Abdülkadir Selvi'nin Hürriyet gazetesinde "Sorularla Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ve Akşener’in tavrı" başlığı altında kaleme aldığı yazı şöyle:

Erdal İnönü SHP Genel Başkanı olduğu dönemde, Meclis’teki görüşmelerden sıkıldığı zaman matematikteki sonsuzluk problemini çözmeye çalışırdı.

Siyaset muhabirleri olarak bunu yadırgardık. Bize göre siyasetçi demek 24 saat siyasetle ilgilenmeliydi.

Erdal Bey, kendisiyle çok barışık bir liderdi. Kendisi anlatmıştı.

Erdal İnönü, Macar asıllı ünlü fizikçi Wigner ile birlikte bugün “Wigner-İnönü teorisi” olarak anılan teoriyi geliştirmişti.

“Fizikçilerin toplantısında Wigner’e, ‘Erdal İnönü ne yapıyor?’ diye sormuşlar. ‘Öldü’ demiş. ‘Yahu nasıl öldü, adam Türkiye’de parti genel başkanı’ demişler. Wigner, ‘Fizikçi olarak öldü, siyasetçi olarak yaşıyor’ demiş.”

6’lı liderin cumhurbaşkanı adayı ve Parlamenter Sistem’e geçişle ilgili planlarını dinleyince bir an kendimi, yaşasaydı belki sonsuzluk problemini çözerdi ama bu problemi Erdal İnönü bile çözemezdi derken buldum.

6’LI DEKLARASYON

Gençlerin “beyin yakan” dedikleri bir durumla karşı karşıyayız. Nasıl mı?

1- Önce 6 liderin imzasıyla cumhurbaşkanı adayının seçildiğinde neler yapması gerektiğini kayıt altına alan bir deklarasyon yayınlanacakmış.

2- Seçilecek cumhurbaşkanı öncelikle yetkilerini devredeceğini kabul edecekmiş.

3- Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı, Parlamenter Sistem’e geçişe öncülük etmeyi taahhüt edecekmiş.

Bu önlemler cumhurbaşkanı olur da seçilirse ben Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne göre seçildim der de Parlamenter Sistem’e geçişi rafa kaldırırsa ona önlem olarak düşünülüyormuş.

Yani “Üttüm oynamıyorum” demesin tedbirleriymiş.

PARLAMENTER SİSTEM’E GEÇİŞ

4- Seçimlerden hemen sonra Millet İttifakı Parlamenter Sistem’e dönüşle ilgili Anayasa değişikliği için çalışmalara başlayacakmış. 360 milletvekili çıkarırsa referanduma giderek, eğer 400 milletvekilinin üstüne çıkarsa referandumsuz olarak Parlamenter Sistem’e geçiş sağlanacakmış.

5- Parlamenter Sistem’e geçildiğinde yeniden seçime gidilmeyecekmiş. 5 yıl süreyle görev yapacakmış. Kemal Bey hazır cumhurbaşkanı seçilmeyi başardıysa neden yeniden seçime gidip kendini riske atacakmış. Onun önüne geçmek için Başkanlık Sistemi’ne göre seçilen cumhurbaşkanı, yetkilerini devredip sembolik cumhurbaşkanı olacak ama bu arada da birinci olan partinin genel başkanına hükümeti kurma görevini verecekmiş.

6- Bu arada ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarıp parti liderlerinin cumhurbaşkanı yardımcısı olması fikri şimdilik askıya alınmış. Çünkü Anayasa değişikliğini gerçekleştirmek ve hükümeti kurmak için parti liderleri Meclis’e girip gruplarının başında olacakmış.

ANAYASA’YI DELME

7- Millet İttifakı sadece cumhurbaşkanlığını kazanır ama Meclis’te Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu elde edemezse o zaman cumhurbaşkanı birinci olan partinin liderini başbakan olarak atayacakmış. O da fiili başbakan olarak De Facto hükümetini kuracakmış.

8- Peki bu durum Anayasa’yı ihlal olmayacak mı? Özal’ı Anayasa’yı bir kez delmekle bir şey olmaz dediği için eleştirenler, daha başta Anayasa’yı delmek suretiyle ülkeyi yönetecekmiş.

SEÇMEN NE DER

Millet İttifakı seçimlere bu stratejiyle gidecek. Peki seçmen bu durumda ne düşünür? Bunların daha ne yapacağı belli değil, koltuk derdinden başka dertleri yok, demez mi? Bunlar ülkeye cumhurbaşkanı değil, 6 liderin yöneteceği kukla cumhurbaşkanı arıyorlar diye düşünmez mi? Millet güçlü bir lider olan Erdoğan’ı mı yoksa daha kendi akıbetinin ne olacağından habersiz silik cumhurbaşkanı adayını mı seçer?

NEDEN AÇIKLANMIYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na, “Ya adaylığını açıkla ya adayını açıkla” çağrısını yaptığı günden bu yana muhalefet kulislerini yokluyorum. Cumhurbaşkanı adaylarını neden açıklamadıklarını soruyorum.

1- Henüz cumhurbaşkanı adayları belli değil. Ortak aday çıkarılacak mı yoksa ilk tura çoklu adayla mı girilecek konusunu dahi netleştirmiş değiller.

2- Kılıçdaroğlu ismi ön planda olmasına rağmen cumhurbaşkanlığı mücadelesi kıran kırana devam ediyor.

İMAMOĞLU’NUN MESAJI

3- Ekrem İmamoğlu pes etmiyor. Cumhurbaşkanı adaylığı iddiasını sürdürüyor. En son olarak Financial Times’la söyleşisinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığı sorulduğunda, “Aday belirleme çok çok doğru” diye yanıt vermesinden belli. Dikkat edin Kılıçdaroğlu kazanır demiyor. Tam aksine doğru bir aday belirlenemezse seçim kaybedilir imasında bulunuyor. Tabii ki doğru adaydan kastettiği kendisi.

‘KILIÇDAROĞLU ESKİR’MİŞ

Bu değerlendirmelerin bir kısmı yeni değil. O nedenle bir süredir Kılıçdaroğlu özeline eğilmeye çalışıyorum. Millet İttifakı kulislerinden Kılıçdaroğlu ile ilgili yapılan iki önemli değerlendirmeyi aktarmak istiyorum.

SORU- Kılıçdaroğlu ne zaman aday olur?

YANIT- Kemal Bey adaylık için son güne kadar bekler. Çünkü birkaç aday var. Onların hangisi olabilir sorusunun cevabını görmek ister. Meral Akşener başta olmak üzere diğer liderlerin yeşil ışık yakmasını bekler.

SORU- Tek neden bu mu?

YANIT- En önemli neden bu. Ama diğer liderlerin desteğini sağlasa dahi şimdiden aday olduğu takdirde eskir, yıpranır ve tabanda bir heyecan kalmaz. Oysa ismi açıklandığında bir heyecan dalgası oluşturması lazım.

ERDOĞAN NEDEN ESKİMİYOR

SORU- Erdoğan 20 yıldır ülkeyi yönetiyor. Adaylığını da şimdiden açıkladı. Onun eskime, yıpranma kaygısı yok mu?

YANIT- Erdoğan’ın eskime, yıpranma diye bir sorunu yok. O kendini güncellemeyi ve taze tutmayı başarıyor.

6 kez gidip 7 kez geldiği için Demirel hakkında küllerinden doğan efsanevi kuş Phoenix benzetmesi yapılırdı. 20 yıldır ülkeyi yönetip eskimeyen Erdoğan’ı neye benzetmek gerekir, onu bilemedim.

AKŞENER’İN DESTEĞİ

Bir süredir Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı için Akşener’in tavrının belirleyici olacağını yazıyorum. Kemal Bey en çok Akşener’in desteğini sağlamaya çalışıyor. Ama Akşener bir türlü renk vermiyor.

O nedenle Akşener ne zaman desteğini açıklar diye sordum. “Kılıçdaroğlu adaylığını ilan etmediği müddetçe, Akşener hiçbir şekilde rengini belli etmez. Öncelikle Kemal Bey’in adaylığını ilan etmesi gerekiyor. Aday olmayan birisi için destek açıklaması yapılmaz” yanıtını aldım.