Sedat Bozkurt yazdı! 'Seçime odaklı lider Erdoğan'

'Seçime odaklı bir siyasi lider olarak Erdoğan' başlıklı bir yazı kaleme alan Gazeteci Sedat Bozkurt "Erdoğan'ın yaptığı her hamlenin, politik olarak attığı her adımın bir sonraki hamle ya da adıma hazırlık olduğunu unutmamak lazım" ifadelerini kullandı.
Ankara Masası
|
26 Aralık 2021, Pazar - 14:06
Sedat Bozkurt yazdı! 'Seçime odaklı lider Erdoğan'

Gazeteci Sedat Bozkurt, Gazete Duvar'da yer alan 'Seçime odaklı bir siyasi lider olarak Erdoğan' başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hamlelerine dikkat çekti.

Erdoğan'ın seçimi kazanmaya yönelik hamlelerinin birçok defa görüldüğünü belirten Bozkurt şunları yazdı;

Türkiye’de bir siyasi “deha” olarak hep Süleyman Demirel akla gelirdi. Bu unvana sahip olmasının kökeninde de 6 defa gidip 7 defa gelmek yani 7 kez iktidar koltuğuna oturmak yatardı. Bu, kuşkusuz doğrudur. Bir muhtıraya, bir darbeye muhatap olmuş başbakandır kendisi. Bitti denilen yerlerde küllerinden yeniden doğan merkez sağ siyasetin hakkını veren bir siyasetçidir. Viskinin en iyisini içer, cuma namazlarını kaçırmazdı. Çobanlıkla başladığı hayat mücadelesinde Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kadar yükseldi. Ve bunu Cumhuriyetin bir fazileti olarak adlandırmayı hiç ihmal etmedi. Siyasete bulaştınız mı ondan kolay kolay kurtulamıyorsunuz. Demirel’de de bunu gördük. Siyasi yasaklı döneminde, siyasette “bir bilen” olarak vardı Demirel. Cumhurbaşkanlığı görevi bittikten sonra evi kitlesel ziyaretler nedeniyle “merkez sağın türbesine” dönen bir siyasetçiydi. Bütün bunlara rağmen iktidar onun için hayati bir mesele olmadı. Muhalefeti de en az iktidar kadar sevdi ve çok keyif alarak, siyaset bilimi kürsüsünden ders anlatır gibi yaptı.

Gazete Duvar okurları hatırlayacaktır. Erdoğan siyasetini anlama kılavuzu ve yakın zamanda da normal şartlar altında Erdoğan’ın seçimi diye 2 ayrı yazı kaleme aldım. Erdoğan normal olmayan şartların siyasetçisidir. Kazandığı hiçbir seçim normal şartlar altında yapılmamıştır. Yazıda bunun detayları var.
Erdoğan seçim odaklı bir siyasi lider. Algoritması da hep seçim kazanmaya yöneliktir. Bunun örneklerini son 20 yılın seçimlerinde ve referandumlarında gördük. 7 Haziran, 1 Kasım 2015 seçimleri bu algoritmasına gerekmesi halinde neler sığdırabileceğini de bizlere göstermektedir. Yaptığı her hamlenin, politik olarak attığı her adımın bir sonraki hamle ya da adıma hazırlık olduğunu unutmamak lazım. Mesele o hamlelerin hiçbirinin AKP yöneticileri de dahil hiç kimse tarafından önceden bilinmemesi, tahmin bile edilememesidir. İçinde bulunulan koşullar ne kadar olumsuz olursa olsun AKP kadrolarının hep “reis ne yapar eder seçimi yine kazanır” umudunu muhafaza etmesinin nedeni de budur.
Erdoğan özellikle Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçildikten sonra siyasetini net bir biçimde devletle yapmaya başlamıştır. Partileşen devleti aşarak, politik olarak araçsallaşan bir devlettir söz konusu olan. Bu nedenle 2 genel başkanvekili bulunan AKP’ye ihtiyaç var mıdır, yok mudur tartışması anlamlıdır. Tek adam gücüne dayanarak atadığı valiler, kaymakamlar, mutlak siyasi bir tercihle orada bulundukları ve “sicil amirlerinin” aynı zamanda iktidar partisinin genel başkanı olması nedeniyle, siyaset alanına girmeyi meşru görmektedirler. CHP’nin Mersin Mitingi'ne katılım sayısını 21 bin 500 olarak açıklayan vali bunun son ve somut örneğidir. Bazı durumlarda mülki yönetim hiyerarşisinde AKP’nin il veya ilçe başkanı ile vali ve kaymakamın yerleri de tartışma konusu olmaktadır. Sadece yönetim anlamında değil, ihtiyaç halinde de devletin kurumları, Merkez Bankası, kamu bankaları siyaset yapma aracı olabiliyor. Bunların devlete çıkaracağı maliyet hesaplanmazken politik getirisine bakılıyor. Aynı biçimde iç siyasi tartışma ya da kutuplaşmanın bir anda öznesi TSK, ordu, Dışişleri ya da yargının kendisi veya bir kararı olabiliyor. Ve bunların hedefinde hep iç siyaset için bir hamle yapma çabası ya da bir niyet bulunduğu hemen ortaya çıkıyor. Uluslararası sözleşmeleri uygulamama, uluslararası yargı kararlarını tanımama, hatta bunlara karşı hukuki olmasa da kendi vatandaşını mağdur etse de hamleler yapma hep gündemindedir. Buradan bir kahramanlık öyküsü yaratarak kitlesine de kabul ettirebilmektedir. Buna ilk kez Erdoğan’da tanıklık ediyoruz. Eski Türkiye’de seçim zamanlarında kamuya ait araçların, başbakan dahil kullanılması ciddi bir sıkıntı yaratırdı ve muhalefetin sert eleştirilerine, seçmenin tepkisine uğramamak için özel araçlar kullanılırdı. Ne kadar masum geldiğinin farkındayım bu ihlalin, bugünün tablosunda.

Yazının tamamı için tıklayınız

http://www.ankaramasasi.com/haber/1196826/sedat-bozkurt-yazdi-secime-odakli-lider-erdogan
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.