Mete Gündoğan, Ankara Masası Gündem özel programında Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik’in konuğu oldu.
Saadet Partisi Kongre sürecinde yaşananları anlatan Gündoğan, Temel Karamollaoğlu’nun yeniden genel başkanlığa aday olmayacağına ilişkin kendisine ulaşan bilgiler üzerine “adayım” açıklaması yaptığını belirtti.
Gündoğan, hiçbir zaman iç çekişme ya da kavgaya girmeyi istemediğini ve düşünmediğini dile getirdi.
Genel İdare Kurulu üyelikleri için bile bu gerekçeyle liste yapmadığına işaret eden Gündoğan, Yüksek İstişare Heyetinin kararlarını ve yaklaşımlarını da dikkate alarak kararını verdiğini ifade etti.
" Birlik ve beraberlik içerisinde Kongreye de gittim"
Gündoğan, bu süreçte Temel Karamollaoğlu ile görüşmediğinin altını çizdi.
“Temel abi de aday olduğunu zikredince ben de uygun bir şekilde çekildim” diyen Gündoğan “Birlik ve beraberlik içerisinde Kongreye de gittim. Farklı yorumlanmasın partinin üzerinde zaten uzun yıllardır zaten yoruldu parti bu tür şeylerle. Ben Kongreye gitmeseydim bunu kullanıp da daha değişik yorum yaparlardı. Bunlara da müsaade etmemek için gittim katıldım. Temel beyi de tebrik ettim. Arkadaşları da tebrik ettim. Güzel bir ortam oldu” şeklinde konuştu.
Mete Gündoğan, olanlardan dolayı bir kırgınlık hissetmediğinin altını çizdi.
Milli görüşü yormamak, lekelememek için geri çekildiğine işaret eden Gündoğan, pazarlık görüntüsü oluşmaması ve samimiyetine halel gelmemesi için de herhangi bir göreve talip olmadığını hatırlattı.
"Milli görüş tabii ki birleşmeli"
Gündoğan, milli görüş hareketinin yeniden güç kazanması için birleşmesinde yarar olduğunu da belirterek şunları söyledi:
“Milli görüş kendi içinde derlenip toparlanabilir ise Türkiye’ye alternatif olur. Tabii ki birleşmeli hatta daha da öteye gidip etrafta ne kadar milli görüşçü arkadaş varsa ne kadar milli görüşle bir şekilde görüşmüş arkadaş varsa. Şimdi teknik olarak dikkatli seçtiğim bir ifade daha kullanacağım. Ne kadar görüşü milli olan adam varsa, bir milli görüşçüler artı görüşü milli olanlar varsa hepsini bir araya getirmek zorundayız. Getirebilir isek Türkiye’yi kucaklarız. Hiç kimse kavgalı eve kız vermez kardeşim. Sen kavga edeceksin, kim kazanacak buradan? Dışarıdaki adam bakar, fikirlerine çok güzel, orijinal der ama oyunu vermez. Sen de işte haklı olduğun tarafları söylersin, diğer taraf haklı olduğu tarafları söyler, bu nereye gidecek? Böyle bire yere gidemeyiz. Erbakan hoca yani bu tür şeyleri aşabilmek için hep şunları söylerdi; iki türlü insan vardır Türkiye’de, bir milli görüşçüler, bir de milli görüşçü olmaya aday olanlar. Herkes aday, herkes milli görüşçü.”
