Deneyimli Gazeteci Mahmut Övür, Ankara Masası’na özel açıklamalarda bulundu.
Lübnan’da yaşanan patlamaya ilişkin açıklamalarda bulunan Övür, İsrail’i işaret etti.
“PATLAMANIN TESADÜF OLMA İHTİMALİ ÇOZ AZ”
Türkiye ile Lübnan arasında yapılması planlanan muhasır ekonomik bölge anlaşmasının İsrail’i rahatsız ettiğini belirten Övür “Lübnan ile de muhasır ekonomik bölge ilan etme durumu olsa, küresel güç merkezlerinin ,küresel ülkelerin planını tamamen değiştirirdi. Çünkü çok ciddi bir 22 milyon kilometrekarelik bir deniz alanı var ve 96 milyon metreküplük bir petrol rezervinden doğalgaz rezervinden bahsediyorum. Devasa şeyler bunlar. Bu İsrail ile Lübnan arasında bir anlaşmazlığa yol açtı. Açık açık İsrail Lübnan’a burayı sen kullanamazsın burası bizim hakkımız demeye başladı. Şimdi burada bu gerilimin ortasında da yani Beyrut’u yerle bir eden bir patlamanın tesadüf olma ihtimali çok azdır. Tamamen Lübnan’ı çaresiz bırakmak kolunu kanadını kırmak bu işlerle uğraşmasını engellemek için yapılmış düşünülmüş ya da belki de fırsata dönüştürülmüş bir şeydir diye düşünüyorum” diye konuştu.
“BÜYÜK DEVLETLER GÖZLERİNİ DOĞU AKDENİZ’E DİKTİ”
Doğu Akdeniz’de yaşananlarla ilgili de konuşan Övür “Doğu Akdeniz’deki çatışmalar özellikle 2010’dan önce 2004’lerde başladı. 2010’dan sonra şu görüldü, bu bölgede çok ciddi bir doğalgaz ve petrol rezervi var. Trilyon dolarlara kadar ulaşabilecek kadar büyüklükte bir rezerv var. Bugün büyük devletler, büyük petrol şirketleri bütün gözlerini Doğu Akdeniz’e diktiler. Bugün bile buraya baktığınızda Kanada’dan, Belçika’ya kadar onlarca ülkenin büyük gemileri, savaş gemileri oradalar. Bunun bir nedeni var. Oradaki enerji koridorunun kontrol etmek ya da oradan pay almak. Buranın çok önemli, petrol merkezi pozisyonuna geleceği çok açıktı.” İfadelerini kullandı.
“FRANSA SÜREKLİ ETKİN OLMAYA ÇALIŞIYOR”
Övür, Lübnan’da Fransa’nın kurtarıcı ilan edilmesini değerlendirirken “Fransa sürekli bölgede etkin olmaya çalışıyor. Bizimle ilişkili PKK terör yapılanmasını PYD ile ilişkisinde de devrede olduğunu görüyoruz. Bütün bu süreçlerde devrede olmaya çalışan Fransa var. Bu da Doğu Akdeniz’de ki enerji koridorunu kontrol etmenin bir parçası diye düşünürüm.” dedi.
