Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Karar TV'de Elif Çakır ve Taha Akyol ile "Gündem Özel'' programında gündemi değerlendirdi.
Uysal, altılı masanın cumhurbaşkanı adayı kim olacak tartışmalarına ilişkin "Altılı masada şahıslar üzerinden tartışmak değil daha çok prensipler, değerler üzerinden bir tarifi yapmak daha doğru. Siyasetin tabii zamanlaması ile birtakım isimlendirme ile başka başka alacağı kararları var. Bunun dışında ne öne çekebilirsiniz ne geç bırakabilirsiniz. Ama kamuoyu da tabii bütün sıcak başlıklar bu merkezde cereyan ediyor. Türkiye'de 2 zeminde bir rekabet var; birincisi cumhurbaşkanlığı. Zemindeki siyasal karakterin siyasi figür olarak ismin ön plana çıktığı bir süreç, hangi cephesinden değerlendirirsek değerli. Tüm siyasi partiler kendi cephelerinden pek çok hem özel de kendi kısa, orta ve uzun vadeli hedeflemeleri hem de her şeyin önünde bugün koymak mecburiyetinde olduğumuz çünkü önünde demokrasinin en zor sınavı diye de tarif etmeye çalıştığım kazası olmayacak bir seçim var. O açıdan bir değerlendirme yapıyor. Biz zaman zaman bu prensip temelinde isimler üzerinden bir değerlendirme yapmaktan hepimiz sakınıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun referandumu arkasında Millet İttifakı'nın oluşması. 2019 yerel seçimleri ile beraber Türkiye'nin kademe kademe bir demokratik direnç merkezini oluşturmakta bir seddi oluşturmakta çok önemli ihtiyaçları ile beraber yürüttüğü bir süreç vardı." dedi.
"Olumlu bir bakış açımız var"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığıyla ilgili ise Uysal "Bugün Cumhuriyet Halk Partisi Meclis'te ikinci büyük parti. Eski tabirle ana muhalefet partisi. Hem tarihsel tüzel kişiliği itibarıyla hem de bugünkü büyüklüğü itibarlıyla siyaset bir tarafı da çok gerçekçi. Ben o noktada ön yargılarla iktidarın zihnimizin arkasında sarkıttığı, Sayın Kılıçdaroğlu üzerinden böyle bir hassasiyet geliştirmek gibi bir propaganda sistematik propagandaya da karşı söylüyorum. Yani niçin Kemal Kılıçdaroğlu olmasın? Geçmişte de söyledim 'Niçin Sayın Akşener olmasın?' elbette son tahlilde Demokrat Parti olarak biz de diğer siyasi partilerden temel bir önceliğimiz var en etkin neticeyi normalde rekabet ikliminde değiliz. Son kararı altılı masa iş birliği içerisinde yapacağız. Biz kendi penceremizden ön yargıyla bakmıyoruz. Kemal beyle ilgili bir ön yargımız yok. Bu süreçle ilgili yaptığı katkıları da göz önüne alınca bizim açımızdan olumlu bir bakış açımız var. Türkiye'nin bugün içinde bulunduğumuz nefes alıp verdiğimiz siyasal koşullarına kayıtsız kalmak iktidarının önümüzdeki süreçte operasyonel pek çok hamle Türkiye'de kontrollü bir şekilde sokağa yansısın birtakım işler ile beraber kriminalize edildiğini biliyoruz. Bugün geldiğimiz noktada sadece bizim meselemiz iktidar değişimi değil. Türkiye kişiselleştirilmiş bir kişinin karar verdiği, kurumsal derinliğin sıfırlandığı bir noktaya geldi. Önümüzde bir siyasal süreç var. Elbette burada aday olacak kişiler siyasetin dışından birtakım isimlerin olabileceğini düşünmüyorum. Siyasi sorumluluğu olan bir profil olmalı. Sayın Erdoğan kuvvetli bir siyasi aktör. Ona alternatif daha kuvvetli biri olmalı. İktidara karşı işbirliği çerçevesinde ön yargılar var. Ben ön yargılarımız konusunda önemli bir mesafe aldığımızı düşünüyorum. Türkiye'de mağdur olmamış hiçbir siyasi kesim yok." diye konuştu.
