Musiki Muallim Mektebi bu hafta Ahmet Özhan’ı ağırladı

Mamak Belediyesi, Musiki Muallim Mektebi Sohbetleri programında Türk tasavvuf müziği sanatçısı Ahmet Özhan’ı ağırladı.
Zeliha Demirci
|
09 Kasım 2020, Pazartesi - 18:40
Musiki Muallim Mektebi bu hafta Ahmet Özhan’ı ağırladı

Mamak Belediyesi’nin sosyal medya programı “Musiki Muallim Mektebi Sohbetleri” birbirinden kıymetli isimleri Mamaklılar ile buluşturmaya devam ediyor. Serdar Tuncer’in mükemmel sunumuyla Mamak Belediyesi sosyal medya ve YouTube hesaplarından canlı yayınlanan sohbetin bu haftaki konuğu Türk tasavvuf müziği sanatçısı Ahmet Özhan oldu. Serdar Tuncer ve Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nde öğretim görevlisi olan sanatçı Ahmet Özhan tasavvuf yolundan ve bu yolun adabına dair gönüllere ilham veren bir sohbet gerçekleştirdi.

Tuncer’in, “Merhum Sahaflar Şeyhi Muzaffer Ozak ile ilk merhabanız nasıl oldu? Sonrasında neler değişti, neler buldunuz o zatta?” sorusu üzerine Ahmet Özhan, “ 1974 yılının Ramazan ayında çok kadim dostum, şimdilerde aydınlatıcım Tuğrul İnançer bana seni bir yere teravihe götüreceğim müsaitsen dedi. Gittiğimiz yer Karagümrük’te, şimdilerde Türk Tasavvuf Musikisi Ve Folklorunu Araştırma Ve Yaşatma Vakfı olarak görevini sürdüren, 1926 yılından önce dergah olarak kullanılan bir mekanmış. Muzaffer Ozak hazretlerini ben o gün, orada tanıdım. Müheykel ve müşekkel bir kişiydi. Büyük bir cazibe merkeziydi, vakumla çekerdi insanı. Bu çekimi hazırlayan alt yapı da ondaki varlığın özünü teşkil eden Allah esma ve sıfatlarının şiddetli bir tecellisiydi. Benim küçük yaşlarımda bir hayalim vardı; yolda giderken karşıma bir dede çıkacak. Beyaz saçlı, sakallı, beyaz entari giyinmiş ve bana elini uzatacak, ‘Ahmet ver elini hadi gel gidelim’ diyecek. Ben de nereye diye sormadan elimi vereceğim ve gideceğiz dedeyle. Belki beyaz saçı, sakalı, entarisi yoktu ama ver elini diyen dede Muzaffer efendi hazretleriydi. Ve o beni bir yerlere götürdü. Hem yurt içinde hem yurt dışında hem de maverada.” yanıtını verdi.

"Türkiye'de tasavvuf müziği var ise onun bahanesi Safer efendidir."

“Muzaffer efendiye döndüğün zaman da Allah’ın vechine dönüyorsun, Safer efendi hazretlerine döndüğün zaman da Allah’ın vechine dönüyorsun.” diyerek Muzaffer Ozak’ın vefatından sonra yerine geçen Safer Dal’dan bahseden Özhan şu ifadeleri kullandı: “ O da bir vecihti. Ben onun kadar gönü çelen bir insan tanımadım hayatta. Onu tanıyıp da onun oltasına takılmamak mümkün değildi. O bir gönül avcısıydı, bir aşk avcısıydı. Onu görüp sevmemek mümkün değildi. Resulullah efendimizin bu tarafı onda zahir oluyordu. Ben hayatımda bu kadar zeki, bu kadar kristalize zeka, bu kadar beceriklilik, on parmağında 20 marifet olan biri görmedim. Pratik zekası ve bir özgüveni vardı ama kibire değmeyen fevkalade naturel ve mütevazi bir özgüven içerdeydi. Mesela bugün Türkiye'de tasavvuf müziği diye bir müzik var ise onun bahanesi Safer efendidir. Çünkü 50’li yıllardan itibaren teypler vardı bavul gibi makaralı bu teyplerden alıp dağ bayır, dergahların açık olduğu zamandan bakiye olan aşlarının bütün bildiklerini bantlara toplama sevdası gelmiş. Biz tanıştığımız zaman bir gün kayıtları kasetlere aktaran bir makine bulmuştu. O kasetleri müzikle alakalı, notayla alakası olan kim varsa dağıtmaya başladı. Bana bir kaset verdi, ‘Ahmet Hadi bir yerden başlamak lazım oğlum, şundan başlayalım’ dedi. Cüneyt Koşal ile çok kısa zaman içerisinde yüzlere binlere varan sıfır ilahiler elde ettik. Bunun bütün ortaya koyucusu Safer efendi hazretlerinin arzusu ve çalışması ve birikimiydi.”

http://www.ankaramasasi.com/haber/353175/musiki-muallim-mektebi-bu-hafta-ahmet-ozhani-agirladi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.