Ömer Çelik: Cumhurbaşkanı bizzat açıklayacak

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik "Bütün değerlendirmeler tamamlandıktan sonra İnsan Hakları Eylem Planı, Cumhurbaşkanımız tarafından bizzat açıklanacak." dedi.
Ankara Masası
|
26 Ocak 2021, Salı - 18:21
Ömer Çelik: Cumhurbaşkanı bizzat açıklayacak

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Çelik, üzerinde çalışma yürüttükleri İnsan Hakları Eylem Planı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacağını ifade etti.

Eylem planının açıklanması için birkaç toplantıya daha ihtiyaç olduğunu ifade eden Çelik "İnsan Hakları Eylem Planı tamamlanmak üzere. Bugün hepsi MYK'mızda kapsamlı bir şekilde değerlendiriliyor. Belki birkaç toplantı daha yapmak gerekecek. Bu çalışıldıktan sonra İnsan Hakları Eylem Planı Cumhurbaşkanımız tarafından kamuouyla paylaşılacak. Arkasında idari ve yasal düzenlemeler gerçekleştirelecek" diye konuştu.

Ömer Çelik'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

Aşılama çalışmaları güçlü bir şekilde devam edecek. Vatandaşlarımızın korunması için çok yönlü paketler ve eylem planları devreye sokulmaya devam edilecek.

Eylem planları devreye sokulmaya devam edecek

Aşılama çalışmaları güçlü bir şekilde devam edecek. Vatandaşlarımızın korunması için çok yönlü paketler ve eylem planları devreye sokulmaya devam edilecek.

Seçim zamanında olacak

Zamanında olacak seçime kadar kongrelerimizi yapıyoruz. Cumhur İttifakının daha da güçlenmesine yönelik irade var.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına tepki

Nefret siyaseti Kılıçdaroğlu tarafından yazılım haline getirilmiştir. Avrupa'daki aşırı sağcı partilerin söylemiyle karşı karşıyayız. Şüphesiz CHP'ye oy veren vatandaşlarımızın beklentileri açısından da çok büyük bir haksızlıktır.

Güçleri olsa bize engel olacaklar ama millet destek vermiyor. CHP, AK Parti ne yapmak istediyse karşısında oldu. CHP tamamen siyasi husumet oluşturmak istiyor. Dış politika ve ekonomi konusunda eleştirileri ile bize katkı sağlayan CHP'li isimler vardı. O siyasilerin hepsi gitti, tamamen siyasi yıkım örneğiyle karşı karşıya kaldığımız bir tablo var karşımızda.

'Militan' sözleri

Valilerimize, Kaymakamlarımıza 'militan' diyerek skandallara devam etti Kılıçdaroğlu. Vali ve kaymakamlara militan diyenlerin tamamen yıkım siyaseti içinde, barbarca tavır içinde olduğunu görüyoruz. Bu yanlış tekrarlanmasaydı yine susulacaktı. Valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına militan diyenler faşistlerin ta kendisidir. Nazi ağzıyla konuşmayı bırakmaları lazım. Ne yaparsanız yapın bu gerici anlayış kazanamayacak. Ya milletin desteğini alacaksınız, onun dışında arayışlarınız boştur. Devleti kuran partiden devlete saldıran parti haline geldiler

"Bu topraklara ait bir siyaset deği"

CHP içerisinde, CHP'ye emek vermiş, demokrat arkadaşlarımızın iyi düşünmesi gerekiyor. Bu gerçi anlayış sona ermiştir. Ne yaparsanız yapın bu gerici anlayış geri gelmeyecektir. Yeniden kaos çıkarmayı çalışan, parçalı siyaset oluşturduğunuzu net bir şekilde görüyoruz. Sizin sağ elinize militarizmi, sol elinize jüristokrasiyi almış tavrınız bir daha geri gelmeyecektir. Bize militan diyenlere aynaya baktıklarında görecekleri tek şeyin faşist ve Nazi anlayışla konuştuklarını göreceklerini bir kez daha söylemek isterim.

Cumhurbaşkanımıza karşı kullanılan dilin Avrupa'daki faşistlerin diliyle aynı olduğudur. Fransa'nın faşisti Le Pen'in diliyle aynı olduğu, Almanya Nazi bağlantılı partiyle aynı olduğunu görebiliriz. Bu topraklara ait bir siyaset değil. Türkiye'nin demokratik kazanımlarına düşman bir dili sürekli olarak yeniden üretmeye çalışıyorlar. Namertlik, mertlik tartışması ne kadar ayıp bir şey! Namertlik, mertlik nedir 15 Temmuz gecesi gördük. Cumhurbaşkanımız ölümü göze alırken kimlerin sokağa çıkmaktan bile çekindiğini açık ve net şekilde gördük. Herkesin kendine bakıp ona göre mert ve namert tartışması açmaları lazım.

Demokratik bir sistemde en sert eleştiriyi yapın, biz buna cevap veririz. Biz siyasi kavgadan çekinmeyiz. Ama yıkım müteahhitliği yaptığınız zaman, nefret suçu ürettiğiniz zaman buna cevap vermek durumunda kalıyoruz. Hiç kimsenin mülki amirleri, yargı, askeriyeyi yönlendireceğini düşünmemesi lazımdır. Eleştireceğiniz bir şey varsa bize söyleyin, biz de size cevabını verelim.

"Kılıçdaroğlu 6 ayda gerçekleştiremez"  

Ne istiyorsunuz? Sizin militanınız olduğu zaman iyi vali, iyi kaymakam oluyorlar. Milletin emrinde çalışınca siz onlara militan diyorsunuz. Bizim bütün ömrümüz bu dille mücadeleyle geçti. Bazı yerlerdeki vali ve kaymakamların 1 günlük emeğini sayın Kılıçdaroğlu 6 ayda gerçekleştiremez. Mülki idare mensupları ve geleneğimizle gurur duyuyoruz.

Valilerimiz, kaymakamlarımız devlet adamlarıdır. Devlet hayatına, devlet çarkının dönmesine herhangi bir şekilde çomak sokulmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu sözleri söylerken aynaya baktıklarını hiçbir zaman unutmasın diyoruz.

ABD'nin yeni yönetimi göreve başladı. Temaslarımız sürüyor. 6 Ocak'taki krizden sonra yeni yönetimin pürüzsüz şekilde işbaşına gelmesi memnuniyet verici. Senato baskının ideolojik kimliği analiz edildiği zaman İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, beyaz olmayanlara düşmanlığının kurumsallaşmış olduğunu görüyoruz. Yeni başkanın bu tehdidin farkında olarak göreve başlaması son derece önemlidir.

Bu dönemde üzüntü verici birkaç şey duyduk. Türkiye'deki Amerikan karşıtlığı sebebinin AK Parti olduğuna dair bazı açıklamalar geldi. Bu değerlendirmeler yanlıştır. Türkiye'de anti Amerikanizm söz konusu değildir. Vatandaşımızın tepki gösterdiği konuları Amerikan bürokratlarının iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu olan kişinin ABD'de rahat bir şekilde yaşıyor olmasına vatandaşlarımızın tepkisinden daha normal bir şey yoktur.

"Çifte standarttan uzak durduklarını söylemek mümkün değil"

Terör saldırıları düzenleyenlerin PKK/PYD/YPG'nin ABD tarafından açık şekilde desteklenmesi tabii ki milletimizin tepkisine yol açmaktadır. Patriotları satın almak istediğimize rağmen verilmediği için S-400 savunma sistemlerini aldık. Sonra bize yaptırımlar uygulandı. Çifte standarttan uzak durduklarını söylemek mümkün değildir. Hasım ülke olarak gördükleri Rusya ve Çin'den silah alanlara F-35 satmada bir mazur görmüyorlar ama Türkiye'ye satmıyorlar.

İlkeli bir müttefiklik ilişkisine yaslandığımız zaman çözemediğimiz sorun olmadığını bir kez daha ifade ediyoruz. Biz sahada hak ve menfaatleri korumakta güçlü bir devletiz aynı zamanda masada da güçlü bir devletiz.

Yunanistan'da yeni bir sayfa açmayı düşünüyoruz. Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın olumsuz düşüncelerden vazgeçmesi gerekiyor. Silahsızlandırılmış adaları silahlandırmaları doğru faaliyetler değil. Türkiye'de azınlıklara dönük atılmış adımlar çok güçlü adımlardır. Batı Trakya'da Yunanistan defalarca AİHM tarafından cezalandırmalarına rağmen Yunanistan aynı tutuma devam etmektedir.

Belçika Parlamentosu tarafından 5 Mayıs 2019'ta bir karar kabul edilmişti. Belçika Ermenileri komitesi itirazda bulunmuştu. Belçika Yüksek Mahkemesi tarafından reddedildi. Bu kararı olumlu karşıladığımızı belirtmek isteriz. Bu karar Avrupa Konseyi kararlarıyla uyumlu bir karardır.

İsrail yeni yerleşim yerleri konusunda bir adım attık. Bunu hassasiyetle takip ediyoruz. 2572 yeni konut inşa edeceğini söyledi. Bütün dünyanın buna dur demesi gerekiyor. İsrail'in attığı bu adımlar iki devletli bir çözümü imkansız hale getiriyor. Bölge barışını ciddi bir şekilde tehdit ediyor.

Doğu Kudüs'ün statüsünü değiştirmek asla kabul edilecek eylemler değildir.

SORULAR VE YANITLAR

"Terör insanlık düşmanı bir organizasyondur. Milletimizin de düşmanıdır. Demokrasiye, hukuk devletine inanan hiç kimse teröre destek veremez. Bahsettiğiniz o bina terör örgütü propaganda merkezi haleni gelmiş. Bu örgütün Kandil'deki ofisine gidilse orada herhalde bu kadar çok malzeme yoktur. Bunun karşısında 'yanlıştır' demesi gerekenler, suç olmayan resimlerden, bayraklardan bahsediyorlar. Bunların hepsi suçtur. Bu çevreler bunları söylerken, PKK terör örgütünü mazur göstermek üzere davranırken birtakım temelsiz argümanları sol cebine, sağ ceplerine demokrasi, özgürlük argümanlarını koyuyorlar. Herhangi bir partinin ilçe binasına gidilse, DAEŞ'in bayrağı, propoganda malzemeleri olsa, Türkiye'de bunun varlıklarından duydukları tepkiyi bütün dünya duyacak şekilde propaganda yaparlar. DAEŞ ile PKK arasında ne fark var? Terörü lanetlemeden özgürlükler ve demokrasi üzerine cümle kurulamaz.

Ne enteresandır PKK terör örgütünü mazur, makul göstermek üzerine sakat zihniyet içerisinde olanlar, DEAŞ terör örgütü sözkonusu olduğunda dünyanın en tepki üreten, en çok lanetleyen cümlelerini kuruyor. Biz ikisini de lanetliyoruz, reddediyoruz. Terör amasız, mazeretsiz, şerhsiz bir şekilde lanetlenmelidir. Kim ki bir siyasi partinin binasında terör örgütü propagandasını yapan malzemeler bulunduruyorsa demokrasimize, hukuk devletimize düşmanlık içerisindedir.

Bu MYK'mızda değerlendirdi. CHP'nin kullandığı dilin sistematik bir şekilde mülki idaremizi, askeri mensuplarımızı, yargı mensuplarımızı baskı altına alma çabası içerisinde olduğunu görüyoruz. MYK'mız buna karşı en güçlü tepkinin verilmesi konusunda hemfikirdir. Hiçbir vali, kaymakam, silahlı kuvvetler mensubu ve yargı mensubunun Kılıçdaroğlu'nu ciddiye alması gerekmez. Biz cevabı veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz.

Bir vali ya da kaymakam CHP Genel Merkezi'nden talimat almıyorsa ona militan diyorlar. Askeriyede bir vesayet kışkırtması sözkonusu değilse militan derler. Yargı mensupları CHP'den talimat almıyorsa militan derler. Tarihte yaptığınızı bugün de yapmaya çalışıyorsunuz. Mülki idaremizin arkasındayız, hepsine selamlarımızı, sevgilerimizi iletiyoruz.

Ekonomi ve yargıyla ilgili olan reformlarda derinlemesine bir çalışma yapılıyor. Yargı mensuplarının, vatandaşların, avukatların şimdiye kadar ki uygulamadan geri dönüşlerini alıyor Bakanlıklarımız. Şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz seri mahkeme, basit yargılama e duruşmalarla ilgili tepkiler nasıldır, vatandaş memnuniyeti nedir, avukatların değerlendirmeleri nedir bunları alıyoruz. İnsan Hakları Eylem Planı tamamlanmak üzere. Bugün hepsi MYK'mızda kapsamlı bir şekilde değerlendiriliyor. Belki birkaç toplantı daha yapmak gerekecek. Bu çalışıldıktan sonra İnsan Hakları Eylem Planı Cumhurbaşkanımız tarafından kamuouyla paylaşılacak. Arkasında idari ve yasal düzenlemeler gerçekleştirelecek. Ekonomi alanındaki konular MYK'mız tarafından değerlendirmeye devam ediliyor.

HDP'li vekilin provokatif hareketleri

Çok üzücü durum. Bir insanın zafer işareti yapacağı kesimin Diyarbakır annelerinin olması son derece dramatik. Annelere karşı zafer işareti yapılmaz, elleri öpülür. Her şey ayan beyan ortada. Bu anneler evlatlarını, göz bebeklerini istiyorlar. Bunlara dönük olarak ifade ediyoruz. Ne büyük ajanslar bunların sesini duyuyor, ne de bahsettiğiniz parti olmak üzere muhalefetteki partiler duyarlılık sergiliyor. Annelerin duygularına sahip çıkmamak kadar zalimane bir şey olabilir mi? Zafer kazanmak istiyorsanız teröre karşı kazanın, annelerin elini öpün.

60 tur boyunca istikşafi görüşmelerin doğası Yunanistan'la bütün sorunların tek bir dosya olarak düşünülüp ele alınmasıydı. Bunlar 60 turdan sonra Yunanistan tarafının isteksizliği yüzünden kesilmiştir. Ege sorunları, kıta sahanlığı, hava ve denizde sözkonusu sorunlar şimdi bunlara hidrokarbon konuları da eklendi. Dosyaların parçalarının birbirinden ayrılıp ayrı bir istikşafi görüşme yapılması sözkonusu değildir. Türkiye bir diplomasi devleti olarak masaya pozitif bir şekilde oturmuştur. Türk diplomatları her zaman gerek Akdeniz ve Ege'de barışı destekleyecek, çatışmaları çözecek konuda öne çıkan bir diplomatik yeteneğe sahiptirler.

Beklentimiz şudur diplomatik yönden siyasi aklı çalıştırarak çözülmeyecek sorunumuz yoktur. Yunanistan'ın bölgesel istikrara katkı sağlayacak katkılarını bekliyoruz. Yoksa silah alımını arttırmak, Türkiye'ye karşı Mısır, İsrail gibi ülkelerle işbirliği yapmak hiçbir sonuç almaz. Biz komşuyuz. Yunanistan dara düştüğü zaman yanında her zaman Türkiye'yi bulmuştur."

http://www.ankaramasasi.com/haber/547927/omer-celik-cumhurbaskani-bizzat-aciklayacak
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.