Dr. Ramazan Demirtaş anlattı: Depremler önceden bilinebilir mi?

Uzman Paleosismolog Dr. Ramazan Demirtaş, depremlerin önceden bilinmesinin mümkün olmadığını söyledi. Çin'de 1975 yılındaki deprem ardından ortaya atılan benzer iddiaları ve sadece 1 yıl sonra 250 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan depremi hatırlatan Demirtaş, "Depremlerin önceden bilinmesinde kullanılacak hiçbir güvenilir yöntem hiçbir matematiksel formül bulunmamaktadır." dedi.
Büşra Bayrak
|
01 Şubat 2021, Pazartesi - 20:28
Dr. Ramazan Demirtaş anlattı: Depremler önceden bilinebilir mi?

Uzman Paleosismolog Dr. Ramazan Demirtaş, gündemde sık sık yer alan "Depremler önceden tahmin edilebilir mi?" sorusuna son noktayı koydu. 

Ankara Masası'na konuşan Demirtaş, 1990-2000 yılının doğal afet zararının azaltılması yılı olarak kabul edildiğini hatırlatarak "Bunun altında yatan gerekçe şuydu; bugünkü teknoloji, bugünkü yöntemler, bugünkü haberci parametreler bir depremi önceden bilmenin mümkün olmadığını ortaya koydu. Depremleri önceden bilmek yerine, depremin zararının azaltılması gibi bir sonuca gidildi. Dolayısıyla dünyada büyük depremleri önceden bilen hiçbir ülke yok.” dedi.

“250 binden fazla insanın ölümünden sonra Çin bu defteri kapattı”

Bu kapsamda örnek sayılabilecek 1975 yılında Çin’de yaşanan depremin olduğunu aktaran Demirtaş, şunları kaydetti:

“1975 yılında Çin’in Haicheng şehrinde 7,2'lik bir deprem oldu. Şubat aylarındaydı. Şubat ayından 3 gün 5 gün önce Haicheng civarında bütün sürüngenler yukarı çıktı. Yer altı seviyeleri değişti. Ondan sonra Çin sismoloji merkezindeki bilim adamları, 3 gün öncesinden karar alarak 'Büyük bir deprem olabilir, dolayısıyla biz Haicheng civarındaki evleri 3 gün boşaltalım' dedi. Bu karar resmi olarak yayınlanmadı sadece dikkatli olunması noktasında halka duyuruldu. Çünkü ondan önce öncü şoklar da oldu. Bunun üzerine halk doğal olarak o 3 günü dışarıda geçirdi. 3 gün sonra 7,2 büyüklüğünde deprem oldu. Sonra Çin bilim adamları çıktılar dünyaya yayınladılar 'Biz artık depremleri önceden biliyoruz' diye. Bu bilim dünyasında o zaman ciddi bir etki yarattı. O depremden yaklaşık 1 yıl sonra Haicheng hemen 100 km yakınında 1976’da 7,8 büyüklüğünde bir deprem oldu, yaklaşık 250 binden fazla insan öldü. Bu depremlerin önceden bilinemeyeceğini ortaya koyan çok ciddi bir örnek.  250 binden fazla insanın ölümünden sonra Çin bu defteri kapattı.”

“Depremleri önceden bilmek bu kadar kolay olsaydı herkes çıkar şu gün deprem olacak derdi”

Depremi önceden bilmek için yer, zaman ve büyüklüğüne dair bilgilerin net bir şekilde verilmesinin gerektiğini vurgulayan Demirtaş, “Akdeniz’de deprem bekliyorum, Türkiye’de deprem bekliyorum, Doğu Anadolu’da deprem bekliyorum demek, depremlerin önceden bilinmesi değildir. Birinci olarak, hangi fayda hangi parçasında kırılma olacağını direkt söylemeniz lazım. İkinci olarak, büyüklüğünü artı eksi bir hatayla vermeniz lazım. 4'lük 5'lik 4,5'luk deprem bekliyorum demek bir defa depremleri önceden bilmek açısından kullanılan bir eşit değer değil. Türkiye’de her 3 günde, her 2 günde, bilemediniz her ay 3 tane, 4 ile 5 arasında deprem olur. Twitter üzerinden 'Ben Akdeniz’de 4’lük deprem bekliyorum, Sivas’ta 4'lük deprem bekliyorum' bu tarzda şeyler doğru değildir. Bir defa yapısal hasar ve insan ölümüne neden olacak değer olması lazım. Bu değer de 6’nın üzerinde başlar. Şimdi siz 6 büyüklüğündeki bir depremi eğer önceden biliyorum diyorsanız, o depremleri önceden bilmekten sayılır ama bunun yerini fayını, parçasını da söyleyeceksiniz. Üçüncü olarak da gün söyleyeceksiniz. Yani kaç gün sonra deprem olacak onu söyleyeceksiniz. Mesela bir bulut gördüm. Hiç kabul ettiğim bir şey değil ama bu da depremin habercisi olsun. Ne diyeceğim, bir gün sonra mı, 3 gün sonra mı, 1 ay sonra mı? Bu bulut neye işaret ediyor? Bunun doğru olduğu konusu yüzde sıfırdır. İhtimali bile yok. Yani depremleri önceden bilmek bu kadar kolay olsaydı herkes çıkar şu gün deprem olacak derdi.” şeklinde konuştu.

“Depremi önceden bilmek için matematiksel bir parametrenin olması lazım”

Şimdilerde gündemden düşmeyen Marmara depremine de vurgu yapan Demirtaş, “Şimdi Marmara’da deprem bekleniyor. Her küçük depremden sonra ha geldi ha gelecek. Bu işler böyle olmuyor. Deprem biliminde şunu bilmiyoruz, bir depremin oluş zamanını matematiksel olarak bir formüle koyma şansımız yok. Benim 5 gün sonra 7 büyüklüğünde deprem olacak demem için elimde matematiksel bir parametrenin olması lazım. Bu parametre dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir gelişmiş ülkesinde, hiçbir deprem bilimcisi tarafından yapılamamıştır yapılamaz da. Çünkü depremler 2 kilometreyle 750 kilometre derinlikte oluşuyor. Türkiye’deki ortalama depremler 10-15 kilometre derinlikte oluşuyor. 10 kilometre derinlikteki bir fayın şu zamanda, şu saatte, şu günde kırılacak denmesi eğer kolay olsaydı biz bugün dünya bilimi olarak çok rahat söyleyebilirdik.” İfadelerini kullandı.

“Depremlerin önceden bilinmesinde kullanılacak hiçbir güvenilir yöntem  bulunmamaktadır”

Birçok bilimcinin depremlerin önceden bilinemeyeceği konusunda tezler ortaya koyduğunu hatırlatan Demirtaş şunları söyledi:

"Bu kadar bilimci, depremler önceden bilinemez derken, ülkemizde maalesef devasa bir ordu türedi. Astrologlardan tutun da gezegenlerle uğraşanlara, yok denizin dalgası çekildi, yok bulut şöyle oldu, yok karıncalar şöyle oldu, yok haşeratlar böcekler tavanlara çıktı. Bu tarzda bir şey olabilir mi? Biz bilimle konuşuyoruz. Depremlerin önceden bilinmesinde kullanılacak hiçbir güvenilir yöntem hiçbir matematiksel formül bulunmamaktadır."

http://www.ankaramasasi.com/haber/558198/dr-ramazan-demirtas-anlatti-depremler-onceden-bilinebilir-mi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.