CHP’deki iç çekişmeler devam ederken tartışmalar medyaya da sıçradı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Hangi gazetecilerin nerelerden paralar aldığını, maaşlar aldığını biliyorum" iddiasına tepkiler çığ gibi büyüdü.
“CHP’den, CHP’li belediyelerden, ‘Beşli Çete’den para alıp yazanlar kimmiş, öğrenelim”
İsmail Saymaz CHP liderine “para alan gazetecileri açıklayın” çağrısında bulundu.
“ CHP liderini bu isimleri açıklamaya davet ediyorum” diyen Saymaz, “CHP’den, CHP’li belediyelerden, ‘Beşli Çete’den para alıp yazanlar kimmiş, öğrenelim." İfadesini kullandı.
“Namus abidesi meslektaşlarımı töhmet altında bırakmak da alçaklıktır”
Sözcü gazetesinde çalıştığını ve Sözcü TV'ye katkı verdiğini hatırlatan Uğur Dündar ise Twitter’dan “Yıllardır Halk TV ile hiçbir bağlantım yok. Ancak orada çalışan,halkın gerçekleri öğrenme hakkına hizmet ederken ağır bedeller ödediğini bildiğiniz namus abidesi meslektaşlarımı töhmet altında bırakmak da alçaklıktır...” diye yazdı.
Sözcü Gazetesi: “Hodri Meydan”
Sözcü Gazetesi de, Genel yayın Yönetmeni Metin Yılmaz’ın “gücümüz özgürlüğümüzde” başlığıyla kaleme aldığı yazıyı ilk sayfadan yayımladı.
Bugüne kadar hiçbir siyasetçi ve partiyle bu tür para ve menfaat ilişkilei içinde olmadıklarının altını çizen Yılmaz, “Hodri meydan” dedi.
Fatih Portakal: “Pişkinliğin bu kadarına da pes”
Fatih Portakal ise son Youtube kanalından yaptığı yayında, “Bir siyasi parti ve bir haber kanalı. Arada yazılı menfaat anlaşması. Nereden baksan anlaşılabilir değil!” dedi.
Portakal, Twitter’dan ise şu şekilde paylaşım yaptı:
“Kılıçdaroğlu; Ben kimin, nereden, ne kadar maaş aldığını biliyorum. A-ÇIK-LA-YIN Yüzsüzleri toplum bilsin. . Sonra seçmene :vermediğiniz şu hepaları verin -gizli protokol yap hesap verme -git bir kanalla anlaş hesap verme -partinde insanları zan altında bırak hesap verme -seçimi kaybet hesap verme Sonuç: Pişkinliğin bu kadarına da PES! Ve istifa edin.”
Fatih Altaylı’dan Kılıçdaroğlu ve ekibine Yunan ordusu benzetmesi
Fatih Altaylı da sitesindeki yazısıyla tartışmaya dahil oldu.
Altaylı şu satırları kaleme aldı:
“Kemal Kılıçdaroğlu’nun elde kalan son ‘has adamlarından’ Eren Erdem, CHP ile Halk TV arasındaki protokolün tek taraflı olarak feshedildiğini açıkladı.
Aniden, durduk yere.
Benim buradan anladığım, Kılıçdaroğlu’nun ve ekibinin Yunan Ordusu gibi yaka yaka geri çekilmek istediği.
Partiyi, partinin geleceğinde yer alması muhtemel parlak isimlerini bitirdikleri gibi, muhalif medyayı da bitirip, rezil etmeden gitmeyecekler. Çünkü protokolü bitirmek başka şeydir, bunu Halk TV’yi toplum gözünde rezil ederek bitirmek bambaşka şeydir. Gizlice imzaladıkları protokolü, davul zurna ile sona erdirmenin başka bir manası olamaz.”
Yılmaz Özdil: “Kiralık mutant gazeteciler açıklansın”
Tepkisini Twitter’dan ortaya koyan Yılmaz Özdil ise,
“CHP memlekete bir iyilik yapsın, CHP’den dolaylı/dolaysız para alıp, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Atatürkçü diye parlatan, öyle olmadığını bile bile Kılıçdaroğlu’nu “kazanacak aday” ilan eden, Meral Akşener’e ‘masayı devirdi’ diyen, Muharrem İnce’ye çekil baskısı yapan, kiralık mutant gazetecileri açıklasın…” dedi.
" Medyada da devrim gerekiyor"
Cumhuriyet gazetesi yazarı Zulal Kalkandelen de konuya ilişkin Twitter hesabından paylaşımda bulundu.
Medyayı eleştiren Kalkandelen, “28 Mayıs gecesine kadar Altılı Masa’yı tüm yanlışlarına, laik cumhuriyete aykırı politikalarına karşın canhıraş destekleyip 29’u sabahından itibaren çark eden ve CHP, çalıştığı kanala desteği kesince avaz avaz bağıranlar var. Medyada da devrim gerekiyor. Gerçekten berbat bir ortam” ifadelerini kullandı.
