Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christopher Burger, İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskınla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, olaylardan endişe duyduklarını ifade etti. Ancak Burger'in baskını açıkça kınamaktan kaçınması dikkat çekti. Öte yandan, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un Ürdünlü mevkidaşıyla görüşmesinde konunun ele alındığını belirtti ve yetkililerin yakın istişareleri sayesinde son haftalarda on binlerce Müslüman'ın her gün Harem-i Şerif'te ramazan ayında huzur ve güven içinde ibadet ettiğini savundu.
Burger, Gazze'den İsrail'e yapılan füze saldırılarını açıkça kınadıklarını ifade etti ve Ramazan Bayramı, Pesah Bayramı ve Paskalya Yortusu'nun tüm inananlar tarafından barış içinde kutlanması için gerilimin daha fazla artırılmaması gerektiğini belirtti. İsrail, Filistin ve Ürdün'deki ilgili makamların yakın temas halinde olması gerektiğini de vurguladı.
AA muhabirinin "Cami baskını kınamadınız. Polisin inançlı insanlara, kadınlara ve çocuklara nasıl davrandığına ilişkin görüntüleri gördünüz mü?" şeklindeki sorusuna ise Burger, "prensip olarak işgal altındaki bölge statüsüyle Doğu Kudüs'te İsrail makamlarının eylemleri için insani uluslararası hukukun geçerli olduğu" yanıtını verdi.
Burger, kamu düzenini koruma görevinin ve orantılılık şartının bu hukuk çerçevesinde korunması gerektiğini belirtirken, Harem-i Şerif'te hem Filistin hem de İsrail tarafında provokatif niyetleri olan aktörlerin ve grupların olduğunu bildiklerini söyledi. "Her durumda, şiddet son çare olmalı ve özellikle sivillerin korunması her şeyden öncelikli olmalıdır." ifadesini kullanan Burger, siyasi ve dini açıdan özellikle hassas olan Harem-i Şerif için bu konunun daha da önemli olduğunu vurguladı.
Mescid-i Aksa’da ne oldu?
Fanatik Yahudi yerleşimciler, "Pesah Bayramı" sebebiyle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek burada kurban kesme çağrılarında bulunmuş, teravih namazı sonrası bir grup Filistinli ise bu çağrı yüzünden Mescid-i Aksa’dan ayrılamamış ve Mescid-i Aksa içinde bulunan Kıble Mescidi'ne sığınmıştı.
İsrail güçleri ise sahur saatlerinde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemiş, Kıble Mescidi'ne sığınan Filistinlilere yönelik şiddet kullanarak kutsal mabedi savaş alanına çevirmişti. İsrail güvenlik güçlerinin saldırıları sabah namazı sonrasında da dozu artarak devam etmişti. Baskınlarda 450'nin üzerinde Filistinliye gözaltı uygulanmıştı. İsrail güvenlik güçlerinin gözaltı uygulayarak ellerini kelepçeledikleri Filistinlilere acımasızca şiddet uyguladığına dair görüntüler sosyal medyada geniş yer bulmuştu.
İsrail polisinin Mescid-i Aksa'ya gerçekleştirdiği terör saldırısını andıran baskın sonrası abluka altındaki Gazze Şeridi'nden İsrail yönüne roketler atılmıştı.
İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, Sderot şehri yönüne 5 roket fırlatıldığı, bu roketlerden dört tanesinin hava savunma sistemlerince etkisiz hale getirildiği, bir roketin ise açık araziye isabet ettiği bildirilmişti.
Bu olay sonrası İsrail savaş uçakları, roketlerin geldiği Gazze Şeridi'nin batısındaki iki noktaya yönelik hava saldırısı gerçekleştirmişti.
