Erdoğan: “İdama gönderilen milletin iradesiydi”

Ankara Masası
|
27 Mayıs 2020, Çarşamba - 21:30
Erdoğan: “İdama gönderilen milletin iradesiydi”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın açılış töreninde konuştu. Erdoğan, "Darbe ile görevinden indirilen, Yassıada'da kurulan tiyatro mahkemelerde yargılanan rahmetli Menderes ve arkadaşları değil, tarihi, kültürü, değerleri ve inançlarıyla milletimizdi. Ama bilmiyorlardı ki Türk milletinin kalbindeki sevgiyi, yüreğindeki ateşi söndürmeye, onu hedeflerinden koparmaya bir avuç darbecinin gücü yetmezdi" dedi. Erdoğan konuşmasında sert eleştirilerde de bulunarak, "Dün ezandan, İstiklal Marşı'ndan, bayraktan, birliğimizden ve beraberliğimizden rahatsızdılar, bugün de rahatsızlar. Ülkemizde bugün demokrasimize gölge düşürmeye çalışanlara dikkat edin. Hepsi de 27 Mayıs hayranıdır." İfadelerini kullandı.

Demokrasi ve Özgürlükler Adası'ndaki kongre merkezinde gerçekleştirilen açılış törenine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra TBMM Başkanı Şentop, MHP Genel Başkanı Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın da aralarında bulunduğu isimler katıldı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri çerçevesinde katılımcıların maske takarak izlediği tören, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın proje aşamalarının yer aldığı videonun gösterimiyle başladı.

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Darbe ile görevinden indirilen, Yassıada'da kurulan tiyatro mahkemelerde yargılanan rahmetli Menderes ve arkadaşları değil, tarihi, kültürü, değerleri ve inançlarıyla milletimizdi. Ama bilmiyorlardı ki Türk milletinin kalbindeki sevgiyi, yüreğindeki ateşi söndürmeye, onu hedeflerinden koparmaya bir avuç darbecinin gücü yetmezdi." dedi. 

Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup cuntacının gerçekleştirdiği darbenin ardından yaşananların ise sadece demokrasi adına değil, adalet ve insanlık adına da utanç verici olduğunu aktaran Erdoğan, "Üzerinde bulunduğumuz Yassıada'da, diğer bir ifadeyle 'Yaslı Ada'da yapılan ve bizzat faillerinin itirafıyla önceden verilen emirlerin uygulanması şeklinde geçen yargılamaların sonu çok büyük bir faciayla bitmişti." diye konuştu. 
Yıllarca ülkeye hizmet etmiş olan ve milli iradenin temsilcisi konumundaki Demokrat Parti yöneticilerinin her türlü hakarete, işkenceye, iftiraya maruz kaldığı yargılamaların burada yapıldığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Aslında burada yapılan iş yargılama değil, darbe yaparak anayasayı çiğneyenlerin ülkenin meşru yöneticilerini anayasayı ihlal ithamıyla giriştikleri bir hukuk cinayetiydi. Yassıada'da aylar boyunca tam anlamıyla bir zulüm makinesi işletilmiştir. Ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanları, komutanları, milletvekilleri, bürokratları hiçbir somut suçları olmadığı halde kin ve nefret ürünü insanlık dışı muamelelere maruz bırakıldılar. İstiklal Harbimizin kahramanlarından olan bu ülkenin cumhurbaşkanını intihara teşebbüs noktasına kadar getirdiler. Nezaketi, kibarlığı, insani hasletleri dillere destan olan bir başbakanı idama götürürken bile prostat muayenesi bahanesiyle aşağılamaya kalkacak kadar alçaldılar. Bu ülkenin yüreği vatan sevdasıyla dolu genelkurmay başkanını darbecilere katılmayı reddettiği için bir teğmene tokatlatarak tarihimizde görülmemiş rezillikler sergilediler."

"Her üç kahraman da idam sehpasına vakarla, gururla, inançla yürüdü"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrat Parti Hükümetinin Başbakanı Adnan Menderes ile Bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun idam kararlarının da yine burada alındığını aktararak, şöyle devam etti:
"Her üç kahraman da idam sehpasına vakarla, gururla, inançla yürüdü. Darbeden yaklaşık 16 ay sonra, 16 ve 17 Eylül 1961 tarihinde gerçekleşen bu idamlar milletimizin yüreğine kor bir ateş gibi düşmüştür. Aslında o gün hukuk ve adalet ayaklar altına alınarak idam sehpasına gönderilen milletin bu üç adamı değil, bizatihi milli iradenin ta kendisi olmuştur. Darbe ile görevinden indirilen, Yassıada'da kurulan tiyatro mahkemelerde yargılanan rahmetli Menderes ve arkadaşları değil, tarihi, kültürü, değerleri ve inançlarıyla milletimizdi. Ama bilmiyorlardı ki Türk milletinin kalbindeki sevgiyi, yüreğindeki ateşi söndürmeye, onu hedeflerinden koparmaya bir avuç darbecinin gücü yetmezdi. Bu vesileyle sürgüne gönderildiği Hindistan'dan idam kararlarının hukuki ve meşru olmadığını, insanlık duygularıyla uyuşmadığını belirterek trajediyi engellemek için çırpınan merhum Alparslan Türkeş'i de rahmetle yad ediyoruz. Menderes'i ve arkadaşlarını idam sehpasına çıkartanların ve onları destekleyenlerin alınlarındaki kara leke hiçbir zaman silinmeyecektir. Buna karşılık Menderes ve arkadaşlarının milletimizin kalbindeki mümtaz yeri her geçen yıl daha da güçlenerek hep devam edecektir."

Erdoğan konuşmasına, "Yassıada'yı da Yaslıada'yı da tarihe gömüp burasını Demokrasi ve Özgürlükler Adası haline getirmeyi kararlaştırdık. Bu da bize nasip oldu. Demokrasi ve Özgürlükler Adası, geçmişten bugüne verilen istiklal ve istikbal mücadelesiyle gönüllerdeki hasbi sevginin nişanesi olacaktır." sözleriyle devam etti.

“Sondaj gemimiz Karadeniz’e açılıyor”

Konuşmasında CHP’yi eleştirerek, "Kaç tane sondaj gemimizin Akdeniz'de olduğunu bilmeyecek kadar bunlar cehalet timsalidir." diyen Erdoğan, bir de müjde verdi. Cumhurbaşkanı, "Fatih sondaj gemimiz 29 Mayıs günü İstanbul Boğazı'ndan geçerek yeni sondajlar için Karadeniz'e açılacak." dedi.

“Ne işimiz olduğunu anlayacaksınız”

Cumhurbaşkanı’nın eleştirileri de vardı. Erdoğan, "Dün ezandan, İstiklal Marşı'ndan, bayraktan, birliğimizden ve beraberliğimizden rahatsızdılar, bugün de rahatsızlar. Ülkemizde bugün demokrasimize gölge düşürmeye çalışanlara dikkat edin. Hepsi de 27 Mayıs hayranıdır. Bize ne diyorlar? 'Suriye'de, İdlib'de, Libya'da ne işimiz var?' Buralarda ne işimiz olduğunu çok kısa zamanda çok çok iyi anlayacaksınız." diye konuştu.
Yassıada'da hukuka deli gömleği giydirilmiştir

MHP lideri Devlet Bahçeli açılış töreninde konuşan isimler arasındaydı. Bahçeli, "Yassıada yalnızca denizin ortasında sivrilen bir kara parçasının adı değildir. Burası aynı zamanda milli hafızalara kazınmış, alacakaranlık bir devrin hukuk kisvesiyle demokrasiyle vurulan paslı zincirlerin simgeleşmiş yeridir. Yassıada'da hukuka deli gömleği giydirilmiştir.” dedi.

Bahçeli konuşmasında, “İç ve dış mihrakların yıkım kervanına dahil olması tek kelimeyle felakettir. Türkiye'yi dar ölçekli kaymak tabaka, elit ve azınlık bir ülke değil de milletin öz be öz evlatları yönettikçe çıkar güçleri elbet rahatsız olmuşlardır. Kurmacı mahkemeler, devri sabık yaratma çabaları, cunta çabaları, darbeci eylemler on yıllar boyunca demokrasiyi kötürüm bırakmış hem de özgürlükleri sekteye uğratmıştır. Yassıada mahkemelerini kuranlar bir devri değil demokrasi ve özgürlükleri sanık sandalyesine oturmuşlardır. Dikkate almadıkları bir gerçek varsa o da şudur: Ezemeyecekleri, yenemeyecekleri milletimizin bileği değil soylu ve cesur yüreğidir. Bu yürek oldukça, bu yüksek duruş varlığını korudukça hiçbir demokrasi düşmanı, hiçbir millet muhalifi tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi, belini doğrultamayacak, başını kaldıramayacak, başını kaldırsa bile cezasını çekecektir.” ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise konuşmasında, "Toplum ve siyaset hayatımız çok uzun yıllar 27 Mayıs darbesiyle açılan Yassıada yargılamalarıyla derinleşen bir yarayla yaşamak zorunda kalmıştır. Bugünlere kolay gelinmemiştir, ağır bedeller ödenmiştir" dedi.


http://www.ankaramasasi.com/haber/19276/erdogan-idama-gonderilen-milletin-iradesiydi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.