Altılı Masa, 26 Ocak’ta İYİ Parti’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek 11’inci zirveyle birlikte aday takvimini de resmen başlatacak.

Hükümet programı ve geçiş sürecine dönük adımlar da duyurulacak.

Bu süreçte ortak yönetim mekanizması ve 6 liderin üstleneceği roller de giderek belirginleşiyor.

İlk olarak Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu geçen ay,  “Cumhurbaşkanı Türkiye’yi genel başkanlardan oluşan Eşgüdüm Kurulu ile yönetecek” demişti.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da, 6 Ocak’ta yaptığı açıklamada “Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, Genel Başkanlar her kararda doğrudan Cumhurbaşkanı gibi imza yetkisine sahip olacak” ifadesini kullanmıştı.

Bu iktidar tarafından “siyasi vesayet” olarak nitelendi ve eleştirildi.

"Seçimi kazanacak olan adayın 6ı parti ile istişare içinde olması işin tabiatında var"

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise “Altı partinin güç birliği yapmasıyla seçimi kazanacak olan bir adayın seçimden sonra o altı parti ile istişare içinde olması işin tabiatında var. Bu nasıl olacak, çok önemli kararlarda önce altı partiyle istişare yapacak, rızasını alacak, sonra kendi yetkisini kullanacak” diyerek konuya açıklama getirdi.

"Buradan vesayet çıkaranlar Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi mantığına zihnen teslim olanlardır"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca’nın sorusu üzerine “Bu konuda söylediklerim çok açık aslında. Geçiş sürecinde genel başkanlar yürütme mekanizmasının içinde etkin bir şekilde yer alacaklar ve karar alma ve imza süreçlerinde yetki sahibi olacaklardır. Buradan bir vesayet çıkaranlar zihnen tek kişinin tek akılla tüm yetkiye sahip olduğu Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi mantığına zihnen teslim olanlardır.” değerlendirmesinde bulundu.