok basit bir kanı var. Halbuki terör eylemlerinin radikal İslam terör eylemlerinin çoğu Müslüman ülkelerde oluyor ve ağırlıklı kurbanları da Müslümanlar oluyor. Film bunu anlatmaya çalışıyordu aslında."
Bir yönetmen gözüyle en çok sevdiği filmin "Labirent" olduğunu açıklayan Örnek, "Öteki filmlerimi sevmiyorum anlamında değil ama yönetmen olarak hangi filmini
göster bize de seni yönetmen olarak anlayalım dersen o 'Labirent' olur." dedi.
