Gazeteci Sedat Bozkurt Ankara Masası'nda siyasi gündemi değerlendirdi. Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'e konuşan Sedat Bozkurt, Erdoğan'ın ekonomide yaşananların farkında olduğunu ama inanmak istemediğini belirtti.
Bahçeli'nin Mansur Yavaş üzerinden yeni bir oyun kurguladığını söyleyen Bozkurt, "MHP ülkücülüğü kaptırmak istemiyor" dedi.
Gazeteci Bozkurt, Millet ittifakında adaylık konuşulmadığını vurgulayarak, son noktada aday olursa Ekrem İmamoğlu'nun değil, Mansur Yavaş'ın aday olacağına dikkat çekti.
Sedat Bozkurt, Numan Kurtulmuş'un ahlaksızlık açıklamasının yanlış anlaşıldığını belirterek, Kurtulmuş'a destek verdi. Devletin yatırım için verdiği kredinin dolara yatırılmasına tepki gösteren Bozkurt, "Ahlaksızlıktan beter" dedi.
"İmamoğlu değil ama Yavaş'ın ihtimali yüksek"
Partiler kendi aralarında profil çizmeye çalışıyorlar. Güven verecek, uyumlu, riyakatlı ve partilerden bağımsız birisi olacak. Ama isim dile getirilmiş değil. Bu profil ortaya çıktığı zaman, Millet ittifakı işletme pratiği de olan, güvende veren bir model olduğu için Kemal Kılıçdaroğlu ön plana çıkıyor. Bugüne kadar aday değilim, aday olabilirim dediği için de 2 adım öne çıkıyor. İki belediye başkanı üzerinden bunlar konuşuluyordu, anketlerde de bunlar soruluyordu ama belediye başkanlarının belediye başkanlığı için seçildiğini söylüyor Kılıçdaroğlu.
6 partinin ittifak yapacağını varsayarak söylüyorum; bir isimde uzlaşamadık. O dönemde belki İstanbul'a değil ama Ankara'nın gündeme gelme ihtimalinin olduğunu söylüyorum,binde bir de olsa. Daha yüksek ihtimal olduğunu düşünüyorum çünkü İstanbul daha kritik.
"Bahçeli, Mansur Yavaş'ı öne sürerek yeni bir oyun kuruyor"
Alparslan Türkeş Vakfı'na bir katkı sağlıyorsa Mansur Yavaş, bunu mensubu olduğu parti ve partinin tabanı eleştirmesi lazım.CHP eleştirmiyor, Devlet Bahçeli eleştiriyor. Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi; Devlet Bahçeli, Mansur Yavaş'ın görünür hale gelmesini istiyor. Bir denklem olarak Cumhurbaşkanlığı seçimi de gündeme geliyor, Yavaş'ın da muhtelif konuşmaların, pazarlıkların yapılacağı masada yer almasını istiyor. Mansur Yavaş'ı öne sürerek yeni bir hamle yapıyor. Bunların hepsi satranç hamleleridir. Dillendirdikleri insanları herkes aşındırıyor sanıyor, olumsuz olarak gündeme getiriyor ama o insan tam tersi olumlu bir karşılık verebilir ki Mansur'da böyle oldu. Mansur Yavaş, ülkücü kökenli birisi ve duygusal dünyasında Alparslan Türkeş'in yeri var. Oradan geliyor. Siz bundan dolayı Mansur Yavaş sen Alparslan Türkeş Vakfı'na neden katkı sağladın eleştirisi çok anlamsız oluyor.
"MHP, ülkücülüğü Mansur Yavaş'a kaptırmak istemiyor"
Tüm sıkıntı şu; MHP'nin artık siyasetini ifade etmekte kavramlara ve figürlere ihtiyacı var. Kavram ülkücülük ve kavramı kaptırmak istemiyorlar. Altını dolduramasalar bile ellerinde kendilerini ifade edebilecek tek kavram var o da ülkücülük. Figür olarak da Alparslan Türkeş'e ihtiyaçları var. Figür Alparslan Türkeş, kavram olarak ülkücülüğe ihtiyacı var, çünkü siyasetsizlik hakim MHP'de.
"Avrupa tipi koalisyon örneği"
Kılıçdaroğlu, partisine rağmen karar alarak siyasi hattını değiştirdi. Herkesin derdine dokunmaya başladı. Üşenmeden, yukarıdan aşağıya partisinin değerlerinin değiştirmesini sağlıyor.Tabanın anlayabileceği kavramlarla yapıyor. Sokağa iniyor, mitingler yapıyor. Kılıçdaroğlu, ittifakı işletiyor. Orası mayınlı tarla. Avrupa tipi koalisyon örneği.
"Ahlaksızlık demek az bile"
Numan Bey bu konuda haklı, tanık olduğum için haklı diyorum. Devlet, geçtiğimiz yıllarda can suyu olsun diye krediler verdi. Üretim artırın, istihdam yaratın diye düşük faizli ve hatta bazen sıfır faizli kredi verdi. Gördüğüm insanlar o parayı aldılar, gittiler ya ev aldılar ya da araba aldılar. Demek ki kredi verdi insanlar da gitmişler döviz almışlar. Ahlaksızlık dedi Numan. Daha fazlasını da söyleyebilirdi.
"Cumhurbaşkanı her şeyin farkında"
Cumhurbaşkanının ne olup bittiğinden haberdar olmaması gibi bir durum söz konusu değil. Doğru olmayan bilgiler aktarılabilir ancak ülkede böyle sıkıntılar varken bilmemesi imkansız. Her şeyin farkında olduğunu düşünüyorum.
"Ekonomi yönetimi yok"
Artık bakan diye bir şey yok. Sıradan bir atamayla gelmiş bir bürokrat. Ekonomi ise bir bilim, matematik. Ekonomide duygulara yer yoktur. Ekonomideki kötülük sizi üzmez. Ekonomi konusundaki doğrularınızın doğru ya da yanlış çıkacağını matematik hesaplıyor. Burada da hesap yapıldığında üzüleceğiniz bir sonuç var. Gelinen noktayı 5 senedir herkes söylüyor. Üzülmek istemiyorsanız, vatandaşları da üzmek istemiyorsanız önceden önlem almalısınız.
"Süleyman Soylu, İçişleri Bakanlığı'na zarar veriyor"
Süleyman Soylu, İçişleri Bakanlığı'nda durduğu sürece o bakanlığa zarar verecektir. İçişleri Bakanlığı'ndan kendisine politik bir kimlik kazandırmaya çalışıyor. Hatta kendisinin hedef olduğu iddiaları ortadan kaldırmak için İçişleri Bakanlığı'nı iyice kullanmaya başladı ve politik olarak varlığını o makama borçlu. Sonuç olarak atanmış bir bürokrattır ve seçilmişlere hesap vermek zorundadır. Hesap verirken de Cumhurbaşkanı'nın hesabını veriyor parlementoda. Kullanacağı dili çok iyi seçmesi lazım.
Ülkeyi onlar mı satacak?
Meral Akşener mi geldiğinde ülkeyi satacak? Kemal Kılıçdaroğlu, Temel Karamaollağlu mu geldiğinde satacak? Bu haksızlıktır. Onların kadrolarında daha önce devlet deneyimi olan insanlar var. Şimdi Ahmet Davutoğlu tekrar başbakan yaptığınızda sizinde bir dönem başbakan yaptığınız kişi, o mu satacak memleketi? O mu Amerika'ya diyecek gel ülkemizi işgal et? Bunlar doğru şeyler değil, bunlar haksızlık.
