Bongo Art Project ile görme engelli bireyler için Türkiye’nin ilk Müze Eğitim ve Deneyim Alanı açılıyor

Kadın girişimci-iç mimar Çiğdem Aslantaş, kurucusu olduğu ‘Bongo Art Project Sosyal Girişimi’nin ve bu kapsamda yakın zamanda faaliyete geçecek olan ‘Türkiye’nin ilk Müze Eğitim ve Deneyim Alanı’nın tüm detaylarını ilk kez Ankara Masası’na anlattı.
Zeliha Demirci
|
08 Nisan 2022, Cuma - 14:47
Bongo Art Project ile görme engelli bireyler için Türkiye’nin ilk Müze Eğitim ve Deneyim Alanı açılıyor

Ankara-Nürnberg arasında çalışan iç mimar Çiğdem Aslantaş, 8 yıl boyunca dünyadaki müzeleri gezerek edindiği deneyimleri kaleme dökmekle başladığı serüvenine müze girişimcisi olarak devam ediyor. Aslantaş, dünya çapında çok az müzede görme engelli bireyler için alanlar olduğunu fark etmesiyle, Türkiye’ye gelip ‘Bongo Art Project Sosyal Girişimi’ni başlattı.

2 buçuk yıllık bir serüven...

Türkiye'deki müzelerin görme engelli bireyler için hem işitsel hem de dokunsal olarak erişilebilir hale gelmesini amaçlayan bir proje olan Bongo Art Project Sosyal Girişimi’ni ilk kez Ankara Masası’na anlatan Çiğdem Aslantaş, "İlk olarak Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin 100. yılında, yüz yıldır görme engellilerin giremediği bir müzeyi erişilebilir kılmak için yola çıktık ve bugünlerde de bu sürecimizi tamamlamış bulunuyoruz. Buraya kadar biz tek başımıza gelmedik, 8 kişilik bir ekibiz. Hepimizin gönüllü olarak çalışmasıyla ve 23 tane sponsor ve işbirlikteliklerimizle beraber iki buçuk yılın sonunda bu sürecin artık en sonuna varmış, lansman sürecimize girmiş durumdayız." dedi.

Hem görme engelli bireyler, az görenler hem de sağlıklı bireyler için atölyeler...

Öncelikle müze küratörleriyle beraber, Paleolitik dönemden Urartu dönemine kadar en ikonik 22 tane eserin seçildiğini ve bu eserlerin projenin ana sponsoru TÜBITAK SAGE tarafından, yüksek çözünürlüklü 3 boyutlu tarama cihazlarıyla tarandığını anlatan Aslantaş şöyle devam etti: "Taramaların ardından 3D printerlardan çıktıları alındı. Beraberinde az gören bireylerin daha rahat algılayabilmeleri için sarı renklere boyatıldı. Bununla birlikte eser metinlerinin Braille alfabesiyle okunulabilir, sesli betimlemeleriyle dinlenilebilir, teknolojik entegrasyonlarla da daha fazla erişilebilir bir format oluşturduk. Bu yaklaşımla sadece total körler değil, aynı zamanda az gören bireyleri de kapsayıcı bir sergileme kurgusu oluşturduk. Müzemizin, eğitim ve deneyim alanı olarak bize tahsis ettiği bu alanda, yönetimimizle beraber iki buçuk yılın sonunda sadece görme engelli bireyler için değil, aynı zamanda sağlıklı çocukların da erişebileceği atölyeler düzenledik. Görme engelli bireyler 22 ikonik eserin anlatımlarını ve replikalarını deneyimledikten sonra sikke, seramik, tablet, restorasyon, duvar resmi ya da neolitik yaşam alanı gibi alanlarda birebir deneyimleyecekler. Dolayısıyla bu aşamada sadece görme engelli bireyler için değil, beraberinde sağlıklı bireylerin de eşit olarak yararlanabildiği bir alan kurulmuş olacak."

"Bongo Art Project, Avrupa'nın en iyi 7 projesinden biri seçildi"

Bongo Art Project Sosyal Girişimi'nin aldığı ödül ve takdirlerinden bahseden Çiğdem Aslantaş, "İlk olarak 2020 yılında Paris'te, Avrupa Kalkınma Bankası'nın 41 ülkede açmış olduğu Sosyal İnovasyon Yarışması'nda Avrupa'nın en iyi 7 proje fikrinden biri seçildi. Ardından Almanya Büyükelçiliği'nin, Sürdürülebilir Gelecek Yarışması'nda bin 320 proje arasından Türkiye ikincisi seçildi. Bu projenin kurucusu olmam nedeniyle GOOGLE ve Mediacat'in başlattığı, Shemakes programında Geleceği Farklı Yaratacak Genç Kadın Liderler'den biri seçildim. Son olarak da Garanti BBVA'nın "2021 Yılı Kadın Sosyal Girişimcisi" finalistlerinden biri seçildim." şeklinde konuştu.

"Herkes için erişilebilir müzelerin mümkün olduğunu göstermek istedik"

Bongo Art Project Sosyal Girişimi ile hedeflerini anlatan Aslantaş, "Bu süreçte 2 mentorumuzla beraber 8 kişilik bir takım ile oldukça titiz bir çalışma süreci geçirdik. Biz, Türkiye Körler Vakfı ve Gören Kalpler Derneği'nin iş birliği ile bugüne geldik. Bu aşamadan sonra ulaşabildiğimiz müzelerde sadece görme engelli bireyler için değil; işitsel, zihinsel ve diğer engel gruplarının da katılarak tamamlandığı erişilebilir yapılar oluşturmak istiyoruz. Türkiye'nin, dünyanın en büyük açık hava müzesi olduğunu düşündüğümüzde bu hedef için oldukça elverişli olduğunu ve herkes için erişilebilir müzelerin mümkün olduğunu, bu projeyle göstermek istedik." ifadelerini kullandı.

Bongo Yeni Nesil Müzeler Geliştirme Derneği ile yeni erişilebilir eğitim ve deneyim alanları hedefleniyor

Çiğdem Aslantaş şöyle devam etti: 

"Bongo Art Project, müzelerin sadece fiziksel olarak erişilebilirliğini dönüştürmeyi amaçlayan bir sosyal girişim değil, aynı zamanda dijitalde de bu erişilebilirliği sağlamak üzerine hizmet veren bir yapıdan oluşuyor. 8 kişilik ekip ve iki kişilik mentorumuzla beraber ilk gerçekleştirdiğimiz uygulama sürecinde Bongo Yeni Nesil Müzeler Geliştirme Derneğimizi de kurarak hem ulusalda hem de Globalde yeni müzelerle beraber erişilebilir kılacağımız alanlar üzerine çalışmayı hedefliyoruz. Bu süreçte gönüllülük esasıyla çalıştığımız Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim ve Deneyim Alanında, 23 tane sponsorumuz ve iş birlikteliğimizin sağladığı ayni desteklerle sürecimizi tamamladık. İhtiyaçlarımız doğrultusunda iletişime girdiğimiz özel sektör, kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte bu sürecin tamamını bitirmiş bulunuyoruz. Sosyal girişimimiz ile beraber oluşturduğumuz bu nitelikli kadro ve oluşturduğumuz bilgi birikimi ile beraberinde kurduğumuz derneğimizle birlikte globalde ve ulusal da özel ve devlet müzeleri ile iş birliktelikleri yaparak bu alandaki erişilebilirliğin sürdürülebilir olması ve bu alanların yaşayan mekanlara dönüşerek daha da çoğalması için çalışmalara devam ediyoruz. Bu sebeple yeni müzelerimiz için oldukça heyecanlıyız."

"Bongo Art Project ekibi"

Proje ekibinden bahseden Aslantaş şunları anlattı:

"Proje koordinatörümüz Ahu Uzunoğulları Garipgil, sürecin tüm koordinasyonunu, beraber çalıştığımız tüm iş birlikteliklerinin koordinasyonu ve genel olarak işini akışını devam ettirdi. İş geliştirme ve üretim koordinasyonunu sağlayan Gülnaz Karaosmanoğlu ise, üretim sürecimizdeki tüm üretim alanlarındaki sponsorların bulunması ve beraberindeki bu üretimin takibi ve müzeye gelene kadarki süreçlerin tamamını koordine etti. Tüm hukuki süreçlerimizi Avukat Aslıhan Kart üstlendi. Bu süreçte 23 tane sponsor ve iş birlikteliğimizin protokollerini, kamuya olan bağışlarını ve beraberinde ayni desteklerin müzeye gelmesiyle ilgili tüm süreçleri hukuki olarak kontrolünü yaptı. Beraberinde derneğimizin kurulumunu ve birlikte çalıştığımız herkesle olan hukuki anlaşmaların tamamını bu süreçte üstlendi. Projemizin en önemli ayaklarından biri olan, eserlerin 3 boyutlu, dokunulabilir hale gelmesi süreçlerinde, sadece 3D optimizasyonları ve çıktılarının koordinasyonunu değil aynı zamanda teknolojik entegrasyonun tüm sorumluluğunu da ekip arkadaşımız Burak Yurdakul üstlendi. Sanat tarihi uzmanı ekip arkadaşımız Mustafa Güllü, öncelikli olarak eserlerin seçilmesinde, metinlerinin yazımında ve son olarak da görme engelli bireyler için betimlemeye gönderilecek metinlerin kontrollerinin tüm süreçlerini koordine etmiştir.  Takım arkadaşımız Restorasyon ve Konservasyon Uzmanı Onur Çelebi ise, seçmiş olduğumuz 22 eserin çıktılarının ardından gerekli olan restorasyon işlemlerini üstlenmiştir.  2 buçuk yıl süren bu sürecimizde sivil toplum, kamu ve özel sektörde yapmış olduğumuz iş birlikteliklerini koordinasyonunu ve beraberindeki sürdürülebilirliğini ekip arkadaşımız Dilek Seferoğlu üstlenmiştir. 

Sürecimiz içerisinde çok kıymetli mentorluk destekleri aldık. Bunlardan ilki Ankara Kalkınma Ajansı Uzmanı Muhammed Seyid Pehlivan'dı. Bizim ilk aşamalarımızda kendi fikirsel destekleriyle beraber projemizin olgunlaşmasını sağladı. Diğer bir mentorumuz olan Göz Doktoru Ayşe Turan da, bu süreçte bizim tüm tasarım kararlarımızı almamızda beraberinde görme engelli bireyler özellikle de az gören bireylerle nasıl iletişim kurabileceğimiz konusunda ve tasarımlarla birlikte erişilebilirliğin nasıl entegrasyonu sağlayabileceğimiz konusunda bize oldukça destek verdi.

Bu süreç boyunca bizim tüm işlerimizi kolaylaştıran ve beraberinde her noktada yaptığımız işlere destek veren müze yönetimimize, Sayın Müdürümüz Yusuf Kıraç ve Sayın Müdür Yardımcımız Murat Yıldırım'a da bu konudaki desteklerinden dolayı teşekkür ederim.

Müze Eğitim ve Deneyim Alanı nasıl gezilecek?

Bongo Art Project Sosyal Girişimi kapsamında kurulan müzenin nasıl gezileceğini anlatan ve eserlerin yapımından bahseden Aslantaş, "Görme engelli çocuğumuz ya da yetişkin bir misafirimiz, alanımıza geldiğinde ilk olarak kronolojik olarak 22 eserimizin var olduğu standı tek tek deneyimleyerek gidecek. Bu aşamada her bir standımız sadece total körler için değil aynı zamanda az gören bireylerin de algılayabileceği bir formatta yapıldı. Sarı heykellerimizin gri taban üzerinde olmasının sebebi az gören bireyler için yaratmış olduğumuz netliktir. Yukarıdan gelen aydınlatmalarla beraber bu kontrastı daha da net hale getiriyoruz. Eserleri 3 boyutlu olarak deneyimlerken aynı anda içerisine yerleştirmiş olduğumuz ve Beacon teknolojili cihazlarla telefonlarından sesli betimlemelerini otomatik olarak dinleyebilecekler. Bununla birlikte alt taraftaki iki boyutlu olan grafiksel anlatımı ve sonrasında da Braille alfabesi ile de eserin metinlerine tekrar erişebilecekler. Bu noktada eklediğimiz bir alan var. O da 3 boyutlu olarak eserin yakınlaştırıp, uzaklaştırabilme özelliğidir. Bu noktada çocuklarımız 22 eseri bu şekilde yaşayarak ve algılama biçimlerini değiştirerek deneyimleyecekler.

http://www.ankaramasasi.com/haber/1412790/bongo-art-project-ile-gorme-engelli-bireyler-icin-turkiyenin-ilk-muze-egitim-ve-deneyim-alani-aciliyor
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.