Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kemal Kılıçdaroğlu'nun hareketine tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan bütçe görüşmelerinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı el hareketine tepki gösterirken "Herkes yüce Meclis'e saygı göstermelidir" dedi.
Ankara Masası
|
08 Aralık 2021, Çarşamba - 19:09
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kemal Kılıçdaroğlu'nun hareketine tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Külliye'de gerçekleşen   2 saat 15 dakika süren Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.

Erdoğan konuşmasının başında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı el hareketine tepki gösterirken "Bütçe hakkı yasama, yürütme, yargı erklerinin bağımsızlığı üzerine kurulu en önemli yetkilerden biridir. Türkiye şehit yakınlarına galiz küfürler eden bir milletvekilinin yaptığı terbiyesizliğin şokunu üzerinden atamamışken bu defa Genel Kurul'da yaşanan bir başka edepsizlik örneğiyle sarsılmıştır. Üstelik bu edepsizlik meclisin ikinci büyük partisinin genel başkanı tarafından sergilenmiştir. Milleti kendi yalanlarıyla, iftiralarıyla kandırabileceğini sananların birileri tarafından şişirildiği anlaşılan egolarıyla geldikleri yer burasıdır.  TBMM Genel Kurulunu partisinini genel merkezi ya da kafaları dunmanlı dostlarıyla atıp tuttuğu bir ortam zanneden bu zata Yunus'un diliyle cevap vermek istiyorum. "Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep, dediler ilim geride, illa edep, illa edep". Millete söyleyecek hiçbir sözü, ortaya koyacak hiçbir programı olmayanların içlerindeki kini, nefreti bu tarz davranışlarla dışa yansıttığı görülüyor. Buradan herkesi TBMM'nin asaletine, nefasetine, izzetine, bu yüce kurumun faziletine uygun davranışlar sergilemeye davet etmek görevimizdir. İktidarın sadece hayalini kurmakla bile bu derece kendini kaybedenlerin ülkenin başına ne gibi felaketler getireceğini milletimizin takdirine bırakıyoruz." dedi.

Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti;

Katar görüşmesi

Katar'a resmi bir ziyaret gerçekleştirdik. Katar'la bugüne kadar son ziyaretimizle birlikte siyasi, askeri, ticari, ekonomik ve kültürel konuları kapsayan toplam 84 mutabakat imzalayarak işbirliğimizi sürekli ileriye taşıdık. Ziyaretimiz sırasında Katar'ın 15 milyar dolarlık yatırıma ilave edilecek hususlarda da kapsamlı görüş alışverişinde bulunduk.

"Onca mücadeleyi bunun için verdik"

Türkiye'nin yatırım atağı her alanda hızla sürmektedir. Adana'da 1.4 milyar dolar yatırım bedeli olan petrokimya tesisinin temelini atmıştık. Ülkemizin dört bir yanında yürütülen yüzlerce dev yatırımı yakından takip ediyoruz. Türkiye'nin kurtuluşunu küresel çıkar odaklarının güdümündeki reçetelerde değil, kendi kaynaklarını harekete geçirecek yatırımlarda, istihdamda, ihracatta görüyoruz. 19 yıldır yoluyla, köprüsüyle, barajıyla, santraliyle, sulama sistemleriyle sahip olduğumuz muazzam altyapıyı bunun için inşa ettik. 19 yıldır bunca okulu, üniversiteyi, mesleki eğitim kurumunu, hastaneyi, adliye sarayını bunun için kurduk. 19 yıldır ülkemizi her alanda bölgesinin ve dünyanın yükselene yıldızı yapmak için onca mücadeleyi bunun için verdik.

Yeni ekonomi modeli

Ülkemizi 19 yıldır hakka, hakikate, hakkaniyete dayalı bir demokrasi ve kalkınma anlayışıyla yönetiyoruz.ç Türkiye'de bu kavramlardan nasibini almamış bir zihniyet hep olmuştur. Hiç şüphesiz bundan. sonra da olacaktır. Tek parti faşizmiyle başlayıp darbeler ve vesayet rejimiyle süren, gerektiğinde terör örgütleri dahil her türlü şer şebekesiyle işbirliğine giren bu zihniyet her defasında milletimizin irfanına ve izanına çarpmıştır. Son 8 yılda milletimiz aleyhine konum alan bu zihniyet ekonomide yaşanan değişimi de saptırmaya çalışıyor. Biz ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme. Hedef bu. Bu zihniyet yüksek faizle ekonomiyi soğutmak, küçültmek ve dolayısıyla istihdamı azaltmak istiyor. Biz Türkiye siyasi, sosyal, ekonomik, askeri her alanda bölgesel ve küresel güç haline gelsin diyoruz. Bu zihniyet ülkemizi tüm siyasi ve ekonomik iddialarından vazgeçirerek eskiye döndürmek istiyor. Biz insanlarımızın refahını yükselterek enflasyonu düşüreceğiz diyoruz, bu zihniyet Türkiye'yi ekonomik ve siyasi boyunduruk altına almak istiyor. Biz 2008 krizinin Türkiye'yi teğet geçeceğini söylediğimizde birileri bunu istihza ile karşılamıştı. Salgın döneminde de yine benzer bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Küresel ekonominin yüzde 3,4 küçüldüğü geçen yıl, biz büyüme kaydettik.

"Önümüzde zorluklar yok mu, elbette var. Bunların en başında gelen dünyadaki enerji ve gıda fiyatlarındaki yükseliştir. Bir süre sonra, ben inanıyorum, bu da dengeye oturacaktır. Bu belirsizliğin ortadan kalkması bizim de önümüzü daha rahat görmemizi sağlayacaktır. ÜFE ve TÜFE arasındaki büyük fark gelişmiş ekonomileri sarsmayı sürdürecektir. Bu tablo bizim üretim ve ihracat konusundaki hedeflerimize ulaşmamız için ihtiyacımız olan zamanı kazandıracaktır. Üretim ve istihdamı adım adım daha ileri taşıyacağız. Bir müddet sonra bu süreç çalışanların ücretlerinden kamu gelirlerine kadar her alanda kazanç olarak kendini hissettirmeye başlayacaktır. Biz ne yaptığımızı biliyoruz, nasıl yapacağımızı biliyoruz, nereye gideceğimizi biliyoruz, ne elde edeceğimizi biliyoruz. Milletimizden bize güvenmesini ve sabırlı olmasını istiyorum. Türkiye'nin asırlardır teşebbüs ettiği ama geriye giden büyük kalkınma hamlesinin önü inşallah bu defa kesilemeyecektir. Gelişmiş ülkeler arasında hakkımız olan yeri aldığımız bu günleri başarı olarak hatırlayacağız. Geçmişte Türkiye hep başkalarının reçeteleriyle sıkıntıları çözmeye çalışmıştır. Dünyadan ve kendimizden çıkardığımız dersler ışığında kendi hikayemizi yazıyoruz. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hızla devasa bir işsizlik krizine doğru gittiği bir dönemde biz yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme odaklı politikalarımızla vatandaşlarımızın işlerini, aşlarını, geleceklerini güvence altına almaya çalışıyoruz. Ülkemizin gerektiğinde 40 milyona kadar çıkabilecek işgücünün her birine bu imkanı sunmak istiyoruz. İstihdamdaki her artış milli gelirimize yukarı yönlü katkı sunmaktadır. Cari fazlayı oluşturduğumuzda gereken kaynak kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Ülkemizin dünya pazarlarından aldığı payı katlayarak artıracağız. Türkiye geçtiğimiz 19 yılda toplamda 14 trilyon dolara yakın milli gelir üretmiş, bunun da 4'te 1'ini yatırıma kullanmış bir ülke olarak hedeflerine ulaşabilecek güce, imkana, kalibreye, kapasiteye sahiptir. Bu süreçte ödediğimiz bedeller elde edeceğimiz kazançlar yanında çok küçük kalacaktır.

http://www.ankaramasasi.com/haber/1165645/cumhurbaskani-erdogandan-kemal-kilicdaroglunun-hareketine-tepki
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.