Mamak Belediye Meclisi Haziran ayı toplantısındaki gerginliğin ardından yaşanan istifa depreminin perde arkası aralandı. AK Parti'den istifa eden Meclis Üyesi Esra Yılmaz Aksoy, paylaştığı video ile ayrılığın gerekçelerini anlattı.
Mamak Belediye Başkanı Murat Köse'nin 2019 senesinin sonunda kendisini Gönül Çarşısı'na koordinatör olarak atadığını ifade eden Aksoy, bir süre sonra Köse'nin kendisini arama gereği duymadan özel kalemi üzerinden izne çıkarıldığını savundu.
O dönemde bazı şaibeli dedikoduların belediyede yayılmaya başladığını söyleyen Aksoy, bunlara karşı önlem alınması gerektiğini üstlerine bildirdiğini aktardı.
Gönül Çarşısı'nda yolsuzluk iddiası
20 Nisan 2020 tarihinde çarşı ile ilgili bir dosya hazırlamaya karar verdiğini ifade eden Aksoy, "Projenin başından beri tıkır tıkır çalışan stok sisteminden veri alacakken, sistemle oynandığı tespit edildi. Bunun üzerine manuel stok sayımı yaptırdım. Ancak özel kalem müdürü tarafından görevlendirilen personel, dosya hazırlamamızı ısrarla engellemeye çalıştı. Tüm zorlamalara rağmen bu kardeşiniz dosyasını tamamladı" dedi.
Dosya tamamlanınca kendisine yönelik saldırıların nedenini anladığını ifade eden Aksoy, "Tespit ettiğim usulsüzlük ve yolsuzluk bundan sonra yargının işi." ifadelerini kullandı.
Aksoy, şöyle devam etti:
"Değerli Mamamklılar, bana verilen emaneti korumak ve varsa yanlışları düzeltmek amacıyla dosyayı hazırlamak istedim. Uzaklaştırıldığım süre içerisinde Gönül Çarşısı'nda ne yapıldı? Nerelere ürün gönderildi? Gıda eksikliği var mı? Söylentiler doğru mu? Bunları tespit etmeye çalışıyorken nedendir bilinmez, cenaze işlerinde çalışan bir personel gelip, seçilmiş belediye meclis üyesine hakaret, sinkaflı küfür, baskı, hatta kıyafetime laf söyleyecek kadar, densiz hadsiz hatta fiziki şiddet uygulayacak kadar haddini aşmıştır. Soruyorum size, belediyede çalışan bir personel, bu gücü kimden almıştır. Belediye Başkanı Murat Köse'den mi, yoksa akrabası ve atanmış bir memur olan özel kalemi Mehmet Duran'dan mı?"
Dosyası ve yaşadıkları hakkında 10 ay boyunca Köse ile görüşemediğini savunan Aksoy, "Ocak ayında Haymana kampında Sayın Köse benimle bu konuyu görüşeceğini söyledi. Haziran ayındayız üzerinden altı ay geçti. Şubat ayı meclis toplantısında CHP Grup Başkan Vekili Sayın Tokmak bu konuyu dile getirdi fakat bu husus farklı farklı bir takım hassasiyetler doğurdu." ifadelerini kullandı.
"Soylu’nun bu cevap dilekçesinde ne işi var?"
Şubat ayındaki meclis toplantısından sonra Köse’nin yanımda durmasını beklediğini kaydeden Aksoy, "Çok bekledim, çünkü ben onun yol arkadaşıydım, çünkü o benim başkanımdı. Bu olay bir de hassas noktaya büründü fakat o beni şaşırtarak şahsıma bu terbiyesizliği yapan o personelin yanında yer aldı. Hatta taraf tutmayı o kadar abarttı ki bu personelin boy boy fotoğraflarını paylaştı. Ben de yapabileceğim en doğru şeyi yaptım kendimi korudum, bu iki personele dava açtım. Açtığım davada ne AK Parti’ye ne de Sayın Köse’ye zarar verecek en ufak bir cümle dahi bulamazsınız ama Sayın Köse burada da bir şark kurnazlığı yaparak olayı siyasi bir zemine oturtmak istiyor. Sayın Köse bu davadan size böyle bir malzeme çıkmaz. Her şey çok net ve ortadadır. Ama bende bu davamdan asla vazgeçmem. Bu dava benim itibarımı zedeleyen iki personelinize açılmış davadır. Sayın Köse bana neden dava açtın diye soracağınıza, hadsiz iki personelinize hesap sormalıydınız. Dava dilekçeme cevabınız daha da vahim. Yalan, iftira, dedikodu ve cımbızlanmış ifadelerle dolu. Yazık çok yazık. Bu personeli o kadar sahiplenmişsiniz ki dozajını kaçırmışsınız. Sayın Süleyman Soylu’nun bu cevap dilekçesinde ne işi var? Bana göz dağı mı vermek istiyorsunuz? Şaşkınlık içerisinde okudum cevap dilekçenizi gerçekten, Allah feraset versin. Bunları yapıyorsunuz da ya o vicdanınız? Bu koltuklar ilelebet bizim değil bu yaptıklarınızla anılacaksınız." dedi.
"Bir kadının onurundan üstün tuttuğunu dengeleriniz artık sizin olsun"
Yaşadığı vahim hadisenin çözümü için partide ulaşabileceği her noktaya ulaşmaya çalıştığını belirten Aksoy, "Tüm bu yaşadıklarım bir genel müdür hakkında attığım tweet kadar karşılık bulmadı. Tweeti kaldırmam için günde 30 kez arayan kıymetli arkadaşlar, partinizin belediye meclis üyesine yapılan hadsizlik için belediye başkanını kaç kez aradınız, hiç uyardınız mı? Burada yapılan haksızlıkların ilgi görmesi için işadamı mı olmak lazım? Burada yapılan ötekileştirmenin, ayrıştırmanın, haksızlığın bir parçası olmadınız mı? Ben teşkilatçıyım, gönüllü olarak yıllarca ailemi, çocuğumu bir kenara itip, gece-gündüz sokak sokak çalışmamın, bunca yıldır verdiğim emeğin karşılığı, belediyede bir personelden gördüğüm şiddeti, hakareti görmezden gelmeniz miydi? 'Çok haklısın abla ama dengeleri sağlamak gerek' dediniz bana. Siz bu dengelerini koruyunuz. Bir kadının onurundan üstün tuttuğunu dengeleriniz artık sizin olsun. Bazı hadiselerin duruşu net olmalıdır. Farklı siyasi gruplar, Mamak'ta temsil etsek de ortak değerlerimiz var, asla vazgeçmeyeceğiz değerler, bizi biz yapan değerler, siyaset üstü değerler. Kadının üzerinden siyaset yapılmaz, yapılmamalı." değerlendirmesinde bulundu.
"Murat Köse sana hakkımı helal etmiyorum"
Sözlerinin sonunda Köse'yi hedef alan Aksoy, şunları söyledi:
"Sayın Köse, kıyafetimi sorgulayacak kadar ileri giden personelinizin yanında durdunuz. Biz kadınlar siyasetimizi kıyafetlerimizle yapmıyoruz, zekamız ve bilgimizle yapıyoruz. Biz kadınlar sizin konu mankeniniz değiliz. Sayın Köse, ben sizi tercihlerinizle baş başa bırakıyorum. Mamak Belediyesi'ndeki akraba çetenizle, maşalarınızla, teşkilattan üstün işadamlarınızla baş başa bırakıyorum. Yol yürüdüğüm değerli arkadaşlarımdan hakkım varsa helal ediyorum. 9 yılımı verdiğim AK Parti'den işte bu yapıdan dolayı, söz hakkım dahi gasp edildiği için istifa ediyorum. Vatanım için milletim için hizmete hazırım. Ben siyasetçi kızıyım, halka hizmet benim kanında var. Bu da benim sözüm olsun. Sayın Köse, bir kadın olarak her şeyden önemli bir anne olarak sana hakkımı helal etmiyorum, seni Allah'a havale ediyorum."
