Mustafa Destici, Akev Üniversitesi’nde gençlerle söyleşide bulunmak üzere gittiği Antalya’da basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“Adayımız da kararımız da belli”
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Destici, “Adayımız da kararımız da belli” dedi.
Destici, “ Adayımız biliyorsunuz Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan mevcut cumhurbaşkanımız. Kararımız da Cumhur İttifakı. Cumhur İttifakıyla birlikte seçimlere katılacağız. Allah nasip ederse tabii Büyük Birlik Partisi bu seçimlerde kendi adı, amblemi ve adaylarıyla yer alacak ve tabii bir ittifak gerçekleştirdiğimiz için bir baraj problemi de yaşamayacağımız için inşallah güçlü bir temsille de önümüzdeki seçimler sonrasında Büyük Birlik Partisi de Mecliste temsil edilecek ve güçlü devlet milli iktidar bizim geçmişten beri kullandığımız bir başka sloganımız bu şekilde güçlü devlet milli iktidar sloganıyla yürüyüşe de katkı sağlamaya devam edeceğiz. İnşallah Büyük Türkiye idealine de Cumhur İttifakıyla birlikte inşallah milletimizin de desteğiyle hep birlikte gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.
CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kimyasal silah kullandığı iddialarına da tepki gösteren Destici
şunları söyledi:
“Milletvekili olmak hiç kimseye suç işleme özgürlüğü vermez”
“Biz milletvekili dokunulmazlığının kürsüyle sınırlandırılmasını başından beri savuna gelmiş bir siyasi partiyiz. Yani milletvekili olmak hiç kimseye suç işleme özgürlüğü vermez. Milletvekili olmak hiç kimseye kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine kimyasal silah kullanıyor iftirası atma hakkı ve hadsizliği vermez. Yine milletvekili olmak demek hiç kimseye bir mahkeme salonunda hakime saldırma hakime hakaret etme mahkemenin düzenini bozma hakkı vermez. Binaenaleyh bu suçları kim işliyorsa elbette ki bununla ilgili hukuk çalışacaktır, savcılar çalışacaktır, hakimler gereğini yapacaktır, bir yargılama süreci başlayacaktır. Tabi bunun yargılama süreci başlayabilmesi için de milletvekillerinin dokunulmazlığı olduğu için elbette savcı talep edecek, fezleke hazırlayacak Adalet Bakanlığına gönderecek Adalet Bakanlığı da Meclis’e sevk edecektir. Meclis de bunu inşallah en kısa zamanda değerlendirecek ve kararını verecektir. Biz Büyük Birlik Partisi olarak bir kez daha söylüyorum kim suç işlerse işlesin mutlaka ama mutlaka bu dokunulmazlık zırhına sarılmamalıdır. Buraya sarınarak ne devlete, ne devletin ordusuna, ne askerine ne polisine ne hakimine ne de herhangi bir ferde herhangi bir insanımıza, bu insanımız bir çiftçide olabilir bir asgari ücretli de olabilir, bir memur da öğrenci de olabilir, milletvekili olmak hiçbir insana hiçbir makama hakaret etme, tehdit etme, onu aşağılama hakkı vermez. Ya da darp etme hakkı vermez, fiili müdahalede bulunma hakkı vermez. Bunu kim işlerse işlesin hukuk önünde hesabını vermesi gerekir. Fezleke hazırlanması, dokunulmazlığının kaldırılması da hukukun önünü açmaktır.”
Mustafa Destici, Türk toplumunun milletvekilinin de suç işlediğinde hesabını vermesi gerektiği kanaatinde olduğunun altını çizdi.
Büyük Birlik Partisi Lideri Destici, başörtüsü hürriyetini teminat altına alan ve aile kavramını anayasal düzleme taşıyan Anayasa değişikliği teklifine CHP’nin direndiğine de işaret etti.
Bu tavrı eleştiren Destici şöyle devam etti:
“CHP başörtüsü konusunda hep siyasi davranmış ve samimi davranmamış”
“Burada 2 madde zaten milletimizin kahir ekseriyetinin istediği düzenlemeler. Bir kılık kıyafet özgürlüğü. Diğer ailenin korunmasıyla ilgili orada bir eksiklik vardı. Aileye vurgu yapılıyordu ama ailenin kadın ve erkekten oluştuğu noktasında açık bir hüküm yoktu. Şimdi bu açık hüküm getiriliyor. İnşallah bu aslında hiçbir partiyi ya da hiçbir partinin tabanını rahatsız edecek değişiklikler değil. Yani Cumhuriyet Halk Partisi buna niye direniyor gerçekten anlamakta güçlük çekiyoruz. Ya da şöyle düşünüyoruz demek ki Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda samimi davranmamış. Yani son dönemdeki yasa değişikliği teklifi olsun başörtüsüne hürriyet olsun, özgürlük olsun bütün bu konularda demek ki hep siyasi davranmış ve samimi davranmamış bunu Meclis’teki oylamada da göreceğiz. Bakalım kim özgürlüklerden yana, kim kılık kıyafet serbestliğinden yana? Bunu söylerken de biz sadece başörtüsü için söylemiyoruz. Başı açığı başı kapalısı herkes için söylüyoruz. Yani hizmet alırken de kamudan faydalanırken de özel bir işe girerken ya da çalışırken de başı açık mıdır başı kapalı mıdır diye bakmadan ehliyetli midir liyakatlı mıdır bu işe uygun mudur buna bakılarak karar verilmesini arzu ediyoruz. Bu değişiklik de bunu getiriyor. Her vatandaşımız için bunu güvence altına alıyor. İkincisi de ailenin korunmasıyla ilgili. Biliyorsunuz Avrupa’da da bu konuda dünyada daha doğrusu ciddi bir rahatsızlık var."
"Referanduma da varız"
Bunlarla ilgili düzenlemeyi inşallah önümüzdeki hafta getirip biz dediğim gibi 400’ün üzerinde bir kabul ile Meclis’te anayasa değişikliğinin yapılmasını arzu ediyoruz ama diyelim ki 360 ile 400 arasında kaldı o zaman da mecburen referanduma gidilecek ve halk karar verecektir. Biz referanduma gidilmesinde de bir beis görmüyoruz. Hatta referanduma gidilmesi daha iyi olur. Halkın düşüncesini de görmüş oluruz.
