Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, Ankara Masası'na konuk oldu.
Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in sorularını yanıtlana Aydın, ekonomideki gelişmelere yönelik nas çıkışı ve dış güçler söylemine tepki gösterdi.
"Sayın Cumhurbaşkanı nas değil de naz yapıyor gibi." diyen Aydın, "Bir yerde gerçekleri perdelemek isterseniz orada kutuplaşmayı artırırsınız. Şimdi olan da bu. Bir tarafta ayet, din ve hadisler bir tarafta dış güçler." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin yönetilemediğini ifade ederek erken seçime işaret eden Aydın, bunun devreye sokulamaması durumunda iktidarın 1 yıl zamana sahip olduğunu dikkat çekip "Doğru adımlar atsınlar biz de alkışlayalım." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin tüketen bir ülke haline geldiğini, köprü ve yolların karın doyurmadığını gördüklerini kaydeden Aydın, "Altta kalanın canı çıksın anlayışı var" değerlendirmesinde bulundu.
Aydın, programında devamında Kılıçdaroğlu'nun adaylık çıkışı ve 3. ittifak tartışmaları konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Aydın'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nas çıkışı
Son 4-5 aydır daha çok konuştuğunuz ama son 2 yıldır milleti derinden etkileyen ekonomik sıkıntıların sebebi 2001'den beri uygulanan politikalardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisini destekleyenleri arkasında tutmak için çeşitli yollara başvuracak. Şimdi de nas üzerinden söyledi. İnsanların kendi değerlerine sadık kalarak eylem içinde olmaları tutarlı bir davranış. Bu açıdan baktığımızda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın değerler siyasetine atıfta bulunmasını anlamlı buluyorum ancak bunu bugün söylemesini çok samimi bulduğumu söyleyemem. Sayın Cumhurbaşkanı nas değil de naz yapıyor gibi. Bir yönden para ile doyanlar lafla doyanlara yönelik beyanda bulunuyor. Geçmişte yapılan noksanlıkları perdelemek için bir inanç ortaya koyuyor. Bu açıdan çok samimi bulmuyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TÜSİAD'a tepkisi
TÜSİAD'ın açıklamasının bir etkinin olup olmayacağı sayın Erdoğan'ın açıklaması ile netlik kazandı. Eğer etkisi olmasa sayın Cumhurbaşkanı cevap vermezdi. Mutlaka bir etkisi var. Türkiye'de istihdamın verginin yüzde 70'ini temin eden bir iş derneğinden bahsediyoruz. Sicillerinde kara delikleri olsa da tutumları önemli.
Ekonomide dış güçler söylemi
Bir yerde gerçekleri perdelemek isterseniz orada kutuplaşmayı artırırsınız. Gerilimin olduğu yerde gerçekler konuşulmaz. Hükümet bu tip yollara başvuruyor. Sorunların üstesinden gelmek için aklı devreye sokmamız gerekirken bunu perdelemek isterseniz bu sefer de bazı ideolojileri devreye sokarsınız. Şimdi olan da bu. Bir tarafta ayet, din ve hadisler bir tarafta dış güçler.
"Şeytanın varlığı insanın günah işleme gerekçesi olamaz"
Emperyal güçlerin yüz yıldır bu topraklarda bazı hedefleri var. Şeytanın varlığı insanın günah işleme gerekçesi olamaz. Şeytan insanın kötü yollara sapmasını ister. Bir takım dış güçlerin Türkiye'nin güçlenmesini istemeyişi Türkiye'yi idare edenlerin bahanesi olmaz. Sizin doğru olanı yapıp yapmadığınıza bakmanız gerekiyor.
Erken seçim beklentileri
Türkiye yönetilemiyor. Bütün işler sadakat üzerinden yürüyor. Türkiye'nin normalleşmeye, yeni bir başlangıca ihtiyacı var. Bu da seçim yoluyla mümkün. İktidar seçim zamanında olacak diyorsa önünde önemli bir fırsat var. Buyursunlar 1 yıl içinde önemli adımlar atsınlar. Doğru adımlar atsınlar biz de alkışlayalım. Ancak bunu yapacak kapasitelerini yitirdiklerini her geçen gün gösteriyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği 6 aylık süre
Bunlar normal şeyler değil. Nasreddin Hoca attan düşmüş "Hey gidi Nasreddin Hoca sen gençliğinde böyle miydin demiş. Sağına soluna bakmış "Ben senin gençliğini de biliyorum" demiş. Biz sonuç olarak öncesini de biliyoruz. İktidar yapılan hatalardan ders çıkarak bir dönüşüm yapmadı. Sanki farklı bir galakside yaşıyorlar. Toplumun gerçek gündeminden uzaklar. İktidardaki arkadaşlar gerçeklik duygusundan sıyrılmışlar. Birbirlerine hakikati söylemeye bile cesaret edemiyorlar.
"Seçim iktidar değişikliği gösteriyor"
İktidar 20 yıldır iş başında yarın olmayacak gibi görünüyor. Olmadığı zaman da bu dünyanın sonu değil. AK Parti önümüzdeki seçim kaybettiği zaman muhalefetin "Büyük bir zafer elde ettik" demesine gerek yok. Önümüzdeki seçimler bir iktidar değişikliğini haykırıyor.
"Köprü ve yolların karın doyurmadığını gördük"
Biz Türkiye'nin üreten bir ülke olmasını istiyoruz. Eğer Türkiye üreten bir ülke ise bugün yaşadıklarımız nedir? Türkiye sürekli tüketen bir ülke. Bize bir gömlek biçilmiş ve buna uygun bir yönetim ortaya konulmuş. Adeta trafik memurluğu yapmışlar. İhtiyaç duyduklarında faizi ve vergileri arttırmışlar. Ülkenin bütün imkanlarını ve dışarından elde ettiği fonları tüketime yaptılar. Biz köprüye yollara karşı değiliz ama bunların karın doyurmadığını gördük. Erbakan Hoca'nın izinden gitmiş olsalar Türkiye bu hale mi gelirdi?
"Altta kalanın canı çıksın anlayışı var"
Girdiler değişmeden çıktılar değişmez. Aynı girdiler yapıp farklı sonuçlar beklerseniz zaman kaybeder bedel ödersiniz. Bu Türkiyemizin ekonomik olarak sorunları faizci, kapitalist ve noeliberal ekonomilerin vahşice uygulanmasından geçmez. Bu ekonomik program altta kalanın canı çıksın anlayışıdır. 20 yılın sonunda gördük ki zengin olan daha sengin olmuş, orta ve alt kesim de gelir kaybına uğramış. Bunun nedeni neoliberal ekonomin vahşice uygulanmasındandır.
AK Parti'nin 20 yılını bir cümle ile özetlemek mümkün. Lafla doyanlara laf, parayla doyanlara para politikası uygulamıştır.
Saadet Partisi'nin adayı kim olacak?
İktidar partisi çok hoyrat ve pervasız. İlke tanımıyorlar tek mesele kendi varlığını tahkim edecek sözün çoğalması. Böyle mayınların sık döşendiği bir ortamda bir takım muhalefet partilerinin bugünden "Bizim adayımız budur" demenin dezavantajlarını görmemek mümkün değil. Biz 13. Cumhurbaşkanı'nın bizim bulunduğumuz ittifakın içinden çıkacağına inanıyoruz. Saadet Partisi olarak en büyük itibara bugün sahibiz.
Kılıçdaroğlu'nun adaylık çıkışı
Kılıçdaroğlu'nu son dönem siyasetleri itibari ile değerli bir politika izliyor olarak değerlendiriyoruz. İttifak ruhuna uygun, seçildiğinde istişare halkasını bozmayacak, işbirliğine devam edecek saygın bir insanın Cumhurbaşkanı olması tüm muhalefet partilerinin söylediği bir husus. Tüm muhalefet parti liderlerinin cumhurbaşkanı adayı olması uygundur. Bunu kim olacağı hususu vakti zamanı gelince konuşulacak bir durumdur.
Karamollaoğlu- Gül görüşmesi
Bu ziyaret bir cumhurbaşkanlığı meselesine ilişkin değildi. Sayın cumhurbaşkanı neticede tecrübeli bir siyasetçi. Bir cumhurbaşkanlığı meselesi konuşulmuş değil.
3. ittifak tartışmaları
A,B,C partileri bir araya gelseler bunun karşılığı olur mu? Siyasette karşılığı olabilecek şeyler ölçülebiliyor. Bu sinerji yaratacaksa siyasi partilerin gözardı edebileceği bir şey değildir. Ancak bugünkü şartlar itibari ile 2 ittifakın daha rasyonel olduğunu görebiliyoruz. Yarın hangi kapılar açılır onu bilemiyoruz.
