Aylin Yaman, Ankara Masası Gündem programında gazeteci Fatih Atik’in konuğu oldu.
CHP’de bir değişime ihtiyaç olup olmadığı ve bu değişimin nasıl formüle edileceği yönündeki soruyu yanıtlayan Yaman, “Değişim her zaman gerekli bir şey, yenilenme de diyebiliriz buna” şeklinde yanıt verdi.
"Sadece MYK’yı değiştirerek değişimden söz etmek mümkün değil"
Yaman, “100 yıllık partinin bazen klikleşmiş yapıları oluyor. Onu değiştirmek, örgütü canlandırmak, bazı yapıların hantallaşmış olan yapılar olabilir onların değişimi. Elbette sadece MYK’yı değiştirerek değişimden söz etmek mümkün değil yani. Bunu herkes biliyor. Partinin içinde de biliyor. Ben MYK üyesiyim ama biz yenilendik bütün parti değişti her şey çok farklı olacak demek elbette doğru değil. Bir sistem değişikliği, yaklaşım ve bakış açısı değişikliği gerekiyor. İş yapış şekillerimizi belki değiştirmemiz gerekiyor.” İfadesini kullandı.
CHP Genel Başkan yardımcısı Yaman şöyle devam etti:
“Farklı işler yapıyor olmamız gerek”
“Biliyorsunuz klasik bir söylem vardır. Aynı şeyleri yaparak faklı sonuç beklenmez diye. Dolayısıyla yaptığımız şeylerde istediğimiz sonucu elde edemediysek farklı, ama altı dolu farklı işler yapıyor olmamız gerek. Bizim bu yöntemleri arayıp bulmamız gerekiyor. Bunu yaparken bütün örgütü, ekibi, vekilleri, üyelerimizi de işin içine katarak, parti kültürünü devam ettirerek 100 yıllık parti olmak kolay bir şey değil. Ciddi bir kültür birikimi var. Geleneklerimizi bilerek ama yeni bir vizyon koyarak ikinci yüzyıl dediğimiz döneme yeni bir bakış açısıyla ama kültürümüzü ve geleneklerimizi koruyarak girmekte fayda var. Bunu yapmaya çalışıyor genel başkanımız da”
“Geniş tabanlı bakarak farklı bir yaklaşım modeli belirlememiz gerekiyor”
“ Zaten kurultay sürecinde de o demokratik ortamda yarışıyor, adaylar. Delegeler oluşuyor. Şimdi kurultay sürecine gideceğiz. Orada da bir yarış olacak ama hep demokratik zeminde olan bir yarış olması talebimiz var. Bunun sonucu da bir yenilenme, bakış açısı. Bu da yeterli değil elbette. Hep bir araya gelip daha yeniyi , gerektiğinde uzmanların görüşünü alarak, sivil toplum kuruluşlarını daha fazla içimize katarak, sadece örgütün içinde kalarak değil çok daha geniş tabanlı bakarak farklı bir yaklaşım modeli belirlememiz gerekiyor”
