Mustafa Destici'den Kemal Kılıçdaroğlu'na kınama

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici partisinin genel merkezinde düzenlendiği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sözlerine dün Pençe-Kilit Operasyon Bölgesi’nde, teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Teğmen Abdulkadir Güler, Piyade Uzman Çavuş Onur Doğan, Piyade Uzman Çavuş Hüseyin Cankaya, Piyade Sözleşmeli Er Celal Tekedereli ve Piyade Uzman Çavuş Bican Kapılay'ı anarak başlayan Destici, şehit ailelerine başsağlığı diledi.

Destici, şehitlerin katillerinden hesap sormanın artık boyun borcu olduğunu belirterek "Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, hiçbir zaman geri adım atmayacağız. Hiçbir taviz vermeyeceğiz. Teröre, terör örgütlerine, teröristlere, katillere nasıl davranılması gerekiyorsa, her birine öyle muamele edeceğiz."dedi.

"Müsamaha göstermedik, göstermeyeceğiz"

Terörle, terör örgütlerine karşı tüm Türkiye vatandaşlarının aynı tavrı, aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğini vurgu yapan Destici, "Teröre, terörün uzantılarına, sözcülerine, destekçilerine, terörün uzantılarına meşruiyet kisvesi giydirmeye çalışanlara, onlarla masaya oturup pazarlık yapanlara, hiçbir müsamaha göstermedik, göstermeyeceğiz" diye konuştu.

Destici, 24 Mayıs 1993 tarihinde Bingöl’de terör örgütünün hain saldırısında silahsız ve savunmasız olan 33 askerin, 3 öğretmenin ve 3 sivil vatandaşın şehit edilmesinin 29. yıl dönümü olduğunu da hatırlatarak, başsağlığı diledi.

"Askeri harekatları destekledik, desteklemeye devam edeceğiz"

Son Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Suriye ve Irak'tan gelen terör tehdidini engellemek, terörü kaynağında kurutmak, yaşanan insani dramların önüne geçmek, güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu parçalamak, bölgede kalıcı barışı sağlamak için güney sınırlarımız boyunca, 30 km derinliğinde güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların, Barış Pınarı Harekatı’nın, eksik kalan kısımlarıyla ilgili yeni adımların da atılacak" açıklamalarının yeni bir askeri harekat olarak yorumlanmasına ilişkin ise Destici, şunları söyledi;

Sınır ötesi harekatlarımız;

• Türkiye’nin sınır güvenliğinden, savaş bölgesindeki nüfus hareketlerini kontrol altında tutmaya;
• bölgede terör örgütlerine kaynak sağlayan uyuşturucu ve insan kaçakçılığına engel olmaktan, Suriye Türkmenlerinin güvenliğine;
• bölgede, Türkiye’den toprak talebi olan bir “terör devleti”nin kurdurulmasına tedbir almaktan, Suriye’de savaş nedeniyle yaşanan insanlık dramlarını engellemeye;

hayati öneme sahip sayısız fonksiyonu yerine getiriyor.

Pek çok açıdan, büyük sorumluluk ve fedakârlıkları bünyesinde barındıran askeri harekatları hep destekledik, desteklemeyi vatandaşlık ve insanlık görevi kabul ediyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz.

Destici'den NATO'ya PKK soruları

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusuna ilişkin ise Mustafa Destici, "Türkiye teröre, terör örgütlerine destek veren, kucak açan ülkelerin NATO’ya girişine evet diyemez ve dememelidir" diye konuştu.

"Hiç bir terör örgütü; ekonomik, askeri, siyasi destek almadan uzun süre ayakta kalamaz" ifadelerini kullanan Destici, Türkiye'nin 40 yıldır mücadele ettiği terör örgütüne destek verildiğini söyledi

Destici, terör örgütüne destek veren ülkelere şu soruları yöneltti;

PKK’nın, literatürde var olup işlemediği herhangi bir suç var mıdır?

Cinayetten tecavüze, uyuşturucu ticaretinden çocuk istismarına, kaçakçılıktan hırsızlığa, hukuk literatüründe bulunup işlemedikleri, sicillerinde bulunmayan tek bir suç var mıdır?

"Yunanistan'ın fiillerinin tümü, uluslararası hukuka aykırıdır"

Yunanistan'ın son dönemde yürüttüğü politikalara yönelik eleştirilerini yönelten Destici "Yunanistan bir NATO ülkesi. Bir saldırıya maruz kaldığında, NATO Sözleşmesine göre “kendimize saldırılmış” kabul edip iş birliği yapmamız gereken “müttefik”imiz. Bununla birlikte Yunanistan, uluslararası hukuku hiçe sayarak; Kıbrıs’ı -kendi tabirleriyle- “Türklerden arındırmaya”; Batı Trakya’daki Türk varlığını yok etmeye; Ege’yi Türkiye’nin geçişine kapatmaya; adaları Türkiye’ye yöneltilmiş silahlarla doldurmaya devam ediyor. Tekraren ifade ediyorum: Yunanistan’ın, dile getirdiğimiz fiillerinin tümü, uluslararası hukuka aykırıdır. Yunanistan NATO ülkesidir ve NATO üyeliğine yeniden kabulü, 12 Eylül Darbesi’nin Türkiye’ye ihanetlerinden biridir. Yunanistan Başbakanının ABD Kongresi’ndeki konuşmaları, Yunanistan için bir “acziyet abidesi”, konuşmaları alkışlayanlar için ise bir “hukuk ve insanlık ayıbı” olarak tarihe geçecektir." ifadelerini kullandı.

"Ekonomik baskılarla Türkiye'nin direnci kırılmak isteniyor"

Destici, Türkiye'nin direncinin siyasi atmosferden faydalanarak ekonomik baskılarla kırılmaya çalışıldığının da altını çizerek "Türkiye’nin hava savunma sistemine sahip olmasının önüne konulan engeller; savunma sanayiine yönelik kısıtlamalar; son olarak Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırımları engellemeye yönelik kararlar, aynı planın parçaları. Tümünün önündeki gerekçeleri ve arkasındaki planları görüyoruz. Bu yolla yapılmak istenenlerin farkındayız. Tümüyle başa çıkabilecek güce ve iradeye sahibiz.Son olarak; Türkiye’nin Kredi Risk Primi’nin getirildiği seviyenin de aynı oyunun hamlelerinden biri olduğunu görüyoruz." şeklinde konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu'na kınama

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aile fertleri aracılığıyla ABD’ye para kaçırdığı, bunun bir kaçış planın parçası olduğu iddialarına ilişkin ise Destici şunları söyledi;

İddiaların içeriğine girmeden önce, özellikle şehitlerimizin matemini yaşadığımız bir günde, CHP Genel Başkanı’nın, bu ölçüde bir yanlışa düşmesinden dolayı ayrıca üzüntü duyduğumu kamuoyumuzla paylaşmak istiyorum.

Konunun muhatapları muhakkak cevap vereceklerdir.

Ayrıca iddiaların yargıya taşınması zaruri hale gelmiştir.

Bilindiği gibi ABD’de 300 binin üzerinde vatandaşımız yaşıyor.

Bunların önemli bir bölümü öğrenimleri için ABD’de bulunuyorlar.

Geçtiğimiz Eylül ayında, New York’taki Türk Evi’nin açılışına ben de katılmıştım.

Hepimizin varlığı, mülkü olan, hepimizin gururu olan Türk Evi’mizin maliyeti, çeşitli kaynaklar tarafından 261 milyon dolar, şu anki reel değeri ise 1,5 milyar dolar olarak açıklandı.

Yine Türkiye, ABD’de öğrenim gören vatandaşlarımızın, gençlerimizin, vatandaşlarımızın, hatta Türk ve İslam dünyasına mensup herhangi bir kardeşimizin başta barınma olmak üzere sosyal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, farklı yöntemlerle yatırımlar gerçekleştiriyor.

TÜRKEN Yurdu projesinin de bunlardan biri olduğunu biliyoruz.

Tümü yasal yollarla, kayıt altında, Türkiye Cumhuriyeti ve ABD yasalarına uygun şekilde, vakıflar tarafından gönderilen bu paraların, Türkiye’yi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı itibarsızlaştırmak için, bir yalana malzeme edilmesini kınıyorum.

Bu yalanın bir “kaçış planı” şeklinde servis edilmesini ise hiçbir masum gerekçeyle, herhangi bir fikir ve ifade özgürlüğü izahıyla veya iyi niyetle, hiçbir şekilde yan yana getiremiyorum.

Siyasette bu tip yöntemlere asla başvurulmamalıydı.

Siyasi mücadelelerin, siyasetçilerin aileleri üzerinden yapılmasının çirkinliğiyle maalesef bir kez daha yüzleşmek zorunda kaldık.

" 15 Temmuz’da FETÖ’cü hainlerin başaramadıklarını, bugün başaracaklarını mı zannediyorlar?"

Destici sözlerine "İçinde bulunduğumuz şartlarda, muhalefet partilerinin bir bölümünün, uzun bir süredir, Türkiye’yi uluslararası alanda itibarsızlaştırma ve etkisizleştirme misyonunu kendilerine görev edindiklerini görüyoruz." ifadeleriyle devam ederken "Sandıkla, seçimle, millet iradesiyle, demokratik yollarla, seçilmiş meşru hükümeti değiştirme ümidini yitirenler, 15 Temmuz’da üniforma giymiş FETÖ’cü hainlerle başaramadıklarını, bugün başaracaklarını mı zannediyorlar?Gezide, 15 Temmuz'da iç savaş çıkaramadınız, yine çıkaramayacaksınız. Kardeşi kardeşe düşüremediniz, yine düşüremeyeceksiniz." dedi.