Fadime Özkan, Ak Parti kongresini değerlendirdi

Star Gazetesi Yazarı Fadime Özkan, Ak Parti’nin 7. Olağan Kongresi’nde 2023 öncesi son durak olması nedeniyle büyük heyecan yaşandığını söyledi. Özkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmaları hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Ankara Masası
|
24 Mart 2021, Çarşamba - 21:09
Fadime Özkan, Ak Parti kongresini değerlendirdi

Star Gazetesi yazarı Fadime Özkan, Ak Parti 7. Olağan Kongresi’ni Ankara Masası özel yayınında değerlendirdi.

Özkan, kongrenin diğer kongrelerden ayrıldığını belirtirken, 2023 hedeflerine ulaşmada ana kadronun ortaya çıktığının altını çizdi.

Kongrede yaşanan heyecanı buna bağlayan Özkan “Halkımız, kamuoyu bilsin isterim bu defaki 7. Olağan Kongre’yi diğerlerinden farklı yapan şey 2023’e gitmeden önceki son durak olması.  2023’te sadece AK Parti için önemli de değil, Türkiye için çok önemli bir hedef. Cumhuriyetin 100. yılının buna yaraşır bir şekilde başarılı ve güçlü girmek istiyor Türkiye. AK Parti'de daha önceki seçimlerde, kongrelerinde ilan ettiği gibi 2023 için Türkiye'yi AK Parti kadroları olarak olabilecek en iyi şekilde hazırlamak için hazırlayacağına vadediyor. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı konuşmada da bunu ifade etti. Bu kongredeki heyecanı bir kongreyi herkes için daha heyecan verici ve Türkiye için önemli kılan şey 2023 için atılacak son adımlar çünkü çok kısa bir zaman kaldı. Hem seçim manasın da. “ diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kongre konuşması ve Türkiye gündemi hakkında konuşan Özkan şunları söyledi;

"Hepimiz Covid-19 testi yaptırdık"

AK Parti, hem 18 yıldır ülkeyi yöneten parti olması sebebiyle hem de aslında 18 yıldır Türkiye'nin potansiyelini açığa çıkartan, Türkiye'ye yönelik saldırıları geri püskürten ve demokratikleşmesi için çeşitli adımları cesaretle atabilen bir parti.

O yüzden kongrelerde belirlenen yönetim kurulu üyeleri yani o sahaya inecek politikaları belirleyecek isimlerin belirlenmesi her zaman önemli olmuştur. Haliyle yine aynı heyecan ve aynı büyüklükte görüldü. Pandemiye rağmen görülür.

Bu arada sosyal medyada da  herkes pandemi koşullarında nedir bu kalabalık kardeşim diye bir itiraz halinde gördüm ama en azından yaşayan bilen biri olarak aktarmalıyım, doğru bilgiyi aktarmak bakımından. Dün biz öyle böyle saatlerinde hepimiz Covid-19 testi yaptırdık yani salona girenler, Covid-19  testi yaptırmış insanlardı. Dolayısıyla herkes zaten maskesini taktı, mesafeye dikkat etti. Her yerde kolonyalar vardı durmadan dezenfektan kullanıldı vesaire. Yani buna da riayet edildi.

"Anayasa epey bir zamandır gündemde"

Elbette bu bir siyasi rekabet alanı, pek çok siyasi parti ve ittifaklar var. Hem de parti açısından ve Türkiye açısından da önemli bir dönemeç, önemli bir kilometre taşı bugün. O yüzden Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaptığı konuşmada vurguladığı o başlıkların neler olduğu, bize o yol haritasına da göstermiş olacak. Şimdi yeni Anayasa AK Parti’nin geriye doğru baktığımızda epey bir zamandır gündeminde. 2008’de bir heyet oluşturması ve bir anayasa yazılması, bir taslağın ortaya çıkartılması. Dolayısıyla kuruluşundan itibaren dile getirdiği, bunu yapabilmek için heyetler oluşturdu. Türkiye Büyük Millet Meclis'in de Cemil Çiçek başkanlığında komisyon oluşturdu. Tüm partilerin eşit üye ile katıldığı ve ortaklaşılan maddelerin hatta yazıya döküldüğü çalışmalar oldu. Bunu çok denedik. Bu çok üzücü bir şey tabii Türkiye hala içeriği maddeleri ne kadar değiştirilirse değiştirilsin, hem yapan elin bir darbe sonrası gelen ve darbecilere belirlediği heyetlerce yapılmış olması ve darbe ruhunun sinmiş olması bizim gibi bir ülkeye yakışmıyor.

" Merkez partisi herkese ulaşmak ister"

Türkiye güçlü bir demokratik ülkedir. Kendi anayasasını yazabilmesi gerekiyor. Denemelere rağmen her biri bir tecrübe, netice alınmadı ama nerelerde sıkıntı olduğuna dair önemli bir tecrübe elimizde. Dolayısıyla nereleri nasıl aşılacağını dair aslında ön bilgi oluşmuş oldu. Bu tecrübeden kaynaklı. Sayın Cumhurbaşkanı altını çizdi, 2023 hedefinde bir yeni sivil Anayasa'dan bahsetti. Anayasa dediğiniz bütün toplumu kapsayan herkesin haklarını eşitleyen ve aynı standartta koruyacağını vadeden bir uzlaşma metninden bahsediyoruz. Toplumun her kesiminin taleplerinin itirazlarının dinleneceği ve bunun Türkiye açısından hepimize bütün topluma zuhur edecek bir metne dökülmesi işi kaldı. Sayın Cumhurbaşkanı epeyce bir zamandır 2018 seçimlerinden bu yana hep sahada var olmaktan bahsediyor. Merkez partisi herkese ulaşmak ister. Toplumun her kesimini dinlemek ister. Önümüzdeki dönemi belirleyecek ana parametrelerden birisi budur. Teşekkür konuşmasında altını çizdiği cümleler.

" Hep 94 ruhu deniliyor"

Sayın Cumhurbaşkanı az önce şunları söyledi; kimseyi ayrıştırmadan, ötekileştirmeden 84 milyonun birlik ve beraberliği, refahı için efendi değil, hizmetkar olmaya geldik dedi.  Bunun bir kez daha bu şekilde vurgulanması bu önümüzdeki süreçte AK Parti'nin sahaya çıkarken ipi nasıl tutacağını da gösteren bir şey.  Hep 94 ruhu deniliyor. İstanbul için daha çok bundan bahsediyor. O dönem Refah Partisi de elbette bu ruhu bu topluma yayan, siyasete getiren. Kimsesizlerin kimsesi olmak önemli bir şey. Toplumun ezilen kesimleri sesinin duyulmayan kesimleri herkese ulaşan bir siyasi anlayışı vardı. Yeniden bugünkü sorunlar ve bugünkü topluma uygulayarak yeniden yapmak gibi siyasi bir kararlılık görülüyor.

"Bizim çocuklarımızın torunlarının torunları görebilir"

Manifesto metninde neler gözünüze çarptı dediğinde Sayın Cumhurbaşkanı aile, kadın, bir teknolojik çağda, insanı tekrar tüm değeri ile özgüveniyle yerli yerine oturtacak bir bakış açısını ortaya koydu.  Bunu biz henüz şu anda belki hafifçe ürperiyoruz ama bu kadrolar bu siyasetin olması için 2023 çok yakın bir tarih ama 2053, 2071 gibi daha belki bizim muhtemelen hayatta olmayacağımız ama bizim çocuklarımızın torunlarının torunları görebilir. Türkiye'nin var olacağı bir dönemde hem bu vizyonu ortaya koyabilmek, hem de bunun nasıl yapılabileceğini, aklını üretebilmek için çok doğru bir zamanlama.

"Türkiye üretici satıcı konumuna geldi"

Sayın Cumhurbaşkanı’nın insanın artık devreden çıktığı bir çağdayız ama biz insanı önemsiyoruz mealiyle yaptığı bir vurguyu o yüzden çok önemsiyorum.  Yani bugüne teknolojiye yapılan vurguyu çalışıyorum. İşte daha çok İHA’ lar ve cihazlar üzerinden milli savunma sanayindeki gelişmeler. Türkiye'nin hem sahada bunun sonuçlarını gördük, Libya'da gördük, Suriye'de gördük, burada gördük. Hem de ekonomik olarak Türkiye bunları pazarlıyor. Yani sonra sanayi de önemli bir iş için, üretici satıcı konumuna geldi.

"Küresel bir LGBT lobisi var"

İstanbul Sözleşmesi dolayısıyla biliyorsunuz güncel bir konu. İstanbul sözleşmesi diye adlandırılan bu kadına yönelik şiddeti önleyen ve aile bütünlüğünü sağlayan çalışmalar bir çerçeve. Türkiye bunu zaten kendi yasalarıyla tesis etmiştir, kendi sistemi içine entegre etmişti, bunu yürütüyordu. Bu çerçevenin içindeki bazı ifadeler, yani çeviri bir metin olduğu için bazı kavramları bizim toplum değerlerimizi oturmamış olması ve hatta işte küresel bir LGBT lobisi var biliyorsunuz. Elbette her evladı olan insanın endişe ettiği bir şey bu. Toplum olarak da endişe etmemiz gereken bir şey var. Burada bir lobi var, küresel bir lobi. İletişim araçları üzerinden sizi çocuğunuzu işte arzu etmediğimiz ortamlara doğru sevk edebilir. Bununla ilgili toplumdaki rahatsızlığın dikkate alınıyor olması önemli bir şey.

Şimdi bir metin zaten çalışılıyor. Meclis birlikte çalışacak İstanbul Sözleşmesi'nin içindeki o evrensel değerleri, işçileri zaten içinde taşıyan ama bizim toplumsal değerlerimizi geleneklerden taşıyan içerik çıkıyor. Kendi değerlerimizi taşıdığımız, kendi aile yapımızın dinamiklerini de içeren bir metne dönüştürecek. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırıldığının ilan edilmesi ile birlikte kadınlara her türlü şiddeti uygulanabilir, kadınları savunmadan her türlü saldırıya açıkmış gibi bir hava estiriyorlar. Hani çarpıtarak bir siyaset yapıyor şu anda muhalefet partileri bunların da anlatılması lazım.

" Bu farkındalık önemli bir şey"

Ama ben buradan Cumhurbaşkanı'nın yaptığı konuşmasına gelmek istiyorum. Bunu özellikle şekli biz geniş aileden çekirdek aileye doğru evirilmiş. Şimdi çekirdek aileden de daha da ufalanarak bireyselleşmeye doğru, dijital popüler kültür yeni dijital medya üzerinden çocuklarımıza gençlerimize yönelen bir yönü var dedi ve aileye sahip çıkacağından bahsetti. Bu farkındalık önemli bir şey Türkiye için. Çünkü özellikle Batı toplumlarına baktığımız zaman oradaki ailenin dağılmış olması, değerlerin ufalanmış olması özellikle dikkat çekici.

"Yeniden bir metin oluşturmak gerekiyor"

Bence bu pandemi süreci bize çok önemli bir şey öğretti. İnsanın hayattaki en değerli varlığı ailesidir ve de dışarıdaki tehlikeden, onu bütün olasılıklardan evinize sığınıp da kapınızı içeriden kapattığınız da ailenizle baş başa kalırsınız. Ona ne kadar değer vermişsiniz onun orada ne kadar güzel bir aile kurabildiğiyseniz birbirine değer veren, sahip çıkan, anlayan, dinleyen o kadar mutlusunuzdur. Bütün araştırmalar da bunu gösteriyor. Aileye yeniden inşa etmenin, bireyin haklarını yok saymadan şiddet vesaire gibi Allah korusun bu tür suçları ört bas etmeden ya da bunu teşvik etmeden en ağır şekilde cezalandırarak ama aileyi de koruyarak yeniden bir metin oluşturmak gerekiyor. Bunun diğer altyapısını yapmak gerekiyor. Çünkü sadece bir kağıda bir şeyler yazmakla olan bir şey değil. Zihniyetlerle ilgili kadın erkek dinamikleri yeni toplum da değişiyor çünkü gündelik hayatta değişiyor. Hayatın akışı bu.

"Kadın ezilecek gibi bir önyargıyla yaklaşıyorlar"

Bunu yeniden görüp yeniden neyi nasıl yapacağımıza karar vermek gerekiyor ve sayın Cumhurbaşkanımız geçen hafta Ak Parti Kadın Kolları MKYK’sı ile bir tanışma toplantısı yaptığında da bunun altını çok çizdi.  Bu demek değildir ki, feminist arkadaşlar, kadın ezilecek, kesin ezilecek gibi bir önyargıyla yaklaşıyorlar böyle değildir. Kadının hem varlığı hem sözünü işini kanaatini pekiştirecek, güçlendirecek. Ama öte taraftan aileyi de güçlendirecek yeni bir siyaset üretilecek, bunun imkânları aranacak. Bunun altını bu şekilde çizilmesini önemsedim o yüzden özellikle vurgulamak istedim.

"Kürt sorunu buharlaştı, geriye terör sorunu kaldı"

MKYK’daki isimlerde beni çok heyecanlandıran isimler var. Abdurrahman Kurt'un varlığını mesela orada çok önemsedim. Abdurrahman Bey, ilk gençlik yıllarından itibaren AK Parti'nin de ilk yıllarıyla birlikte Diyarbakır’da çok çalışmış, sahada olan bir insan. Hatta  PKK’ya yakın HDP'li ya da işte öncülü partilerde fail olarak çalışan insanları çocukları da dahil olmak üzere onlarla iletişim kuran onlar üzerinde etki gücü olan insan. O yüzden Abdurrahman Kurt'un bu listedeki varlığını önemsedim. Abdurrahman Fırat var Şeyh Sait’in torunu diye biliyorum mesela, onun varlığı çok önemli bölgede bu anlamda.

Hem toplumu bilen çünkü Türkiye demokratik gücün demokratik adımlar açılımlar yasalardaki düzenlemelerle birlikte Kürt sorunu giderek buharlaşmaya yaklaştığı ama geriye kaskatı can yakan bir terör sorunun kaldığı yeni bir evrede. O yüzden bölge halkının taleplerini doğru okumak ona yönelik politikalar üretebilmek gerekiyor.

http://www.ankaramasasi.com/haber/668471/fadime-ozkan-ak-parti-kongresini-degerlendirdi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.