Ürdün: Tüm imkanlarımızla İsrail’e karşı çıkacağız

"Filistinliler de en az İsrailliler kadar insan" diyen Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, "Filistinlilerin topraklarından tehcir edilmesini kabul etmemiz mümkün değil, bu kırmızı çizgidir. Tüm imkanlarımızı kullanarak buna karşı çıkacağız" ifadelerini kullandı.
Mevlüt Peker
|
16 Ekim 2023, Pazartesi - 00:39
Ürdün: Tüm imkanlarımızla İsrail’e karşı çıkacağız

Ürdün'ün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Filistinlilerin haklarının İsraillilerinkinden farksız olduğunu vurguladı.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı tarafından X sosyal medya platformu üzerinden paylaşılan bilgilere göre, Safedi, Katar'ın önde gelen yayın organı Al Jazeera'ya demeç verdi.

Safedi, Gazze'de yaşam mücadelesi veren yaşlılar, kadınlar ve çocukların durumuna dikkat çekerek, Filistin halkının insani yardıma muhtaç olduğunu belirtti.

Safedi, 1948'deki Nekbe ve 1967'deki Nekse olaylarının Arap toplumunun hafızasında taze olduğunu ifade ederek, "Filistinlilerin kendi topraklarından sürülmesini asla kabul edemeyiz, bu bizim için bir kırmızı çizgidir. Elimizdeki tüm kaynaklarla bu duruma karşı duracağız. İsrail'in yarattığı bu krizin etkilerini komşu ülkelere yansıtmasına göz yumamayız." dedi.

Safedi, "Filistinliler, İsraillilerle eşit insan haklarına sahiptir. Dünya bu gerçeği kabullenmeli ve tüm bireylerin haklarına, kimlik ya da milliyet farkı gözetmeksizin saygı göstermelidir." şeklinde konuştu.

Son olarak, 7 Ekim'den itibaren Gazze Şeridi'ne yoğun bombardıman düzenleyen İsrail güçleri, bölgenin kuzeyinde yaşayan Filistinlilere güneye taşınmaları için çağrıda bulunuyor.

İsrail-Filistin çatışması

7 Ekim'de İzzeddin el-Kassam Tugayları, Hamas'ın askeri birimi, İsrail'e "Aksa Tufanı" isimli geniş çaplı bir operasyon başlattı.

Gazze'den İsrail'e doğru binlerce roket fırlatıldı. Filistinli militan gruplar, Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez geçiş noktasını hızla ele geçirdi.

Bu gruplar, ele geçirdikleri bu noktadan İsrail'in iç bölgelerine sızdı. Karşılığında İsrail ordusu, Gazze'ye çok sayıda hava saldırısı düzenledi.

Bu saldırılar sonucunda 1300 İsrailli hayatını kaybederken, 3436'sı yaralandı.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in hava saldırıları sonucunda Gazze'de 724 çocuk, 458 kadın olmak üzere toplamda 3670 kişinin yaşamını yitirdiğini ve 9600 kişinin yaralandığını açıkladı.

İsrail'in işgalindeki Batı Şeria'da da İsrail askerleri ve Yahudi yerleşimcilerin düzenlediği saldırılarda 56 Filistinli hayatını kaybetti, 619 kişi yaralandı.

Bu saldırılar sırasında Gazze'de 9, Lübnan'da ise bir gazeteci hayatını kaybetti.

1948 Nekbe nedir?

Nekbe, Arapça'da "felaket" anlamına gelir ve 1948'de İsrail'in kurulmasıyla sonuçlanan olayları ve bu süreçte yüz binlerce Filistinlinin evlerini ve topraklarını terk etmek zorunda kalmasını tanımlamak için kullanılır. Nekbe, Filistinliler için tarihsel, siyasi ve kültürel bir dönüm noktasıdır. İşte Nekbe'nin tarihsel bir özeti:

Arka Plan: 20. yüzyılın başlarında, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ve Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle, Filistin bölgesi İngiliz mandası altına girdi. Bu dönemde, Siyonist hareketin teşvikiyle Avrupa'dan birçok Yahudi Filistin'e göç etti.

Balfour Deklarasyonu (1917): İngiliz hükümeti, Filistin'de bir "Yahudi ulusal yurdunun" kurulmasını desteklediğini açıkladı. Bu, Araplar ve Yahudiler arasında gerilimleri artırdı.

İkinci Dünya Savaşı Sonrası: Savaşın ardından, Holokost'tan kurtulan birçok Yahudi'nin Filistin'e göç etmesi ve bölgedeki Yahudi nüfusunun artmasıyla, Arap ve Yahudi toplulukları arasındaki çatışmalar şiddetlendi.

BM Bölünme Planı (1947): Birleşmiş Milletler, Filistin'in iki devlete bölünmesini öneren bir planı kabul etti. Ancak bu plan Arap devletleri tarafından reddedildi.

İsrail'in Kuruluşu (1948): 14 Mayıs 1948'de İsrail Devleti kuruldu. Bu, Arap devletleriyle İsrail arasında bir savaşa yol açtı.

Nekbe (1948): Savaş sırasında ve sonrasında, tahminen 700.000 Filistinli evlerini terk etti veya sürüldü. Bu olay, Filistinliler için büyük bir travma ve "felaket" olarak kabul edilir.

Sonrası: Nekbe'den sonra, Filistin mülteci kamplarında yaşayan mültecilerin sayısı milyonlara ulaştı. Bu mültecilerin dönüş hakkı, İsrail-Filistin çatışmasının merkezindeki anahtar meselelerden biri olmuştur.

Nekbe, Filistinliler için ulusal bir yas günü olarak anılır ve her yıl 15 Mayıs'ta anma etkinlikleriyle anılır. Bu tarih, İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği tarihin hemen ardından gelir.

1967 Nekse nedir?

"Nekse" kelimesi, Arapça'da "gerileme" veya "düşüş" anlamına gelir ve genellikle 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın ardından yaşanan Filistin topraklarının kaybını tanımlamak için kullanılır. İşte Nekse'nin tarihsel bir özeti:

Arka Plan: 1948'de İsrail'in kuruluşunun ardından, Arap devletleri ile İsrail arasında gerilimler devam etti. 1950'lerin sonlarına doğru, bu gerilimler sınır çatışmalarına ve karşılıklı saldırılara dönüştü.

Altı Gün Savaşı (1967): 5-10 Haziran 1967 tarihleri arasında, İsrail önceden bir saldırı başlattı ve Mısır, Ürdün ve Suriye'ye karşı savaştı. Savaşın sonunda İsrail, Gazze Şeridi'ni, Batı Şeria'yı, Doğu Kudüs'ü, Golan Tepeleri'ni ve Sina Yarımadası'nı ele geçirdi.

Nekse'nin Sonuçları: Savaşın ardından, İsrail kontrolündeki topraklar üç katına çıktı. Bu, Filistinliler için büyük bir gerileme veya "düşüş" olarak kabul edildi ve bu nedenle bu döneme "Nekse" denildi.

Sonrası: 1967'den sonra, İsrail'in işgal ettiği topraklarda yerleşim inşası başladı. Bu, İsrail-Filistin çatışmasının merkezindeki anahtar meselelerden biri haline geldi.

Nekse, Filistinliler için bir başka travmatik dönemdir ve bu dönemin sonuçları bugün bile devam eden İsrail-Filistin çatışmasının temelini oluşturmaktadır.

Filistin bayrağına benzeyen bayrak hangi ülkenin?

Filistin ile Ürdün bayrakları neden birbirine benzer?

Filistin bayrağının anlamı nedir?

Ürdün bayrağının anlamı nedir?

Filistin ve Ürdün bayrakları arasındaki benzerlik, tarihsel ve siyasi nedenlere dayanmaktadır. İşte bu benzerliğin arkasındaki ana nedenler:

Arap İsyanı ve Haşimi Krallığı: Filistin ve Ürdün bayraklarındaki renklerin kökeni, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı gerçekleşen Arap İsyanı'na dayanır. Bu renkler, Arap İsyanı'nın sembolü olan Arap İsyanı Bayrağı'ndan gelmektedir. Bu bayrak, Haşimi Krallığı tarafından kullanılmıştır ve Haşimi ailesi, hem Ürdün'ü hem de kısa bir süre için Filistin'i yönetmiştir.

Renklerin Anlamları: Arap İsyanı Bayrağı'ndaki renklerin her biri Arap ulusunun farklı yönlerini temsil eder:

Yeşil: Fatımileri veya İslam'ı temsil eder.

Beyaz: Ümmeyyadları temsil eder.

Siyah: Abbasileri temsil eder.

Kırmızı: Haşimi ailesini ve Arap İsyanı'nı temsil eder.

Siyasi ve Tarihsel Bağlantılar: Filistin ve Ürdün, tarihsel olarak yakın siyasi ve coğrafi bağlantılara sahiptir. I. Dünya Savaşı'nın ardından, her iki bölge de İngiliz mandası altında kaldı. 1946'da Ürdün, bağımsız bir krallık olarak tanındı. 1948'de İsrail'in kurulmasının ardından, Batı Şeria Ürdün tarafından ilhak edildi ve 1967'ye kadar Ürdün'ün bir parçası olarak kaldı.

Bu tarihsel ve siyasi bağlantılar, Filistin ve Ürdün bayrakları arasındaki benzerliği açıklamaktadır. Ancak, her iki bayrak da kendi ulusal kimliklerini ve bağımsızlıklarını temsil eder.

http://www.ankaramasasi.com/haber/2105165/urdun-tum-imkanlarimizla-israile-karsi-cikacagiz
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.